çarpıcı, rahatsız edici ve iz bırakan bir film. bu filmi ne zaman izlesem modum düşüyor içim kararıyor ama her izleyişimde ''ne film yapmışlar bee'' diyorum.
Filmin ismini türkçe ye çevirince dahi etkisinden bir nebze kaybetmeyen bir 21. Yüzyıl başyapıtıdır requiem for a dream'ın türkçe anlamı bir rüya için ağıt anlamına gelir filmi henüz izlemedim ama şimdiden psikolojimi bozmuş durumda gerek ismi gerekse film müziği sebebiyle.
Modern dünya dediğimiz bu kara parçasında bir insanın nasıl down olabilir ve bunu yaptıran temel etkenleri yani modern kölelik temellerini iyi işleyen bir film. Zaman zaman insanı geren ve kasılmanıza neden olan zaman zaman ise film devam ederken sizi düşünmeye zorlayan insan ne için yaşar sorusunu da araya bir yere iliştiren film. Yönetmen Darren Aronofsky tamda istediği şeyleri yansıttığı bir başyapıt bence, kitap ı film e uyarlanmasını sevmiyorum ve illet oluyorum fakat kitaptan daha faydalı bir iş yapıldığı da kesin.
izlemeyenler için hayatalarınd a yeni parantezler ve soru işaretleri oluşturmak için izlemeliler. Ass to ass lafına ise fokuslanılması gerekir.
izlemek için 16 yıl geç kaldığım , adama yumruk atar gibi sonu olan film. ağzım açık izledim son sahneleri. neden sigara bile içmediğimi hatırlatmıştır bana.
darren aranofsky nin tarzını bilmeyen biri için çok sarsıcı olabilecek bir film. aranofsky nin insanın yüzüne tokat gibi inen filmi budur bence. uzun süre etkisinden kurtulamamıştım ben. hala müziğini duydukça tüylerim diken diken olur. jared leto nun müthiş oyunculuğuyla kült haline gelmiş dehşet bir filmdir.
şimdi filmi izlediğim site de yorumlar kısmına bakıyorum da bir kişi doktor bunu bana tedavimde izletmişti demiş. Ya hu ben ayık kafamla (hiç bağımlı olmadım gerçi ayık niye diyorsam) izledim kendimi boşlukta hissettim. inanılmaz psikolojik dürtüler veren bu filmi bir bağımlı izlerse öyle sanıyorum ki çıldırır. Bildiğim kadarıyla bir bağımlının asla ve asla moralinin bozuk olmaması kafasını bir şeye takmaması gerekir. Bir bağımlının bu filmi izleyerek normalleşeceğine inanmıyorum ben. aksini düşünüyorum çünkü bir bağımlı hemen hemen bunları yaşamıştır. ona rağmen bırakamamışlardır. bırakmak isterler ama kendilerini anlayan ve onlara kendi diliyle konuşan bir yardımcıları olmadığından hayata dönemezler. belki bu film hayatlarında maddeyle tanışmamış kişilere bir -allahım sana şükürler olsun ben bulaşmadım- demesine vesile olacaktır.
Benim izledigim film bu degildi sanırım. Kız arkadasimla gectik başına izledik. En ufak bi etkilenme ya da psikolojik bisey yaşamadık. Bakıyorum entrylere, sizin izlediginizle benim izledigim ayni requiem değil sanırım. Tamam bağımlılığın kotu bisey olduğunu anlatip tokat gibi bir final vermis şaşırtıyor, dengenizi bozuyor ama. Ne bileyim ben burada yazılanlar kadar etkilenemedim.
Az önce izlediğim soundtrack'ını genelde haberlerde duyduğum bir film.Uyuşturucu ile çok şükür uzaktan yakından alakam olmamasına rağmen beni bile etkilemeyi başardı aslında bu filmde şöyle bir şey var,Film bitince karakterlere ne olacağını düşünmüyorsunuz bir yerde ölür gider diyorsunuz.Tabi birde psikolojisi sağlam olmayan bireyler izlemesin en rahatsız edici yani buzdolabı sahneleri.
not:Film bir insanın bağımlı olduğu zaman hiç yapmayacağı şeyleri yapabileceğini anlatıyor
O kızın para için kendisini satması,oğlanın kolunun kesilmesi annesinin televizyona çıkacağım diye kafayı yemesi annesinin o buzdolabı sahneleri insanı rahatsız ediyordu.Son olarak o zenci arkadaşımız ise belki de aralarında en kurtulmaya müsait bir tipti ama oda kendini kaptırmış gitmiş.bir insanın hayata bir şeyi ne kadar fazla isterse bağımlısı olursa o şey için hiç yapmayacağı yapabileceğini anlatıyor.
izleyen herkesi etkilediği bi sahnesi, diyaloğu, repliği vs illa ki olan film. benim nedense aklımdan çıkmayan baş rol karakterinin annesi. annesinin yaşadığı, anlattığı hikaye bambaşka.
