bugün
- ankarayı sel aldı17
- bursa8
- gay olanları toplum niye sevmiyor9
- albay kemal22
- gizli samyel26
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak15
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu11
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- kadir mısıroğlu mezarı17
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- fethullah gülen8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız14
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- okula gidiyorum sözlük10
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- zalbert ramstein18
- herkesle iyi geçinmek10
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- anın görüntüsü11
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- meral akşener14
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- icardi190536
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
- belediye otobüsüne kaçak binme yöntemleri10
- türklere peygamber gönderilmemiş olması19
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir18
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var12
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- kadir mısıroğlu üstadın hoplattığı oğlanlar18
- zalbert ramstein'in kürt olması15
- jose mourinho27
- sarılma ihtiyacı8
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar19
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız17
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- sözlüğün bağımlılık yapması11
1950li yıllarda iki toplumbilimci merrill m. flood ve melvin dresher tarafından hazırlanan dilemma, aslen bir bulmaca şeklinde sunulur. bulmacayı çözmeden önce olay neymiş ne değilmiş bir görelim:
farz edin ki totaliter rejimle yönetilen bir toplumda yaşıyorsunuz. ve bir gün tüm şaşkınlığınız içerisinde tutuklanıyorsunuz. sebep olarak da smith adı verilen bir adamla devleti bölme planları yaptığınız gösteriliyor. tabi böyle bir şey yok, smith'i tanımıyorsunuz bile. lakin sorgu esnasında çok acı bir şekilde anlıyorsunuz ki adamların derdi gerçeği bulmak değil. ilgilendikleri tek şey "birini mahkum etmek".
ve akabinde aşağıdaki seçenekler sunuluyor size:
1. eğer smith itiraf etmez ama siz ederseniz ve onun aleyhinde konuşursanız özgür bırakılacaksınız. bu esnada smith, anlaşmaya yanaşmayan kişi ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılacak.
2. eğer smith itiraf eder fakat siz etmezseniz durum tam tersi yaşanır. siz 10 yıl yerken smith özgür kalır.
3. oldu da her ikiniz itiraf ettiniz; 5er yıl cezaya çarptırılırsınız.
4. yok, ikiniz de sessiz kalmayı tercih ettiniz; 1 yıl içeride kalır sonrasında özgürlüğünüze kavuşursunuz.
son olarak, size sunulan teklifin aynısının smith'e de sunulduğu söyleniyor. fakat sizin smith ile iletişim kurma şansınız yok. ayrı hücrelerde kalıyorsunuz. ve smith'in ne yapacağı hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
şimdi, tek derdiniz, hapiste geçireceğiniz zamanı hangi şekilde en aza indirebilirsiniz sorusunu cevaplamak. itiraf etmek ya da etmemek. problemin amacını daha iyi kavramak için onur, şeref, delikanlılık, insan hakları vs. gibi konuları unutun. çünkü sorun bunlarla ilgili değil. aynı zamanda smith'e yardım etmeyi de aklınızdan geçirmeyin. problem, sizin için en iyi olanın açık ve net bir biçimde ortaya konulmasında...
soru: en kısa sürede bu delikten nasıl çıkarım? itiraf ederek mi, etmeyerek mi?
ilk bakışta, problem sanki smith2in cevabı bilinmeden çözülemeyecekmiş gibi duruyor. lakin bu tam bir yanılsama oyunu. probelmin çok açık bir çözümü var: smith naparsa yapsın, itiraf etmelisin. bu çözüm, aşağıdaki şekilde haklılığını kazanıyor:
1. smith ya itiraf edecek ya etmeyecek.
2. diyelim ki itiraf etti. o zaman, sen de itiraf et ve 5 yıl hapis yat. aksi taktirde, 10 yıl yatmak zorunda kalacaksın. bu yüzden senin için en iyisi itiraf etmek.
3. diğer yandan, diyelim ki smith itiraf falan etmedi. o zaman da itiraf etmek yine senin hayrına. zira direk özgürlüğüne kavuşacaksın. itiraf etmez ve sessiz kalırsan da 1 yıl yiyeceksin (smith gibi)
4. velhasılı kelam, itiraf etmen en iyisi. yani smith naparsa yapsın hapisten en kısa sürede çıkmanın yolu konuşmaktan geçiyor.
buraya kadar her şey güzel. lakin işin içinde bir hinlik var. smith'e de aynı teklifin sunulduğunu hatırlayalım. eh o da öküz değildir, bizim hesapladığımız şekilde kendisi için en iyi olanı o da düşünecektir ve itiraf etmeye gidecektir.
böylece, hem sizin hem de smith'in itirafı durumunda her ikiniz de 5er yıl yiyeceksiniz. lakin tam aksini yapmış olsaydınız, yani her ikiniz de sessiz kalsaydınız 1er yıl ile kurtulacaktınız.
işin hinliği de burada yatıyor işte. rasyonel yollarla izlenen çıkarlar sonunda her iki taraf da hüsrana uğruyor. dilemmayı dilemma yapan şey de buradan çıkıyor.
farz edin ki totaliter rejimle yönetilen bir toplumda yaşıyorsunuz. ve bir gün tüm şaşkınlığınız içerisinde tutuklanıyorsunuz. sebep olarak da smith adı verilen bir adamla devleti bölme planları yaptığınız gösteriliyor. tabi böyle bir şey yok, smith'i tanımıyorsunuz bile. lakin sorgu esnasında çok acı bir şekilde anlıyorsunuz ki adamların derdi gerçeği bulmak değil. ilgilendikleri tek şey "birini mahkum etmek".
ve akabinde aşağıdaki seçenekler sunuluyor size:
1. eğer smith itiraf etmez ama siz ederseniz ve onun aleyhinde konuşursanız özgür bırakılacaksınız. bu esnada smith, anlaşmaya yanaşmayan kişi ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılacak.
2. eğer smith itiraf eder fakat siz etmezseniz durum tam tersi yaşanır. siz 10 yıl yerken smith özgür kalır.
3. oldu da her ikiniz itiraf ettiniz; 5er yıl cezaya çarptırılırsınız.
4. yok, ikiniz de sessiz kalmayı tercih ettiniz; 1 yıl içeride kalır sonrasında özgürlüğünüze kavuşursunuz.
son olarak, size sunulan teklifin aynısının smith'e de sunulduğu söyleniyor. fakat sizin smith ile iletişim kurma şansınız yok. ayrı hücrelerde kalıyorsunuz. ve smith'in ne yapacağı hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
şimdi, tek derdiniz, hapiste geçireceğiniz zamanı hangi şekilde en aza indirebilirsiniz sorusunu cevaplamak. itiraf etmek ya da etmemek. problemin amacını daha iyi kavramak için onur, şeref, delikanlılık, insan hakları vs. gibi konuları unutun. çünkü sorun bunlarla ilgili değil. aynı zamanda smith'e yardım etmeyi de aklınızdan geçirmeyin. problem, sizin için en iyi olanın açık ve net bir biçimde ortaya konulmasında...
soru: en kısa sürede bu delikten nasıl çıkarım? itiraf ederek mi, etmeyerek mi?
ilk bakışta, problem sanki smith2in cevabı bilinmeden çözülemeyecekmiş gibi duruyor. lakin bu tam bir yanılsama oyunu. probelmin çok açık bir çözümü var: smith naparsa yapsın, itiraf etmelisin. bu çözüm, aşağıdaki şekilde haklılığını kazanıyor:
1. smith ya itiraf edecek ya etmeyecek.
2. diyelim ki itiraf etti. o zaman, sen de itiraf et ve 5 yıl hapis yat. aksi taktirde, 10 yıl yatmak zorunda kalacaksın. bu yüzden senin için en iyisi itiraf etmek.
3. diğer yandan, diyelim ki smith itiraf falan etmedi. o zaman da itiraf etmek yine senin hayrına. zira direk özgürlüğüne kavuşacaksın. itiraf etmez ve sessiz kalırsan da 1 yıl yiyeceksin (smith gibi)
4. velhasılı kelam, itiraf etmen en iyisi. yani smith naparsa yapsın hapisten en kısa sürede çıkmanın yolu konuşmaktan geçiyor.
buraya kadar her şey güzel. lakin işin içinde bir hinlik var. smith'e de aynı teklifin sunulduğunu hatırlayalım. eh o da öküz değildir, bizim hesapladığımız şekilde kendisi için en iyi olanı o da düşünecektir ve itiraf etmeye gidecektir.
böylece, hem sizin hem de smith'in itirafı durumunda her ikiniz de 5er yıl yiyeceksiniz. lakin tam aksini yapmış olsaydınız, yani her ikiniz de sessiz kalsaydınız 1er yıl ile kurtulacaktınız.
işin hinliği de burada yatıyor işte. rasyonel yollarla izlenen çıkarlar sonunda her iki taraf da hüsrana uğruyor. dilemmayı dilemma yapan şey de buradan çıkıyor.
Sonradan Smith'le tutuklu adam arasında geçen dialog:
- Ben senin bunu düşüneceğini düşünmüştüm.
+ ben de senin bunu düşüneceğimi düşüneceğini düşünmüştüm.
Sonra ikisi de 5 yıl yerler.
- Ben senin bunu düşüneceğini düşünmüştüm.
+ ben de senin bunu düşüneceğimi düşüneceğini düşünmüştüm.
Sonra ikisi de 5 yıl yerler.
paşa paşa yatarım ama çıkınca o Smithi bulur hayatını sikerim.
güncel Önemli Başlıklar