cezalandırmaktan çok sosyal düzeni islami değerlere göre düzenleme ihtiyacından dolayı emredilmiş, hz.muhammed (sav)'in hayatında 1 kere* uyguladığı caydırma amaçlı bir infazdır. neden cezalandırma adına yapılmadığını savunuyorum? çünkü cezanın uygulanabilmesi için gereken o şartların bir araya gelmesi imkansızdır.
recm: 4 adet olayı gözleriyle görmüş, cinsel birlikteliğe apaçık şahit olmuş -yani eğer bu şahitler ingilizce konuşuyor olsalardı, zina olayını anlatırken simple past tense değil, past progressive tense kullanıyor olmaları beklenecekti- ve şahitlerin güvenilir olmalarını gerektiren bir uygulamadır.
ayrıca recm için suçu işleyenlerin evli olmaları da gerekmektedir. zira bekar olanlara ölüm cezası uygulanmaz.
recm cezasını alanların sayıları parmakla gösterilecek kadardı ve bu cezayı alanlar suçunu kendi itiraf edenlerdir. bir insan zina yapıp recm cezası yiyorsa bildiğin salaktır demektir.
peki neden işler bu kadar zorlaştırılıyor?
çünkü islam şeriatı insanlara: ne bok yiyorsan evinde ye, sosyal hayatı bozma ve işlediğin günah allah ile senin aranda kalsın diyor.
hz. ömer'in halifeliği zamanında bir adamın zina ettiği gerekçesiyle yargılanması anlatılır. hz. ömer, onlara gözünüzle gördünüz mü diye sorduğunda 3 kişi '' evet gördük '' derken, 1 tanesi ''ben yorganın altında olduklarını gördüm'' der. ve şahitlere kırbaç cezası verilir, dava düşer.
bu olaydan anlayabileceğimiz kadarıyla, recm uygulanmamak üzere çıkarılmış bir yasadır.
amaç tamamen toplum düzenini sağlama, sokaklardaki ahlaki değerleri korumadır.
''iyi de benim ahlak anlayışıma göre sokaklarda sevişilmesi normal'' denebilir o ayrı bir konudur. ancak her toplumun kendine has değerleri vardır. fiji adasındaki bazı köylerde, tüm halkın çırıl çıplak bir şekilde şelale altında yıkanması da bana garip gelir. ancak bu onların düzenidir der ve geçerim. sen de öyle yap.
uzun uzun yazılacak yanının bulunmadığı şeriatta bir öldürme şekli.
biraz etraflı düşününce recm cezasının herhangi bir idamdan farkı epey acıklıdır. recm cezası erkeği kendi içinde yüceleştiren cezadır. önyargısız düşünme tavsiye olunur.
recm bir insanı beline kadar gömüp taşlamaktır. bunu yapabilmektir. recm artık allahın, dinin cezalaştırma sisteminden çıkmıştır. inançlı biri değilim; olacağımı sanmıyorum ama velev ki bir gün yine islamiyete döndüm, çok emin bir şekilde söyleyebilirim, asla recmin dinin emri olduğunu savunamam. ya ben giderim ya da bunu iddia eden din adamı. neyse.
recm allah için yapıldığı sanılır, ama temelde kadının çaresizliğini, erkeğin verdiği cezayı kabullenme zorunluluğunu taşır. kelimelerle ifade edecek kadar iyi değilim sanırım, ama erkeğin bunu yaparkenki hazzı başkadır. bu kadını dövmede de vardır. recm gücün, üstünlüğün sarhoşluğudur. kadını kendinden aşağıda görmenin sonucudur. kas gücü evrilmiş, gelişmiş böyle çirkin bir şeyi doğurmuştur.
uzun uzun yazmayacaktım hatırlıyorum öyle dediğimi. inanın hiçbir şey yazamadım daha.
bunun islam'da yeri olmadığını söyleyen, islam'la ilgili bildiği tek şeyin din derslerinde öğrendikleri olan, ne mezhepleri ne yasalarını bilen cahil türk müslümanlarıdır.
Ha evet onlar islam'ı yanlış yorumluyor değil mi? bunu diyecek arkadaş namazını nasıl kılıyor sormak lazım? hanefi mezhebine göre kılıyor çok büyük ihtimalle. mezhepleri kabul ettiğini, bunlardan da ehli sünnet mezhebi hanefiliği kabul ettiğini anlıyoruz. peki islam ülkelerindeki, her yasalarını, uygulamalarını fıkıha göre ayarlayanlar mı yanlış yorumluyor dini?
ebu hanife mi, imam melik mi, imam şafi mi imam hanbeli mi yanlış yorumluyor? hepsinin ittifak ettiği bir konuda, sen nasıl yanlış yorumluyorlar diyebiliyorsun? büyük ihtimalle arapça da bilmiyorsun hadis ya da ayet yorumlayabilecek gücün de yok? ama bu ilimlere sahip kişileri çok kolay reddebiliyorsun?
kuran'da, islam'da değil; islam diye ortalıkta dolandırılan mezhep/hadis/tarikat dinlerinde* varolan cezalandırma sistemidir.. bu durum, kuran'ın içine olmayan bir ceza sokarak kendini *allah yerine koymaya kalkmaktır ki bunun cezasının ne olacağını görmeyi istemem..
kuran'da yer almayan vahşi bir cezalandırma biçimi. kuran'da bir insanı öldürmek tüm insanlığı öldürmeye eş değerdir diye bir ayet geçer ama bazı "müslümanlar" buna rağmen böyle bir cezayı zamanında islam'ın içine sokmayı başarmışlardır.
şeriat şeriat diye ağlayan bazı sözde müslümanların islamiyetle ilişkilendirmeye çalıştığı cezalandırma şekli.
"zina fiilini işleyen evli erkek veya kadınlara uygulanan şeriat cezası."
dinde geçmeyen hede.
80 sopa yı kafasına taş atarak öldürmeye çevirmişler bizim naylon ateistimizde seviniyor, "islam gerici dindir" diye bahane olarak atıyor ortaya...
kuranda nerede geçiyormuş? ona bakarsak eskiden hıristiyanlarda kadınları cadı diye kazıklara bağlayıp yakıyor, denize atıp boğuyordu.
ama hıristiyanlığa gerici diyemezsin değil mi? yemez. zira sana ateizmi öğreten satılık tipler
"müslüman olmasın, ateist olsun. olmadı hıristiyan, hiç olmadı alevi" diye örgütlemişler.
iran bağımsız sineması bu konuyu işlemek için bir film çekmişti.
fransız-iranlı gazeteci freidoune sahebjam 1994 yılında yayınlanan ayni isimdeki romanından uyarlanmış 2009 yapımı farsça film. filmin yapımcısı da cyrus nowrasteh.
beni ilk defa bir film ağlatmıştır, 20 yaşımda. diyeceksiniz o zamana kadar duygularını ameliyatla aldırmış mıydın diye. aslında biraz vicdan emaresi olan herkesi ağlatır, öyle bir film. her şeyden önemlisi yaşanmış gerçek bir hikaye. keşke yaşanmasaymış denilesi. baş roldeki kadının dramını anlatan film gerçekten izlemeye değer. şimdi geçelim meseleye. eleştirmeye...
21. yüzyıl'da yaşanan bu insanlık dışı uygulamanın hiçbir desteği ve açıklaması olamaz. insanın yaşama hakkını bir kulun elinden alması allah katında büyük günahlardan iken bunu şeriat ile bağdaştırmak ve meşrulaştırmak bir o kadar çirkindir. şimdi çıkıp bana yine şeriat dilinde 'caydırıcı' minvalinde geri dönüşler yapılmasın neyzen.
aslında bu filmi izleyerek islam'da kadının yerini bir daha sorgulayabilirsiniz. ve yahut uygulama farkından dolayı islam'ı yanlış yorumlayanları da görebilirsiniz. aslında islam'da yeri olmayan ama gözünü kan bürümüş hayvanların kadın üzerinde bu kadar söz sahibi olmaya çalışması vicdanlarındaki yoksunluktan aslen.
insanlıktan çıkmak ve vahşet. iran bu cezayı uygulayanların başında geliyor. genellikle zina yapanlara uygulanıyor. anlamadığım şey biz internetten izlerken bile içimiz yanarken bu kararı verenlerin ve o taşları atanların nasıl bu kadar rahat olabildiği. bir insanın vahşice ölümünün bir parçası oluyorsun ve hala yatağında rahat uyuyabiliyorsun. bu nasıl bir nefrettir.
dindaşlarımın ''ama o tevratta var, islam'la alakası yok'' deyip, gerçekten başta ibrani kavimler olmak üzere sami halkların cahiliye dönemi geleneği olması gerçeği bir yana, bunu uygulayanların şu andaki yahudiler değil, müslümanlar olduğunu neden anlamak istemediklerini ve neden ''ama tevratta yazıyoR'' savunması yaptıklarını bir mantığa oturtamadığım vahşettir.
biliyorum bu hüküm tevratta var, var ama onun tevratında yazıyor, sen ise yapıyorsun aradaki en büyük fark bu.
cehaletin avukatlığını yapan müslümanın önce aklından sonra dininden şüphe ederim. ''ama tevratta var'' deyip köşeye çekilmekten çok gelin el birliği ile bu cehaleti kaldıralım. şimdi de ''ama onu araplar yapıyor'' demeyin, bari bunu demeyin.
--spoiler--
Bilindiği üzere zina islamda büyük günahlardandır ve müslümanların bu günahtan sakınması gerekmektedir.
Fakat Asr-ı saadette bile müslüman olduğunu söylese de nefsine yenik düşerek bu günahı işleyen insanlar olmuştur ve peygamberimiz döneminde bu suçu işlediği dört şahitle apaçık tespit edilenlere Allah, bekâr-evli, erkek-kadın ayırt etmeden toplum önünde 100 celde (yalnız deriyi acıtan ince değnek) vurulmasını uygun görmüştür. Bu cezayı Nur Suresindeki şu ayetlerden öğreniriz:
Zina eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun. (24:2)
Peygamberimizin vefatından uzunca bir süre sonra hadislerin Kurana ortak koşulması ile birlikte mezhepler tarafından zinanın cezası recm yani taşlayarak öldürme olarak uygulanmaya başlanmıştır. Allah adına din uyduran müşrik karakterli kalbi hasta insanlar, Kurandaki celde cezasının bekarken zina yapanlara verilmesini, evliyken zina yapanların ise taşlanarak öldürülmesini yani recmedilmesini uygun görmüşlerdir(!!!) Böylelikle Allaha ve peygambere iftira atılmış ve recmle ilgili ayetlerin aslında nazil olduğu yani vahyedildiği ama ayetleri Aişenin odasına giren keçinin yediği gibi gülünç iddialar ortaya atılmıştır.
Günümüzde de ne yazık ki şeriatla yönetilen ülkelerde bu iğrenç, insanlık dışı ceza uygulanmakta ve hem Allaha hem de peygambere bu yolla iftira atılmaktadır.
Oysa yüce Allah Kuranda buyurur ve recmi savunan bu hasta karakterli insanlar da bu ayetleri sözüm ona bilip durur:
Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir. (Maide 44)
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. (Maide 45)
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir. (Maide 47)
Ve yine Rabbimiz müşriklerin, Allahın indirdiğine değil de atalarına uyarak, Allaha nasıl iftira atabildiklerini şu ayetlerle bize göstermektedir:
Araf 28 Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
Şimdi öncelikle evli olduğu halde zina edenleri taşlayarak öldürmenin Kurana niçin ters yani Allaha ve peygambere atılmış pis bir iftira olduğuna delillerle bakalım:
Nisa 25 inanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarıdan biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının YARISI uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Yukarıdaki ayetten açıkça görülmektedir ki hür olmayan evli kadına verilen ceza hür olana verilenin yarısı kadardır. Taşlanarak öldürülme cezasının yarısı diye bir şey olabilir mi? Elbette olamaz. Oysa 100 celdenin yarısı olur ki bu da 50 celdedir. Bu demektir ki Kur'an'a göre hür olmayan evli kadın zina ederse 50 celdeyle, hür olan evli kadın ise 100 celde ile toplum önünde cezalandırılır.
Son olarak Kur'an'a göre taşlama cezasını uygulayan ya da müminleri bununla tehdit eden insanların nasıl insanlar, kimler olduklarına bakalım:
ibrahim peygamberin putperest babası ona şöyle der:
"Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey ibrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi seni taşlarım. Uzun bir süre uzak kal benden!" (Meryem, 46)
Nuh peygamberi de müşrikler böyle tehdit etmişlerdir:
"Ey Nûh! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi taşlananlardan olacaksın."(Şuara, 116)
Firavun kavminin Musa peygambere yaptıkları:
"Ben, beni taşlamanızdan Rabbim ve Rabbinize sığındım." (Dühan, 20)
Ashab-ı Kehf'in yine inkarcılarca taşlanma olasılığı:
"Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler yahut da sizi kendilerinin milletine döndürürler. O takdirde bir daha asla kurtulamazsınız." (Kehf, 20)
Ayetlerden de açıkça görüldüğü üzere Kur'an'da taşlama/ recm müşrikler, putperestler tarafından uygulanan bir cezadır.
Müslümanların, müslüman olduğunu iddia edenlerin bir an evvel bu insanlık dışı uygulamadan vazgeçip, dinin kaynağının yalnızca Kur'an olduğu konusunda Allah'a teslim olarak tövbe etmeleri gerekmektedir.
--spoiler--
bu cezanın uygulanabilmesi için en az 3 şahit olması gerekli ve zina yapan kişilerin zina yaptıklarını canlı canlı onlarla aynı odada olmaları gerekirmiş. aksi halde şahitlikleri kabul olmaz imiş. Zina yapan kişilerde uygun ortam bulursa odada kimse yoksa anlıycağınız istediğini yapar yani.
kur'an'da delili olmayan, arapların kendi vahşi ve barbar kültürlerinin bir tezahürüdür.
şakirt ve yobaz tayfası, böyle bir emir ve ayet yok boşuna aramayın. o yüzden ağababalarınız, yalan hadis uydurmak zorunda kaldı, boşa uğraşmayın.
Afganistan'da anayasaya girebilmesi muhtemel ceza. O zaman sormazlar mı be adam madem bu tür şeriat kanunlarına dünden razıydınız ne diyedir onca yıldır Taliban'la savaşıp onlarca insanın ölümüne ve koca bir toplumun sefil kalmasına sebep oldunuz?
Şu dünyada en salak devlet yöneticileri emin olun müslümanlardan çıkıyor. Devlet yerine kümes bile yönetemez bunlar.
endülüs emevilerinde malikîlik ile birlikte rağbet görmüş zahirîlik mezhebinin baş imamlarından ibn hazm'ın, aşkı ve arazlarını anlattığı meşhur kitabı güvercin gerdanlığındaki ifadesiyle:
--spoiler--
''bana göre aşk, birbirini tamamlayan iki parçanın bir araya gelmesinden doğar. aşk bir tamamlayıcılıktır. ayrıca sevginin ifrat halidir. evlilikler de sevgi üzere kurulur, ardından aşka dönüşürler. bu hal allah'ın kainatı yaratma sebebidir. allah ilk aşık ve ilk maşuk oluşu itibariyle aşka ihanete asla cevaz vermez. düşünün ki evli kimseler zina ettiklerinde taşlanarak öldürülürler. yüce allah buna hükmetmiştir. ne kadar acıklı ve dehşetli bir ölüm... bunun hikmeti; bu fiilin hem topluma, hem ahlaka, hem allah'a, hem de aşka karşılık yapılıyor olmasındandır''
--spoiler--
farklı bir yorum getirdiği fıkıh cezası.
ibn hazm'ın mezkur kitabında onunla bununla zina eden ve kötü yola düşen pek çok kişinin ismi yer alır. fakat recm cezasına da rastlanmaz. gerçekten recm, sosyal hayatı koruma amacıyla konulmuş bir hükümdür. tüm ibrahimî dinlerde mevcuttur. 1400 yıldır problem teşkil etmeyen bu hüküm, günümüzde 'modernleşmeci müslüman'lar tarafından sorgulanmaktadır.
osmanlı devleti'nde 4 şahitle ispatlanmamış (ve ispatlanamayacak) zinaları kişi 4'ten az defa ikrar ettiğinde, para cezası kesilirdi. zira fıkıhta 4 defa zina ettiğinin ifadesi gereklidir. bunlar da kimi fakihlere göre farklı meclislerde olmalıdır. her neyse, 4. ikrarın gelmemesi için devlet görevlileri kişiyi vazgeçirirler, ''yav he he, hadi git şimdi'' derler, para cezasını keser gönderirlerdi. sokakta bu edepsizliği yapan kimse olmadığı için, para ve ta'zir cezalarıyla recm cezasının uygulanmasına imkan bırakılmıyordu.
recm tarihe ve usul-i fıkh'a bakıldığında hiç de korkulacak bir ceza değildir. islam hukukunu uygulayan devletler bu konuda pekala dikkatli idiler. günümüzde bu konunun revaçta olması, hollywood'çuların tesiri iledir. malum, bu konuda filmler çekiliyor; iran'daki islam devriminin animasyon filmini fransızlar çekiyor, amerikalılar recmin ne kadar kötü olduğunu anlatmaya çalışıyor falan. bizim yeşilçam'da hatunlarla seks derdine düşen hoca karakteri gibi bir şey bu. biz buna 'kulturkampf' deriz. bu kültür mücadelesi, mağluba dayatılan bir şeydir. ibn haldun'un yüzyıllar önce dediği şeye geldik:
''mağluplar, galipleri taklit eder!''
evet, ''biz medenîyiz, bizde recm yok'' çırpınışlarını görebiliyoruz turnusol müslümanların, kafirleri saymaya lüzum dahi yok. velhasıl kelam, kimliğinden kaçabilen bir topluluk bugüne kadar görülmemiştir. kimlik de; dinden, kültürden ve tarz-ı nass'tan müteşekkildir. usul-i fıkh okumamış insanların recm hakkındaki endişesini anlayabilirim ama koca koca profesörlerin islam'da recm yok haykırışlarına şaşırmamak elde değil.
