öncelikle başbakandır. evet, hani ülkeyi yönetmesi gereken kişi. daha iyi yaşamamız için çalışması gereken adam. neyse, 106. sayfada tanım yapmak istemiyorum.
kısaca yoruma geçeyim en iyisi. sürekli birileriyle tartışmaya girerek. hani kaba mahalle ağzı ile, neyse ondan bahsediyorum. direk lambur lumbur dalaşan adam. milleti ikilemde bırakıp, arkasına aldığı yetki ile konuşabilen biri.
nasıl mı? sabah sabah sinirlerimi bozmuştur. kalkmışım, işe gideceğim. çayımı içerken tv'de karşıma çıkmış, kahvaltımı batırmış, sinirlerimi bozmuştur kendileri. moda sahilinde içki içenlere cevap veren nitelikte, yani şöyle ki "illa biz de mi içeceğiz, siz içeceksiniz diye mahalle baskısı yapmaya hakkınız yok. "gibisinden söylelen adam. hani gerçek müslümanlar burda diyecek nerdeyse belki de demiştir.
yahu banane haklı olmasından. aslında banane istanbul'un bilmem ne sahilinde içki içen adamlardan. hadi ben umursadım, içsinler dedim. belki de orda içtim bi ara. ama hiç siyasi olarak değil hea. içkiyi sevdiğimden. manzara güzel.
uzattım gene, durdurmam lazım kendimi. demek istediğim türkiye'nin başbakanın hiç mi işi yok burda içki içen adamlara cevap veriyor. sanane derler adama. ne bileyim, haberleri başka şeylerle meşgul et. bırak kaba kaba konuşmayı. ramazan ayında milleti ikilemlere düşürmeyi!
ana haber bültenine istanbul'un bir mahallesinde içki içiliyor çıkma. bırak içsinler. sanane ya?
13 eylül 2008 ak parti beyoğlu kongresinde 70 dakikalık konuşmasının 45 dakikasını aydın doğan'a ayırmış başbakan. konuşmasının 3 aşağı 5 yukarı özeti için;
-oha (seçim sonrası sonucuna verilen tepki)
-yok artık be! yuh be! (çiftçiye bulunduğu ithama tepki)
-eh buna da katlanıcaz artık napalım (ekmeğe/elektriğe gelen zamlara tepki)
-ben böyle herifin gelmişi.. (özelleştirmelere verilen tepki)
-kapanmıyorum ulan! (işe alınmam için önerilen tavsiyeye tepki. sonuç:işsizim)
.
.
.
başbakanlığa yakışmayan ama kişiliğine cuk oturan tavırları olan insanımsı.
Türkiye'ye son dönemde gelmiş en dürüst başbakan. Kendi partisinin kazanamadığı belediyeye "yardım edeyim de reklamınızı siz yapın. Yağma yok" diyerek "partime oy vermezseniz ben de hizmet vermem" demeye getirmiş, demeye getirmemiş bunu açık açık söylemiş siyasetçi.
halkın büyük çoğunluğunun oyuyla iktidara gelmiş partinin genel başkanı ve başbakan.
kendisinden nefret edenlerin tek sebebi ona muhtaç olmalarıdır, alternatifinin olmayışıdır.
ey yazarlar alemi; eksi meksi vermeden bıdı bıdı etmeden evvel bir düşün, bana tek bir isim ver. bugün iktidara gelip ülkeyi yönetebilecek bir tek isim! aynı anda halk desteğini de arkasına alabilecek birisi varsa söyleyin bana, bir dahaki seçimde gidip oy vereyim.
ayrıca, tek alternatifi zavallı baykal olan kişidir farklı bir tanımla.
edit; tek bir isim verin dedim ama nedense tık yok. hala bıdı bıdı. aydın doğanın kalemşörlerinin yazısıyla eleştirilmez bu kişi. söyleyecek lafı olmayanların bu adamın karşısına çıkaracak alternatifi de olmaz.
Siyasetten tek anladığı "bu kişinin alternatifi yok be abi" olan 12 eylül gençliğinin malesef ki taptığı küfürü pek bir seven kişidir. yahu sen halk değil misin? bu sürü inancı nedir be kardeşim? halk olarak ne zaman vurdun yumruğunu masaya? hep birilerinin seni koyun misali yönlendirmesini bekledin.. ee ondan sonra hazır bahane "kim var kime oy verelim".. sen halk olarak böyle uyuduğun sürece bu ülkenin üzerinden çok tayyip gibiler geçer.
melih aşık ın köşe yazısında ayar verdiği kişidir. işte yazısından bir bölüm;
"başbakan dün yine tatlı tatlı ve sükunetle konuştu! ülkenin bunca meselesi varken 70 dakikalık konuşmasının 45 dakikasını doğan medyasına ayırdı. bizleri maaşlı silahşörler ilan etti. yandaş basını ise özgür basın!
bu arada ilginçtir...bir haftadır söylenmedik söz kalmadı. ama, başbakan hiç aydın doğan a söylediği "ceyhan da rafineri konusunda bizim çalık' a söz verdik, işin içinde berlusconi ve putin de var" sözlerini açıklamaya yönelmedi. adı liberale çıkmış akp yalakaları da bu konuya hiç girmiyor. başbakan ın milyar dolarlık yatırımı damadının genel müdür olduğu şirkete ayırması bu kadar mı olağan? hem putin le berlusconi nin bu işle ilgisi ne? bu mu liberalizm, bu mu şeffaflık?"
halkın seçimine saygı duymayanların, işine gelmeyeni seçen halka sürü muamelesi yapanların, karşısına asla bir alternatif koyamayacağı kişidir.
önce halkla barışmaklazım, halk bu adamı seçiyorsa vardır bir sebebi deyu araştırmak lazım. iki torba kömürle, bir kilo pirinçle olcak iş değil bu. uyanın artık ey gafiller, halk çoktan vurdu yumruğunu masaya. siz hala bunu farkedemediniz.
izmir büyüksehir belediyesinin kendi parasi ile baraj insaa etme kararina karsi bakanliktan izin cikartmayan basbakan.
izmirden oy almak icin izmire cephe almis , aldigi oylar ile basbakan olduktan sonra yetkilerini tüm vatandaslarin huzuru ve dirligi icin degil kendi gibi olanlar icin kullanmaya and icmistir.
bu adamın sırf tipini beğenmeyip nefret ederseniz yine bir yere kadar anlarım. ama aydın doğan'la olan sürtüşmesi üzerinden basın özgürlüğüne karşı diye saldırırsanız bu sizin ne kadar bidon kafalı olduğunuzu gösterir. ulan dangalak daha önceki hükümetleri işine gelmedi diye düşürdü bu aydın doğan. şimdi bunu da aynı şekilde düşürmeye çalışıyor hiç mi görmüyorsunuz? iki gün sonra yine bir başka hükümet gelsin onun da ayağını söz geçiremediği anda kaydırmaya çalışacaktır.
yani aydın doğan şahsi menfaatleri için türkiye'nin ağzına sıçım sıçım sıçıyor ama siz hala basın özgürlüğü diyorsunuz. çok duygulandım bir dörtlük yollamak istiyorum sizlere;
türk milleti gariptir
her lafı kaldırmaz
ibne dersin kızar da
sikersin aldırmaz
halkı, aydın doğan medyasını boykot etmeye, aydın doğan ın hiç bir gazetesini almamaya çağıran insan. yakında aydın doğan ın tüm gazeteleri yasaklanabilir. izmir de bir devlet hastenisinde doktor olan kuzenim hastaneye doktorların okuması için hergün alınan gazetelerin arasında artık ne hürriyet ne milliyet var diyor. yakında öğretmenler odasına da sokulmaz bu gazeteler korkudan belki de sokulamıyor zaten. devlet daireleri de almaz. yaşasın demokrasi yani.
onu falan geçtimde bu aynı adam yani recep tayyip erdoğan geçen sene fransa parlamentosundan ermeni soykırımını tanıyan karar çıktığı zaman bile fransız mallarına karşı boykot yapılmasını önlemişti. hatta fransanın bizi tüm küçük düşürmelerine rağmen tv lere çıkıp fransız mallarını almaya devam edin türkiyedeki fransız şirketlerinde binlerce türk çalışıyor. onları ve ailelerini düşünün demişti. tayyibin düşüncesi yine avrupalılar içinmiş.
kendince geliştikçe değiştiğine inanan ve bu doğrultuda medya patronlarıyla, çiftçiyle, askerle, yargıyla, rektörlerle, anayasayla, muhalefetin bir kısmıyla, cumhuriyetin temel değerleriyle ve sivil toplum örgütleriyle bitmez tükenmez bir şekilde kavga eden, etrafında mustafa kemal atatürk hakkında otobüs gibi bilimum mekanlarda fıkralar anlatan, hac vazifesi esnasında laikliği yüce islam diniyle karıştıran, geçmiş cumhurbaşkanlarının tamamını laf salatası yaparak dinsizlikle itham eden adamlardan tonlarca bulunan başbakanlık koltuğuna kurulmuş sayın başbakan.
türkiye'nin şu ana kadar gördüğü en başarılı saht.. hedef saptıranlardan birisi. utanma duygusunu hissetmediği barizdir.
"başbakan tuzla tersanesi'nde katıldığı bir törende işçi ölümlerinin sektördeki büyümenin olağan sonucu olduğunu, işsizlikten şikayet edenlerin iş kazalarına tepki göstermemesi gerektiğini söyledi.
sonra da bu düşünceleri için "doğru duydunuz, bu gaf değil, tercih" dedi.
aynı günlerde bir tersanede 16 yaşındaki bir işçi ölerek büyük bir gafa imza attı."
burada kendisi için çok şey yazarım, ama silinir.
bu yüzden ben de,
"senin kafanı seveyim, tek yüzlü ve sahtekar olmayan, şerefli adam!" diyorum.