kendi kendine konuşan dizi oyuncularına sinirlenip aynısının daha fazlasını yapmak.
canlı tel. bağlantısı yapılan programlarda bir türlü anlaşamayan insanlar görünce kanal değiştirmek.
" nbr? " sorusunu gerçek bi' soru olarak algılayıp o anki ruh halimi anlatmak.
eğer çok acıkmışsam yemekten önce tuvalete giriyorum.çünkü yemeğin ortasında tuvaletim gelir de yemek yarım kalır diye endişeleniyorum,baştan yapıp kurtuluyorum.
-şeftali yedikten sonra çekirdeğindeki kıvrımlar arasında kalan şeftali kalıntılarını almak için bıçakla uğraşmak.***
- orta boy portakalı tek lokmada yemek.
insanlara dokunmayı sevmiyorum öpüşmeyeceksin sarılmayacaksın hele ayak o bana değdiği an of tamam anlatamayacağım kimseyle yatamıyorum lan ben bundan dolayı, sevmiyorum ayakları bana değmesini falan... garip tarafı içimdeki sadizmle birleşince bir mistress'e benzemem galiba.
- pamuğa dokunamıyorum. yalnız olmadığımı söyleyin lan nolur.
- yol kenarında, 50 metrede bir konulan şu ufak direklerin yanından geçerken de içimden "dııt" diyorum. hep olmuyo bu ama, aklıma gelirse.
- aklıma gelirse yine yolda yürürken bastığım kare veya dikdörtgen neyse artık taşları ortalamaya çalışıyorum, embesil gibi yürümeye başladığımı düşündüğüm anda bitiriyorum.
yolda yürürken kız arkadaşlarımın koluma girmesine asla izin vermem. (ama erkek arkadaşlarım girebilir)
Kitaplarımda alfabenin yuvarlak olan bütün harflerinin içini boyamak vazgeçemediğim bi huyumdur.
Peçete ve fiş gibi elime geçen kağıtları küçük küçük parçalara ayırmadan atamam.
paraların üzerinde ki atatürk resmi aynı yönde olacak, paralar aynı yönde, büyükten küçüğe sıralanacak. elime geçen her parayı mutlaka bu şekilde düzenlerim. birisine ödeme yaparken cebinden çıkarıp buruş kırış karışık verilen paralar saygısızlık gibi geliyor.
(ben ne kadar takıntılıymışım ya... yazarken daha iyi anladım sözlük.)