gece tren garında bir arkadaşımı beklerken mp3 playerımda unuttuğum albümünün bir anda çalmaya başlamasıyla beni yerden yere vuran ilah müzik gruptur. ne mi çalıyordu buyrun
konu rock müzikse daha üstü yok. pink floyd en üstte, tepede. pink floyd felsefesini
anlamak kolay değildir. yüzeysel olarak tanınmamalı grup. hoşunuza gidiyorsa araştırın.
tarihçesini, albümlerini, gitaristini, vokalistini her şeyini araştırın.Pink Floyd The Wall
filmini izleyin. Pink Floyd'un kutsal kitabını ayet ayet okuyun. Son olarak
pink floyd başlı başına bir ingilizce öğrenme sebebidir.
insanın yalnızlığında en büyük arkadaşıdır pink floyd. öyle ki bazen bu özel insanlar için yalnız olmayı beklersiniz. kalabalıkta dinlenmez. en fazla 2 kişi belki. ama yalnızken, asıl kalabılığı o an yaşarsınız.
ben, sıradan bir günde dinlerken kalbimin olağandışı attığını bilirim.
tüm zamanların en iyi gruplarından birisidir. yaptığı müziklerle dünya rock müziğine yeni bir soluk getirmiş olup milyonlarca albüm satışı ile başarılarını kanıtlamışlardır.
Duyusal yaşantının müzikle aşınabileceği en derin ve ulaşabileceği en imgesel nokta, sui generis. Düş içindeki bu tınıların sahiplerinden, evrenin imitasyon içine alacağı çok şey var. Dünya'dan soyutlanmak için kullanılan uyuşturucunun bu zararsız halini idrak ettikten sonra ise başka bir seste öz aramak mümkün değil. Pratikte asla gerçekleştirelemeyen akım ve ideolojik ütopyaları, teori de tadından yenmez bir harikuladelik ile sunarak, dünya adaletsizliğinden dem vurup insanı komplekse sokması ise ''düşene bir tekme de biz vuralım'' algısıyla bir.
Her yerinden felsefik bir subliminal mesaj akan bu tanrının alt grubu, blues rock ve progressive rock'ın arasında bir tampon oluşturan psychedelic rock'ın vahiy gönderen meleklerinden ve o kutsal müziğin hoşaflarından.**
Müziğin imgesel boyuntunda alınması gereken bir kriter olan bu grup, -zaman çizergesi gözetmeksizin- barrett'lı ve barrett'sız olarak grubu iki döneme ayıran saykodelik Syd Barrett'ı, vur gitarın teline David Gilmour'u, kendini sevdirmeden giden Bob Klose'u, müziğin ritmik duygusunu davulunun akorduna bağlı kılan Nick Mason'ı, Pink Floyd'un kulu ve elçisi Roger Waters'ı ve ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasıncı partisyoncu Rick Wright'ı da içinde kapsar.
syd barrett ile birlikte psychedelic etkilerinin yoğun olarak görüldüğü ilk dönem, syd'in çıkması ile roger waters'ın liderliğini yaptığı ikinci dönem ve roger'ın çıkmasıyla david gilmour'un liderliğini yaptığı son dönem olarak üç döneme ayrılan dünya'nın gelmiş geçmiş en kaliteli, en anlamlı müziğini yapan gruptur.
uyutabilen nadide şey. hele arafta bırakırken bile tekrar yastıkla buluştur ması. anotomi kimyasıyla oynuyor adamlar. sanki aralarına walter white girmiş gibi. doğduktan sonra yaşam belirtilerinden birtanesi.
hemen hemen her sarkisi sizleri ayri havaya sokacak, bazilari neselendirip, bazilari uzecek, bazilarini sadece uzgun olunca dinleyeceksin hatta bazilari hayal gormene bile sebep olacak. bu yuzden gelmis gecmis en iyi muzigi yapmislardir demek cok dogrudur.