requiem for a dream

entry1144 galeri36
    225.
  1. ortalama bir üniversite öğrencisinin izlemiş olması gereken filmler listesinde ilk üç e oynamaktadır. daha "ben bu filmi izlemedim" diyen birinin arkadaşları tarafından "aa, nasıl izlemessin, süferdir olm." şeklinde yerilmediğini görmedim. ne filmmiş arkadaş, yeter lan.
    1 ...
  2. 226.
  3. hayatınızdan memnunsanız bu filmi izlemeyin. boş yere psikolojinizi bozmayın.

    ama yok çok kötü bir hayatım var diyorsanız izleyin de şükredin.

    kısaca en içten tanım bu: ağır bir film. *

    müzikler ise filmin insan üzerindeki etkisini epey artırıyor.
    2 ...
  4. 227.
  5. sadece adı ve müziği güzel olan bunalım film.
    1 ...
  6. 228.
  7. elemanın eroinden paramparça olmuş kolunun sansürlenmesi gereken afallatıcı film...
    2 ...
  8. 229.
  9. bu tespit daha önce yapıldı mı bilmiyorum yapıldıysa uyarın düzelteyim. filmi ikinci kez izlediğimde daha fazla duygulandırdı, daha fazla vurdu beni. özellikle filmin balşında bir süre donup kaldım. hani filmi ilk izlemede sonunda donup kaldık ya birçoğumuz. işte ikinci izlemede en başında da yaşadım ben o donma olayını.

    --spoiler--
    hatırlayacaksınız filmin başında jared leto annesinin televizyonunu alıp satmaya götürüyordu. yani para kazanıp kendi bağımlılığını beslemek için annesinin bağımlılığını kullanıyordu. annesinin çaresiz bir isyanla "yine mi?" deyişi, jared leto'nun yüzündeki çaresiz ama kararlı ifade bahse konu illetin insana neler yaptırdığını gözümüze soka soka göstermiş meğer filmin başında.
    --spoiler--
    2 ...
  10. 230.
  11. kamera çekimlerinin farklılığı ve dehasıyla ilk karelerde beyni allak bullak eden, takıntılı bir sinema izleyicisiyseniz doyurucu, iştah kabartıcı bir film. konu sağlam işlenmiş; gerçek bile yanında sahte kalabilir o derece yani. jared leto tripleri ise muhteşem, yakışmış adama, feci şekilde hemde.
    1 ...
  12. 231.
  13. bu kadar begeni ve yorumu görünce 'internetten indirip izliyim bari' etkisi yaratan film. (bkz: biraz gec mi kaldım ne)
    1 ...
  14. 232.
  15. o zamanlar 30-31 yaşında olan brooklyn menşeli yönetmen darren aronofsky tarafından çekilmiş, bir rüya için ağıt...
    ve doğduğu toprakları da filminin ana mekanı eylemiş:brighton beachve coney island... kamera arkası görüntüleri izlerken iskele sahnesinin arka planındaki sahil yolunu ve lunaparkı gördüm ve oha dedim, o lunapark kenarında bisiklet sürdüğüm, sürükleyici günler geldi aklıma.

    ulan dedim meğer ne hayatlar yaşanıyormuş burda. restoranda çalışmak yerine keşke -beyaz- işine girseymişim diye düşündüm. sosyolojik gözlemlere bir yenisini - ki kallavisini- ekleyeyip de dönerdim yurdum torpaklarına. brighton beach'teki rus mafyasına yancı olarak girip birkaç mekan basma olayına iştirak etsem hoş olmaz mıydı diye hülyalara dalarken buldum kendimi. işte dedim sinemanın gücü; tahayyül gücünü maksimize etmesi... bir poşetçi olabilmeyi düşletebiliyor insana. "iyiyi de gördüm kötüyü de" demek için girip çıkmadık mekan bırakmama cesareti... ya da jack london gibi işçilerin arasına karışıp, sıradan işlerle uğraşıp o hayatları işkembeden değil de,gerçekten anlayabilmek.

    film bitti. rahat koltuğumda otururken yaktım bi sigara. kapadım bilgisayarı. ufka bakmanın bu noktada olayın dramatik yapısının tadına tat katacağını da öngörerek gözlerimi ufukla buluşturdum. "koltukta oturanlar" dedim. "iz bırakanları sadece izlerler..." bi fırt daha çektim sigaradan.. "koltukta oturmak ya da oturmamak. mesele bu." sonra o rahat koltuğa oturup bir film daha izleyim dedim. güzel bir çıkarım yapmış olmak yetti en azından. uygulamayabilirim. ama şimdilik. koltuk rahat. filmler güzel. ve çekilmişleri var.

    tv çağının mutsuz ve bir şekilde yırtmayı tek amaç edinen insanları abartıya kaçmadan (anne rolündeki teyze hariç, o yer yer faciaydı) yansıtılmış biz koltukseverlere. konusu, kurgusu, mekanları, oyunculukları, diyalogları zevk-ü sinema için biçilmiştir kaftandır. fakat filmin dramatik yapısına max. seviyede katkı yapan esas bi arkadaş var ki , o da müziği.
    clint mansell imzalı lux aeterna 'yı çıkarın bu filmden, etki fifti fifti azalır. bu da ayrı bi güç, müziğin gücü...

    -ne ağıtlar yakıldı ne rüyalar için be hacı, ne ilkiz ne de son- bu da filmin gönlümdeki tagline'ı.
    2 ...
  16. 233.
  17. 234.
  18. Bir rüya için ağıt...

    Televizyonu sokakta yürütme sahnesinden buzdolabının üzerinize üzerinize gelme sahnesine kadar ayrıntıları ince ince örülmüş ve müziğiyle son derece uyum sağlamış , anne karnındaki duruş pozisyonumuzu en kırılgan ve umutsuz anlarımızda dizlerimizi karnımıza çekip hayata kıvrılmayı filme yansıtmayı bilmiş ve bu ayrıntıyı yakaladığı için tarafımdan kıskanılmış izlenilesi film.
    1 ...
  19. 235.
  20. dikkat çekici,
    şaşırtıcı,
    zaman zaman rahatszı edici,
    ama özünde anlatmak istediğini anlatabilmiş,
    ders verici...
    1 ...
  21. 236.
  22. elma suyu tadında , ekşi tadın yanında muhteşem aromasıyla bağımlılık yapan .
    1 ...
  23. 237.
  24. son 1 yılda 3-4 defa izlediğim fevkaledenin fevkinde olan film.
    1 ...
  25. 238.
  26. öncelikle, son izlediğimden beri çok uzun zaman geçtiğinden dolayı kimsenin kusuruma bakmamasını, yanlış hatırlıyorsamlarımı yamuluyorsamlarımı affetmelerini rica ettiğim filmdir kendisi.
    bana göre en kilit sahnelerden birinin, filmin başlarında esas kızımızın elinde üç adet ecstasy ile esas oğlanımız ve onun zenci kankasının yanına gittiği, avcunu ve avcundaki hapları göstererek '' kim biraz eğlenmek ister ? '' * diye sorduğu sahnedir.
    o esnada çok şenlerdi, eğleniyorlardı, elele kapı zillerini çalıp kaçıyorlardı falan..
    sonrası malum..
    bana göre, birebir gerçek hayatta bu işler nasıl yürüyorsa, onu şahane anlatmış bu film.
    hep '' kim biraz eğlenmek ister '' le başlıyor, ve sonunda filmdeki kadar trajedilerle değilse bile, ağır ruhsal yaralarla kapanıyor sahne.

    bu film, izlediğim senelerde, tüm arkadaş grubunu odanın ayrı köşelerine zımbalamıştı.
    hepimiz perişanları oynamıştık bittiğinde.

    mazoşistlikten bir kaç kez daha izledik. hep aynı sonuç. sonra bıraktık izlemeyi.

    ama bu filmin ilk yarısını izleyip uyuşturucu kullanan ve filmi uyuşturucuya övgü sanan mallar da tanımıştım ki
    bambaşkaydılar.
    4 ...
  27. 239.
  28. muzigi sikca araklanip ota boka fon yapilan sarsici bir filmdir.
    2 ...
  29. 240.
  30. her seyredildiğinde tüyleri diken diken eden bir filmdir.

    --spoiler--
    ass to ass
    --spoiler--

    kulağa güzel geliyo di mi, bi de seyrettikten sonra konuşuruz.
    4 ...
  31. 241.
  32. --spoiler--
    meşhur ass to ass sahnesinde filmi özümseyerek izlemiş hiç bir bünyenin ereksiyon bile olamayacağını iddia ediyorum huzurlarınızda. o derece bir filmdir bu, o derece çarpıcı bir sahnedir o ass to ass sahnesi. olay tamamen cinsel olmasına rağmen izleyicilerin geneline yayılan bir acıma, bir iç daralması, bir iğrenme söz konusudur. açık mı? evet açıktır. gerekli midir? evet bana sorarsanız gereklidir. bu filmden çıkarılacak en ufak bir sahne bile duyguyu azaltabilir. ayrıca da sansüre hayır.
    --spoiler--
    8 ...
  33. 242.
  34. rahat sozluğun iyi ve fedakar yazarlarından.
    2 ...
  35. 243.
  36. insanın temeline dinamit döşeyen filmdir.
    1 ...
  37. 244.
  38. 245.
  39. hatırımda kaldığı kadarıyla, uyuşturucu kullanmanın hem laikliğe hem de ümmetciliğe aykırı oldugunu anlatan bir filmdi. senaryosunun fettullah gülen'e ait olduğunu sanıyorum.
    2 ...
  40. 246.
  41. tırt bir "uyuşturucu kullanmayın"den başka verecek bir şeyi olmayan bir film mi yoksa gerçekten konusu olan, vurucu bir film mi olduğu çok tartışılır. kanımca ikinci kateogoriye girer. oyuncuların rol yetenekleri gerçekten ileri seviyededir..* izledikten sonra insan bir süre kendine gelemez, mideye bir yumruk gibi oturur kalır film..
    1 ...
  42. 247.
  43. ajitasyonun dibine vuran filmdir. sevgilim begeniyor ama.
    3 ...
  44. 248.
  45. şizofren bir senariste sahip film.

    sonunda bütün karakterlerin cenin pozusyonu almaları güzeldi.
    3 ...
  46. 249.
  47. uyuşturucu bağımlısı insanları öyle bir şekilde anlatmaktadırki uyuşturucu bağımlıları bu filmi izledikten sonra uyuşturucu bir daha kullanabilirlermi merak ederim. konu bakımından iyidir fakat benim şahsi düşünceme göre film o kadar da iyi değildir. insana çok fena gerilim yaşatır.

    edit:ayrıca müziği ne zaman haberlerde uyuşturucuyla ilgili haber yapılsa kullanılmaktadır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük