"başka bir aşk istemez
aşkınla çarpar kalbimiz
ey vatan göz yaşların dinsin yetiştik çünkü biz"
buraya kadar bir sorun yoktur fakat bundan sonra gelecek olan nakarat kısmını söylemek özellikle bir çocuk için çok sağlam nefes ve çok daha sağlam g.t gerektirmektedir:
"gül ki sen neşeyle
gülsün ay güneş toprak deniz"
bir de bu nakaratın ikinci kez söylenmesi gerekmektedir ki bu en acı olandır.
Düşmanın gemisi sarı direkli, düşmanın gemisi sarı direkli
içindeki askerler tavşan yürekli, içindeki askerler tavşan yürekli
türklerin gemisi kırmızı direkli,(arada kabaran millyetcilik duygularıyla çığlık atanlar) Türklerin gemisi kırmızı direkli!
içindeki askerler ASLAAAAAAAAAN yürekli,(buradan itibaren ses iyice yükselir.) içindeki askerler ASLAĞAĞAAAAĞAANRÖAAH yüreklieaaaarhh!
herşey iyide düşünün bi 6 yaş cıvarı 26 çocuğun bu şekilde üstünüze koşması ne kadar huzur bozucu olur değil mi?
Kendilerinin hayalgüçlerinin 0 olduğunu kabullenmiş kişiliklerdir.. Genelde bu tipler "böhóhöhöyt" şeklinde gülüp komik oldukları iddaasında bulunurlar...
bilmem şu feleğin diye bir parça vardı, ilkokul, ortaokul veee lise! her okulda her sene söylenmez ki... küçükten aşıladılar bu parçayı yaş oldu 25 hala ben feleğe söverim...
Bir küçücük aslancık varmış
Kırlarda koşup, koşup oynarmış...
Şeklinde bir şarkı vardı. ilk okulda manyak sınıf öğretmenimiz her beden dersinde sınıfı halka edip bu şarkıyı söyletirdi. Bir sene boyu her hafta bunu yaptıktan sonra burdan o hocama sevgilerimi iletiyorum.
ordaa bir dağ var uzaktaaa o dağ bizim dağımızdır... gitmesekteeee... görmesekte.... o dağ bizim dağımızdır... *
ordaaa bir ev var uzaktaaaa.... o ev bizim evimizdiiiirrr... gitmesekte ... kalmasakta.... o eeeeevv bizim eeviiimizdiiiirrr... *
lal lal lal lal laaaaaağğğğğğğğ
lal lal lal lal laaaaaaağğğğğğğ
lal lal lal lal lal lal lal lal laaaaaaağğğğğğğğğ
orda....................................................... *
genellikle kız öğrenciler ağlardı bu şarkıda ayrıca ağlayan erkeklerde görmüşlüğüm vardır..hani neden ağladıklarını bilmiyorlar bende halen çözebilmiş değilim! ev ya da dağı kendilerinin sanıyorlarda göremedikleri gidemedikleri için moralleri mi bozuluyordu? yoksa ; şarkının vurgulu ve içli bir parça mı burkuyordu o minnacık yüreklerini halen bir cevap bulamıyorum. sınıfça psikopatlaşmıştık resmen..
bilinçaltımın derinliklerinden sırf iş olsun diye çıkarıyorum:
kırmızı balık gölde
kıvrıla kıvrıla yüzüyor
balıkçı hasan geliyor
oltasını atıyor
kırmızı balık dinle
sakın yemi yeme
balıkçı seni tutacak
sepetine atacak
-burdan sonrası hardcore-
kırmızı balık kaaaç kaç!
balıkçı hasan tuuut tut!
yareppim. bu ne aymazlıktır. bu ne nabza göre şerbet vermeciliktir. bu ne dönekliktir.
çocuk bütün içtenliğiyle daha az önce kırmızı balığın kaçmasını isterken nooldu da balıkçı hasan'ın tarafını tutar oldu. yapmayın, etmeyin. çocuk bu, büyüyecek. sonra bunu yazan gibi tüm çocukluğunu boş şeyler düşünerek geçirecek. geçirmesin. yazık, günah.
bir de oyun oynarken ebenin bulunması için söylenen tekerlemeli şarkılar vardı...
örnek vermek gerekirse;
şimcik çocuklar bir eli yukarda bi eli aşağıda kalmak üzere ellerini birbirlerinin üzerine koyarak bir daire oluştururlar ve şu şarkıyı söylemeye başlarlar...hecelere göre sırayla birbirlerinin ellerine vururlar...
çatlak patlak yusyuvarlak
kremalı börek
sütlü çörek
çek dostum çek
arabanı yoldan çek
çek çek amaca
burnu kanca
al sa-na bir ta-ban-ca
tabancanın yarısı
osman beyin ka-rı-sı"
bu son satırda "karısı" kelimesinin son hecesinde hangi çocuğunun eline vurulduysa o çıkar..bu son iki kişi kalana kadar devam eder ve son kalan kişide ebe olurdu... *
birde böyle ellerini yumruk yaparak sırayla birbirinin eline yumru atarak oynanan bişi vardı... oda sanırsam şöyle bişi di...
"ingili mingili kokiki kokiki
yes mi no mu
nomini nomini
yes- mi no- mu? (tam burada son yumruğuna vurulmuş kişi bi cevap verirdi yes ya da no diye)
cevaba göre;
1)yes mi no
2)no mu yes "
denir ve son kez eline vurulan çocuğun bi eli inerdi.. bu böyle son yumruk kimde kaldıysa ona kadar devam eder ve yine bi bahtsız bedevi bulunurdu... **
birler ikiler üçler yaşasın türkler
dört beş altı amerika battı
yedi sekiz dokuz alman domuz
on onbir oniki italya tilki
onüç ondört onbeş ruslar kalleş
sonra da düşünüyoruz biz niye dünya vatandaşı olamadık diye?
söylenmekle bitmeyecek şarkılardır. yorulurduk, yön bulamazdık ama devam etmeye zorlanırdık;
bu benim önüm önüm önüm
bu benim arkam arkam arkam (eee sonra?)
bu benim sağım sağım sağım...
allahtan ortaokulda , lisede soyletmediler. bu önler, bu arkalar ne sonuçlara seyirci oludu...