radiohead.. evet radiohead. sarkılarını dinlerken insanı baska diyarlara taşır. hani bazı anlar vardır ya sadece hayallerinizde mutlu olduğunuz. size onu sağlar sarkısını dinlerken sarkı sozlerinin ne olduğunu unutur kendinizi mutlu edersiniz hayallerinizde. hani bi anda kendinizi onlarda bulursunuz mutlu anlarınızda baska hicbir sarkı-sarkıcı sağlayamaz bunu size işte radiohead in müzikleri bu yüzden hayallerinizin ötesidir. sizi rahatlatır eğer sarkıyı iyi seçerseniz bazı sarkılarıda vardırki sizin duymak istemediginiz ama zaten bildiginiz seyleri soler. sizi üzer sarkının kederi ama bu sarkının üzücü olmasından değil içinizdeki kederdendir sizin olan, sizden olan sizden gelen acı, hüzündür bu. radiohead sadece acığa cıkartır. o güzel sarkılarıyla bunu. radiohead sarkıya gercek anlamını katan müziği yapar ve bunu size sunar. bize sadece dinlemek ve hayallerimiz kalır..
2009 yılı konser tarihleri açıklanmaya başlanmış gruptur. 2008 yılı paris konseri haziran'da yapılmış olmasına karşın ocak ayında bilet bulamadığımı, açık arttırma sitesinden almak zorunda kaldığımı gözönüne alınca şimdiden bilet tedarik edilmesi gerektiğini düşünmekteyim. ancak şu ana kadar açıklanan konserler mexico ve chile'de olacak, bir de Argentine var ama tarihi belirsiz. Türkiye'ye gelir mi? Zor
pastanın üstündeki kremayla bile ilgili trajik şarkılar yazabilecek potansiyele sahip, şarkılarıyla farklı bir boyutta yaşıyormuşsunuz hissi veren psikopat grup. sever, sayarım.
özgürlüğe kavuşmam sonrasında bütün albümlerini indireceğim, saatleri saydığım grup. ismiyle adamı kendine çekebilen, benim gibi önyargılı adama kendini dinletmek için şey ettiren bir topluluk olduğundan mütevellit, beğenmesem dahi şimdiden "helal olsun" denilebilecek adamlardır. ha torrentte full diskografi linki bulamaz mıyız? olur mu olur, bulamayız. işte o gün biz öleceğiz.
kimilerine göre aktif müzik yapan en iyi grup. elektronik müzik ve rock müziğin karışımı şarkılarda pek fena bi avangartlık olduğu aşikardır. ayrıca lastfm de en çok skroplanan 2 numaraydı bi zamanlar.
beyoğlunda saat 22:30. hatta üç beş dakika daha sonrası. arkadaşla açlığımızı bi güzel giderip mekandan çıktıktan sonra nerede ne içsek hesabını yapıyorduk ki bi de ne görelim? aman allahım. kocaman bi radiohead afişi.
- mına koyim o kadar sözlüklerdeyiz, bi konserden haberimiz olmadı
deyip ezberlediğimiz mekana koşa koşa gitmeye başladık. nefes nefese kapının önünden yıllar önce fırından ekmek aldığım fişlere benzeyen bi fişle girdik içeri. neyse dedik, koskoca radiohead gelmiş büyük ihtimal bilet kalmamıştır diye düşünüp içerde ciğerden nefes alışverişlerimize devam ettik. saat 23:00 ü geçmişti bile. hala kuru kalabalıktan başka bişi yoktu. sabırsızlıkla sigaramızla bekliyorduk, bekliyorduk. sonra öğrendik ki bu bi tribute show. gerisini söylemeye ne gerek var, bok gibi geçen yarım saat, akabinde mekanı erken terk, boşa giden para!!
uğruna yeni parayla 20 lirayı gözü kapalı feda ettiğim grup.
bristol kökenli sykodelikten elektroniğe ordan jaz alt yapılı müziklere kadar birçok türde eserler veriyor. parçalarının birçoğu gerçekten çok güzel ama sözlüklerdeki radiohead anlayışı bir o kadar yanlış. sözlükçüler radiohead' i metafizik öge haline getirip tapıyorlar. tıpkı pink floyd' a yaptıkları gibi. hayır bu nasıl bir anlayıştır anlamıyorum. epi topu yaptıkları müzik. müziği niçin dinlersin zevk almak haz duymak için. bunun görevi de burda bitiyor. zevk alırsın ve bitirirsin. ama sözlükçüler (3 büyük sözlük) ne yapıyor; radiohead über, süfer taparım, secde ederim, kutsalım filan diye olaya yaklaşıyor. ayıptır gençler...
geri dönüşsüz yolculuklarda dinlemesini pek tavsiye etmiyorum. uzun süreli bir ayrılığın da bu tür yolculculukları beslemesi ile sözü geçen müzik grubu gözyaşı bombası etkisi gösterebiliyor. yoksa; iyi grup, güzel grup, has grup, kendine lafım yok. hafif çatlakları hemmen kırıp delimenleştirebiliyor işte. artık gerisini siz bilin..
"no more radiohead albums" söylentileri ve thom un fleayle nigelle grup kurup takılması, ödümüzü bokumuza karıştırmıştı ama çok şükür bu kış albüm için stüdyoya giriceklerini yeni yılda da albüm(ep falan değil koca albüm) çıkaracaklarını açıkladı gıdısını sevdiklerim.
lan olm zevk mi alıyosunuz. ne gerdiniz yahu, dizi misiniz müzik grubu musunuz götlekler.
Talking Heads'in bir şarkısı vardır.ismi de "Radio Head".O zaman grup ismi arayan kişiler bu şarkının isminden esinlendi ve Radiohead olarak bir grup kurdu.O grup Gelmıs gecmıs en iyi gruplardan biridir bana göre..Hatta bana göre değil çoğu kişiye göre ! Müzikten de ötesini yapar Radiohead..Sadece müzik yapmaz.Sizi hipnotize eder adeta.Thom Yorke'un vokalleri sizi derinden vurur.Radiohead bambaskadır,hiç bir grupla kıyaslanamıcak kadar baska.Her gün istisnasız dinlerim parçalarını.Belkide en büyük aşklarımdan biridir.Her zaman yanınızdadır.
ilk albümleri 1992'nin sonlarında kaydettikleri,1993 yılında yayınlanan Pablo Honey,çok başarılı olmamıstı."Çok depresıf" gibi yorumlarada maruz kalmıstır.Sadece albümdeki Creep parcası adlarının biraz da olsa duyulmasını saglamıstı..
"Peki Sizce en iyi Radiohead albümü hangisidir?"..Bu soruyu sınavda sorsalar cevaplayamam! Gercekten,uzun uzun dusunmeme ragmen cevabı bulamam,nitekim bulamadımda..Hayranları arasinda bile tartısmaya yol actı bu soru.Sadece hayranları olsa da iyi.Ünlü sanatçılar arasında bile sözkonusu oldu.David Gilmour ve Michael Stipe'e göre en iyi Radiohead albümü "The Bends"dir..Fakat The Prodigy'nin üyesi Liam Howlett ve John Mayer'e sorarsanız "OK COMPUTER" cevabını alırsınız.
The Bends mı?,OK COMPUTER mı?
Pablo Honey'den sonra iki albüm daha cıkarttılar.Biri 1995 yılında yayınlanan "The Bends" diğeri 1997'de yayınlanan "OK COMPUTER"...Hangisi daha iyi sorusuna cevap veremiyorsam bile sunu rahatlıkla söylerim.
" Bu iki albüm gecmıs gecmıs en iyi albümlerden ikisidir"..