iş yerindeki asansör otomatik kapılı.
Oturduğum apartmandaki ise manuel kapılı.
Bu akşam eve dönüşte asansörü çağırdım, kulağımda müzik zemin kata indiğini belirten 0 yazısını gördüm ve bekliyorum kapının açılmasını. içimden de söyleniyorum off yine mi bozuk bu diye. Tam hay aptal kafam diyerek elimi uzattım kapısını açmak için üst katlardan birisi çağırdı asansörü. Ellerimden kaçıverdi. Karıştırdım artık bu yoğunlukta.
işe yeni başlamışım. 4 katlı büyükçe bir bina. her katta koridor sonunda tuvaletler mevcut. birisi kadınlar diğeri erkekler tuvaleti. yan yanalar hemen. benim odam 4.katta. normalde pek işimizin düşmediği birinci katta tuvalete gitmem gerekti. baya bir sıkışmıştım. kapıdaki resimlere yazılara hiç dikkat etmedim. tuvalet bir garip geldi en başta. * erkek tuvaletlerinin vazgeçilmezi pisuvarlar yoktu. duvardaki fayansların da pembe olduğunu fark edince, hemen kapıya doğru koştum. kadınlar tuvaletine girmişim. işin ilginç yanı her katta solda olan erkek tuvaletleri, o katta hangi akla hizmetse sağda yapılmıştı. Allahtan tuvalette kimse yoktu. :) (bkz: bu da böyle bir anımdır)
telefonu açınca direk anne demek. iş yerinde sekreter masasındayım. o sırada annemi düşünüyordum sanırım. telefon çalınca alo diyeceğime anne dedim. telefondaki adam anlamadı ama beni bir gülme krizi tuttu. allahtan telefondaki adam anlayışla karşıladı..
19 yaşında falanım o zamanlar. Kontörlü telefon kullanıyorum. TL yükleme bile yok yani.
Neyse ondan sonra eski bahçeşehir, şimdiki başakşehir migros'tan 100 kontör aldım. O zamanlar 100 kontöre dünyalar satın alınıyordu. Ardından migros'tan çıktım kontörü yükleyeceğim. Hadi dedim şu dışındaki naylonumsuyu atayım. Orada yanda da boşluk vardı böyle foseptik çukuru gibi. Oraya naylonu attım. Neyse geri dönüyorum tam kontörü yükleyeyim derken baktım kontör kağıdı elimde yok. O an anladım hepsini beraber attığımı. Oysa ki 100 kontörü yüklemenin verdiği mutluluğu yaşamaya o kadar hazırdım ki. Bu da böyle bir anımdır sözlük. O günden sonra faturalıya geçtim.
gün içerisinde 5 kes mastürbasyon yaptığını unutup 6.cısını yapmaya çalışmak; bir anormallik hissedilince sonradan hatırlamak... yanlış anlaşılmasın 10'a kadar yolu var tabi, ama sağlık açısından riskli. daha sonra düzenli cinsellikte sorun olabiliyo. haftada 3 idealdir. ayrıca bir tavsiye; fındık fıstığı fazla kaçırmayın.
sabah duş alıp saçlarımı yapmak için tüp içerisindeki saç şekinlendirici ile tüp içerisindeki traş jellini karıştırarak saçlarıma taş jeli sürdüm,durumu ark edip tekrar üzerine jole sürdüm. böyle bir dalginlık işte.
- sekreter odasının kapısını tıklatıp, içeri "alo?" diye seslenmek.
- su almak için mutfağa gidip, bardağa su koymadan boş bardakla odaya dönmek, o da yetmeyip boş bardağı kafaya diklemeye kalkmak.
- kulakta telefon olduğu halde, panik halinde telefonu aramak, onunla da yetinmeyip başka bir telefondan o sırada konuştuğum telefonu çaldırmaya kalkmak.
- doktordan ayağında galoşlarla dışarı çıkıp, bütün cadde boyu haşır huşur öten galoşlarla yürümek.
Saatimin bulunduğu elimde kocaa bir bardak içeçek var iken, ansızın saatin kaç olduğunu öğrenme isteği ile birlikte gelen müthiş ve dayanılmaz bir ıslaklık vücutta vukuu bulur, an itibari ile.
ilkokulda cumartesi olduğunu fark etmeyip okula gitmek üzre hazırlanıp servis beklemem.
Avmde arkadaşlar fabrikadayken sevgilime "kgkgx lar nerede?" diye sorduğumda Fabrikada cevabini verdiginde o an fabrikanın mağaza olanını akıl edememem.
Billur(kebap çeşidi. Koyunun testisleridir)'u koç yumurtası diye tabir edildiğinde tadı kötü değil dendiğinde koçun yumurtasının olamayacağını düşünemeyip "yumurta ne kadar kötü olabilir ki sonuçta?" demem