sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1300.
  1. ...

    Gökyüzü
    rüzgar dolu yine,
    beş duyuya birden
    hitap edenlerden;
    esiyor, esiyor, esiyor
    sen kokuyor;
    titretiyor; gözlerimde
    bir sen beliriyor;
    esiyor, esiyor, esiyor
    maziden, gülüşün geliyor;
    ruhumda geçmişin tadı.
    *
    3 ...
  2. 1301.
  3. A$kın tarifini arar insanoğLu
    BuLamamı$tır yüz yıLLar boyu
    Bana göre a$k;
    DuyguLarın HeLyumu...
    3 ...
  4. 1302.
  5. Hala devam eden şiddetli rüzgardan aldığım ilham ile yazdım. Şair mi? estağfurullah...

    RÜZGAR GiBi
    Çıkmıyorsun yine aklımdan
    Nereye baksam seni görüyorum
    Hiçbir farkım kalmadı
    Rüzgarın sağa sola fırlattığı ağaçtan

    Keşke rüzgar gibi gücüm olsa
    Bir üfleyişte ulaşsam amacıma
    Var olman, benim nefes alışıma sebep,
    Bana rüzgarlar değil fırtınalar gerek

    Amaçsızlığın en karanlık köşesinde kaldım
    Amaçsızlığın en derin köşesinde…
    Seni bulunca kırmızı bir mum gibi aydınlanacağım
    Seni bulunca bir kuş gibi yükseklerden uçacağım

    Aklıma sen gelince acıyor derinlikleri kalbimin
    Her saniye kulaklarımda çınlıyor sesin
    Hiddetli rüzgarların çıkarttığı ıslık gibi naif sesin
    Bu kalbin bir sahibi varsa
    O da şüphesiz ki sensin…
    2 ...
  6. 1303.
  7. yasın tuttuğu keder kadar gerçek bir öfke...
    bu hava, birilerine fena kızmış besbelli
    bütün sinirini ağaçlardan çıkarmakta

    peki şeffaf ve beyaz ne yapsın?
    biri kullanılmakta, bir kirlenmekte...

    ya da güzellik dedikleri?
    o da çıkmış zıvanadan,
    pis bir kahkahayla eşlik etmekte
    bir şiirin can çekişine.

    kendini köpeköldürene vermiş
    sadakat,
    saçı sakalı birbirine vuslat,
    kaypaktan şarap parası dilenmekte...

    ya insanlar?? onlar nerelerde dersin?
    maskeli baloda eğlenmekte,
    ayaklarında konverslerle...
    3 ...
  8. 1304.
  9. git basimdan azrail!
    cekirdekten yetistirdigim $u keciboynuzu meyve vermeden olmaz.
    hem erguvan agaclarim cicek acacaklar daha,
    zeytin fidelerim de minnacik.
    git dedim duymadin mi?
    daha degil, simdi degil...
    tirpanin ceviz agacimin dalina degiyor,
    cabuk biraz egil!
    3 ...
  10. 1305.
  11. avuçlarımda buruş buruşken yüzü
    tutarken geceyi, kovarken gündüzü
    bir 'ah' ile başladı
    dilimin, zehir zemberek, ilk sözü;

    Yerde kalan ah

    Başıboş bir ahmaktır efkar
    Sızıyor, nerde akşam, orda sabah
    Mum yanıyor masamda, ne tuhaf
    Dilimin ucunda bir kelimedir, günah

    Arsız cümleler beynimde
    Beynim orta yerde salaş
    Sallanıyor bir beşikte dünya
    insanlarda afaki bir telaş

    'Durun' diyesim var
    Çıkarıp başımı camdan
    Lakin kapandı pencerem
    Tüm insanlığa çoktan

    Ateşi ve ihaneti görenler
    Bilir yangınını aldanmışlığın
    Yalnayak yağmurda yürüyenler
    Sürer keyfini ıslanmışlığın

    Ben ihanetlerde ıslandım
    Yağmurlarda yandım yalnayak
    Gördüm çehresini yakından
    Öpüştüm ihanetle, yanarak

    Şimdi masamda bir mum
    Şişemde efkar,
    Dilimde günah,

    Yerde uzanan boylu boyunca;
    Ağzımdan henüz düşmüş bir ah

    saipsiz


    ( 25 kasım 2008, 03:24 bir ihanet sonrası yanarken zaman )
    8 ...
  12. 1306.
  13. ben de birikiyorum
    biri kör biri sağır
    iki dişlinin arasında
    kendime sır
    beynimde çağlayanlar
    bu sessiz sularınız
    kimlere akıyor
    saatler neyi hatırlatıyor
    bir bilinmeyen denklem

    hapsiniz var
    kalbiniz duvar
    elleriniz armut topluyor
    zahmet ediyorsunuz
    ben de irkiliyorum
    tek suçlum günaydınlar

    biri kendine ağır
    biri ağırdan alır
    bu kurşun askerler
    beni mi aldatır
    biri yalıtır
    biri dayatır
    kağıttan gemilerini
    yüzdürür kendi düşünde

    hepimiz işinde gücünde
    sapasağlam akıllı adamlarız
    ki bize ne oldu
    ben eziliyorum
    kendime gelince
    buralar benim şimdi
    hani ermişim
    sıvazlanmışım

    ben de keskinleşiyorum
    biri ötekine sağır
    4 ...
  14. 1307.
  15. yudum yudum uyku, doymuyorum, var mı uykudan öte?
    var mı nanıaziz? kâin-i inhitat fehvası iaşe ve ibate?
    ah, var mı doymak? varsa da yok mu acıkmak erte?
    ol vakit uyku ayni nizamda değil midir irtihal-i hakikate?
    ol vakit değil midir bugün; yarını hu'ya tevekkülle aynı kerte?
    2 ...
  16. 1308.
  17. seni sevmek,seni seviyorum demek,
    hiç bu kadar anlamsız gelmemişti.
    oysa ne tuhaf bizim akşamlarımız hep yarımdı.

    ne kaybeder sevgiyi
    yitirilen neydi,sevginin oluşmasını engeleyen.
    en zoru ise oluşan sevgiyi kaybedenmiş.

    ulan bir kurşun sallasam hayata,
    bütün çiçeklerini açsa birden
    hayal etmek hala her daim seninle bile güzel.

    seninle bile güzel!

    oysa ulan yine oysa
    herşey seninle güzeldi be
    herşey senin yokluğuna çıkınca kötüydü.

    hayat neydi
    yıkılan bütün sevgileri tekrar var etmek
    degil mi?
    8 ...
  18. 1309.
  19. Nefes almanın en zor olduğu yerdeyim
    Her konuşmanın sebebi sen
    Her gözyaşının sebebi sen
    Susmalımıyım bilmiyorum?
    Ama hergün
    Biraz daha çoğalan bir özlemle haykırıyorum seni
    Gidişinden sonra çokca zamanlar geçti...
    Çiçekler kurudu,hatta tekrardan yeşerdi...
    Mevsimler geçti...
    Ben seni asla unutmadım bebeğim...
    Artık yeter aramam seni dediğimden beri aramadım.
    Hatıralarından kurtulmadım...
    Her şarkıda seni anıyorum...
    Her sokak da , her otobüsde, her kahverengi bir çift gözde seni arıyorum.
    Ya göz renkleri benzemiyor,
    Ya da bakışları...
    Eğer buysa aşk acısı
    Eğer buysa gecelerce yaşamam gereken
    Senin için ben buna bile razıyım..
    Ne kadar zaman geçti hesaplamıyorum artık.
    Geleceğin birgün yokki sayılı günler çabuk geçsin...
    Bugün doğum günün
    Senden sonra ilk kez birşey için bu kadar mutlu oluyorum
    iyiki doğdun diye...
    Ben seni asla unutmuyorum bebeğim...
    Her ne kadar giderken en acı sözleri söylemiş olsanda..
    Ne kadar nefretini haykırmış olsanda ben başaramadım...
    Ya ben çok güçsüzüm ya sen çok unutulmazsın...
    Başkalarının gözlerinde senin aşkını arıyorum
    Bulamayacağımı anladığım da ise
    Başımı omuzlarımın içine daha da gömüp uzaklaşıyorum...
    Ben seni asla unutmuyorum bebeğim...
    Birgün sormuştun ''Neden Ben'' diye
    Hiç cevap veremedim ''neden sen''din
    Belki de hiçkimse gibi olmadığındadır...
    Belki de gözlerindeki o masumiyettendir...
    Belki belki de bir umutdur benim ki...
    Ve şimdi senin gözlerine bakarak söylemek istediklerimi söylüyorum.
    Son kalan resmine bakarak..
    Seni herkesden daha çok seviyorum doğum günün kutlu olsun bebeğim...
    Merak etme;
    Ben seni asla unutmuyorum bebeğim...

    01.24 17. 07 2006

    (bkz: Kim ne demisti)

    (bkz: Bal)
    2 ...
  20. 1310.
  21. hiçbir şey yok
    saat on ikiye beş var
    hiç kimse yok
    hayat var
    3 ...
  22. 1311.
  23. kendimden kaçarken ben; aksim biriken suda
    bulutlar sıralanmış, taksim taksim pusuda.
    3 ...
  24. 1312.
  25. yandığı yerdeki karaltı kadar iz bırakır insan hayata...
    en hassas yerine dokunabildiği kadar sevdiği yüreklerin.
    yanaklarını aşındırabildiği kadar güçlü,
    dudaklarını gerebildiği kadar mutlu olur.

    içli bir keman sesinden ne duyduğu bağlantılıdır biraz
    hayata bakış açısıyla.
    ya da,
    kahkaha atan çocukların sesine yaptığı yorumuyla.
    şarabı içerken şişenin sonundaki haline mi,
    yoksa mayhoş tadının sarhoşluğuna mı kafa yorar?

    ölürken??
    hatırlanmak mı, özlenmek mi
    yoksa öteki tarafta rahat bir hayat mı?
    2 ...
  26. 1313.
  27. önce sinekler uçtu
    sonra filler
    birden aklım göçtü
    çaldı ziller
    insanları sordum
    sustu diller

    döndüm durdum
    açığa vurdum
    delidir dediler
    iyiye yordum

    şu ademgiller
    öyle değiller
    böyle değiller
    şüphe suçtu

    önce sinekler uçtu
    sonra filler
    birden aklım göçtü
    çaldı ziller
    2 ...
  28. 1314.
  29. bana ordan bakma
    nehirleniyorum
    lambayı öyle yakma
    zehirleniyorum
    ve birden bütün kelimeler
    deliye dönüyor
    deliler bana dönüyor
    havuz problemi oluyorum
    içimde gezinen insanların
    derdi oluyorum
    onlardan bir fazla kendimden çok eksik
    biraz kuantumluyum şu günlerde
    hırpalandım kendimi sıfıra böldüğümde
    ihtiyar bir kedi önümde belirdi
    bana ordan bakma
    kendi kendine yalanlanıyorum

    raf ömrümden gencim şu sıralar
    yaralarıma neşterle imza atıyorum
    çoğu zaman bir kumbara ya zaman
    beklemek adlı sıkıcı oyunun
    sonunda ciğerlere dolan
    o keçi boynuzu mutluluk
    bir karıncadan fazlam
    daha çok sabah görmüş olmam
    sen sanki ben harmanlanıyorum
    hem harmanlanıyorum
    hem yalanlanıyorum
    belki kör bir ağacım
    önemi kendinden menkul
    fikri aklından meşgul
    kızgınlığı nezaketinden meşhur
    bir saat keskinliğinde inatçı
    bir gemi sakinliğinde yalancı
    kendine karşı komployum

    bana ordan bakma
    belirleniyorum
    5 ...
  30. 1315.
  31. bu sabah güneş doğdu
    ne kadar ilginç değil mi
    akşam karanlık oldu
    ne kadar ilginç değil mi

    iki ayağım var iki kolum
    hep asfalttır benim yolum
    minibüsler duraklarda
    ne kadar ilginç değil mi

    insanlar fakir ve aç
    sokaklarda hala kap-kaç
    devlet paraları kömüre saç
    ne kadar ilginç değil mi

    ozan der ki iş, ofis
    kafa kalmadı yok bir his
    minibüsler duraklarda
    ne kadar ilginç değil mi
    4 ...
  32. 1316.
  33. Neler,
    ahh, bugün sana
    nelerden bahsetsem de sıkılmasan?
    şimdiyse yine her zaman ki gibi
    daha zor durumda olmayıp ta gülümsesem

    yerin altında, yumuşak yumuşak gezerken
    ve yine hiçbir zaman ki gibi
    keşke dedirtmesen bana
    yanında barış içinde yaşasam yine

    ne içinde ne de dışında değişmiycek
    tanışmamız tamamiyle bir kazayken
    asla! geri dönecek mi bilmem?
    ve evet, yine aynı şu gerçek; ben onu hep özliycem.

    omzumdan başını almasaydın keşke hiç!
    kızıl mavi saçlarından uzak olmamalıyım
    farklı şekilde kesilmiş olan olup ta
    gözlerinde gördüğüm o gri ben! yok artık.

    ben zaten hep kırıktım yanındayken
    biraz basınçla kırıklarımı bir arada tutmaya çalıştım
    hep, daha küçük parçalara ayrılırken ben
    hedeflediğim yer, herzaman aynı yer! di seninleyken
    yükseklerden özenle belirleyip işaretlediğim.

    bu çakılış belliydi çok önceden
    hepsi istenerek, bilerek yaşandı,
    ve tüm bu olanlara rağmen
    tamamiyle hepsine değerdi derdi.



    deniz erdoğan ( m00m reun_7 )
    2 ...
  34. 1317.
  35. koca dünya bir adım, bir okyanus karışım
    yavaş yavaş küçültüyor beni aynı yere varışım.
    4 ...
  36. 1318.
  37. bencil

    bir zamansız kederde saklı çığlığımdın
    biraz yürek parçalayan
    belki de hiç duyulmayan
    ılık bir göz yaşımdın
    göz pınarlarımda öylece donup kalan
    her şeyinle sana değer dediğim zaman
    kendi varlığımdan harcamışım her an.
    2 ...
  38. 1319.
  39. çek ellerini üzerimden
    ya
    dönmeyi öğret bana
    ya sevmeyi.

    çek ellerini
    kirli bahçemden,
    kokunu özlemek,özletmek
    çek ellerini.

    yalan demenin bile
    yalan olduğu bu sehir
    beni var eden bu sevda
    anlatamaz bana artık yalanı.

    çek ellerini
    kirli bahçemden.
    5 ...
  40. 1320.
  41. kasım kasım kasıldıkça sen karşımda;
    kısım kısım kısılıyor içimde sevgin.
    Ben seni severken güzeldin;
    Sen seni sevdikçe çirkinleştin...
    3 ...
  42. 1321.
  43. büyüyünce masal kalmaz derlerdi bi de;
    onlar seni bir de bana sorsun...
    Sen, anlatılan masallar gibisin işte;
    bir varsın, bir yoksun...
    4 ...
  44. 1322.
  45. aklım bir çöl,
    vahasız;
    dolaşa dolaşa bi hâl oldum,
    kendimden geçtim;
    seraplar gördüm,
    ışık...
    ışık mı?
    sendin.
    2 ...
  46. 1323.
  47. yalan olma ihtimali olsa damla damla yağan yağmurun,
    en dirençli ağaçları küstürüp ağlamaya zorlar bilirsin.
    özlediğin bir şarkının tedavülden kalkması,
    sanki ölüm gibidir.

    sanki ayrılık gibidir sigaranın bitmesi gecenin ortasında,
    öylece nefes alıp vermeni senden başka kimsenin duymaması.
    gülümserken zoraki, yanaklarında inatçı gergin yaylar...
    eksikliğini en çok o zaman hissedersin ya hani,
    dokunulmanın ve ağlaşmanın
    uzaktadır, uzaktasındır, uzakta"sın"dır.

    öyle çok ki hem de,
    yıldızlara koşmak daha az cesaret kırıcıdır.
    en yakın olduğun zaman bile.
    hatta, dizin dizime değerken bile,
    bildiğim bütün yolların sonu kadardın,
    bazen çok uzak, bazen çok yakın...
    4 ...
  48. 1324.
  49. roman

    başlayıpta bitiremediğim,
    ince bir roman gibisin.
    başını hatırlıyorumda,
    sonunu bilmiyorum,bilemiyorum.
    her an mutlu bir son
    ya da ona atılmış bir adım gibi
    ama hiç uzun sürmüyor,
    gülüşlerim hep asgari.
    okudum,hep okudum
    sen okumamı istermiydin
    hiç umursamadım
    ağladım,güldüm.
    aslında acıklı bir roman değildin
    lakin genelde ağlattın beni
    yine de atamadım elimden,
    okuduklarımı unutmak gelmedi içimden
    derken elimde son bir yaprak kaldı.
    son söz söylenmeden
    son sözü okudum.
    yazılacak neler vardı oysa.
    bir nokta bile olamadın.

    olumsuz fani
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük