cehape,mehape gibi tanimlamalara sahip basbakan.acaba parti isimleri okunurken boyle mi oluyor diye dusunuyordum ve birden ulan bunlara boyle diyor kendisine neden akape demiyor diye sordum.belki boyledir neyse.ama adalet ve kalkinma partisini ak partisi diye kisaltmayan bir partinin baskaninin dil bilgisine de guvenemiyorum.
en son; "kriz mıriz yok kardeşim! şimdi diyorlar dukkanlar kapanıyor, fabrikalr batıyor filan diye.ee olacak o kadar işini bilmessen batarsın tabi bu kapanan yerler işini bilmeyenlerin işlettiği yerlerdir".manasında bir tespit yaparak halkın nabzını ne kadar yakından tuttuğunu bir kez daha ispat ederek gözlerimizi yaşartmış insan. *
ülkenin durumu ortadayken daha fazla özen göstermesi yerine yerel seçimler nedeniyle partisinin başında mitinglerde şiir okuyan tc başbakanı tebrik ediyorum kendilerini.
şu an ntv'de banu güven'in de içinde bulunduğu bir grup ntv yüzünün sorularını yanıtlayan kişidir. lakin kendisinin bir ara banu hanımı baştan aşağıya süzmesi gözden kaçmamıştır.
kriz konusunda ne dediğini bilmeyen bir tutum sergileyen kişi.
önce "kriz teğet geçer" dedi, "krizin dibini gördük" dedi, "ne krizi yahu, kriz psikolojik" dedi, şimdi de "krizin dibini haziran ile yıl sonu arasında göreceğiz" diyor.
hani kriz yoktu, hani psikolojikti ve hani teğet geçiyordu? baykal'a diyorsun ya "sen ne anlarsın, işi ehline bırak" diye, işin ehli baykal değil ama sen de değilsin farkındasındır umarım. senin de anlamadığın ortada. işin ehli olsan krizden en çok etkilenen 2. ülke olmazdık dahası kriz bağıra bağıra "geliyorum" derken etrafı güllük gülistanlık gösterme çabası yerine bir şeyler yapmaya çalışırdın. dahası bu kadar birbirinden kopuk, bu kadar bilgisizlik örneği açıklamalar yapmazdın ardı ardına.
Bir ara sevmeye çalıştığım, seveceğimi sandığım kişi. Ülkemde belki de pek çok kişi bu yanılgıya düştü. Balkondan çıkıp ta "Bize oy vermeyenlerin de başbakanıyım" dediğinde. Avrupa Birliği toplantısında ingiltere ve italya başbakanlarını peşinden koşturduğunda.
Sonra işler değişti. Yine de sevebilirdik onu. Tüm gaflarına, tüm devlet kurumlarını özelleştirmesine, yakın çevresinin hızla zenginleşmesine rağmen. Ama kendi düşüncesinde olmayanlara yaptığı davranışlar, onları düşman gibi görmeleri tahammül edilecek gibi değildi. Bu coğrafyada pek çok düşünceye saygımız olmalıydı. Abdullah Öcalan'a "sayın" diyebiliyorsan eğer ki diyebilirsin de, buna karşı da değiliz. Ama o zaman vatandaşına "Ananı da al git" demeyeceksin, şehidine kelle demeyeceksin. Seni eleştiren ama yalan söylemeyen insanlara "işini yapan memur" demeyeceksin. Başka düşünceleri de tanıyacaktın, onları da sayacaktın. Öyle ya sen hepimizin başbakanıydın. Oysa Davos'ta estin gürledin, tamam birçoğumuzun hoşuna gitti ama uluslararası arenada inandırılığın kayboldu ve "Biz nasıl biriyle muhattap olmaya çalışıyoruz" dediler. Bir ara gerçekten de seveceğim başbakanımızdı.
ortalıklarda görünmeyen kişidir. kendisini seçim sonuçları akepe genel merkezi balkonundan halka seslenirken bulurduk. grip mi oldu acaba, yoksa balkona çıkması mı yasaklandı?
"yok bilmem elektrikler kesildi, yok bilmem şöyle" oldu diyip hırsızlığını bastıran kişi.
neymiş ilgililer varmış bu konularda.
ilgili kişiler her şey olup bittikten sonra geliyor malesef. "ben değiştim" dedin ya ilk iktidar olduğunda. hakkaten çok çabuk değişiyorsun. alt taraf ayrı üst taraf ayrı oynuyor.
hani demokrasi ? hani hür irade?
çalınan sandıklarla mı oluyor bu ?
son zamanlarda görmediğim kadar kötü durumda konuşmasını yaparken. kafasını toplayamadığı belli. zira seçim konuşmasının arasına helikopter kazasını sıkıştırmış, sonra bir şekilde kaldığı yerden seçime gelmiştir. en azından bu seçimin başarısız olduğunu kabul etmiştir.
olayı çarpıtmaya çalışmaktadır. ne alaka muhsin yazıcıoğlu? ne alaka? kendini şirin göstermeye çalışıyor. muhabbeti değiştircek aklı fikri. kimse karışmasın, ysk ilgilenir dedi! ne demek ya bu? seçilecek adam. o karışmayacak, bu karışmayacak kim karışacak???
2-3 hafta önceki "bunlar köpekleriyle aynı yatakta yatarlaaarrr, bunlar monşerleeeerrr!!!" tavrı gitmiş, gene seçim sonrasının klasik "ben herkesin başbakanıyım" diyen efendi politikacı gelmiştir. Aha az önce "bizler ayrımcılık yapmayacaz" dedi. Şimdi de "seçilen tüm belediye başkanlarına eşit mesafedeyiz" dedi. yersen...
yarası var gibi konuşan başkan. ne oldu da biz yapmadık, biz etmedik gibi bir üslub ile konuşuyorsun. biz sen yaptın demedik ki.. o söylemi söyleyene kadar tabi.. devam et saçma.. konuşmaya..