dean r. koontz'un hikayesinden, kendisi tarafından senaryolaştırılan 1998 yapımı filmde ben affleck'in yeni yeni emeklediğini, peter o'toole gibi bir ustanın her zamanki sağlam oyununu, rose mcgowan ve joanna going'in zaman zaman aksasalar da asla sırıtmayan oyunculuklarını izliyoruz.
film, klasik koontz öykülerinden. başta büyük bir bilinmezlik ve dehşet hakimken, ortalara doğru bu sırrı çözme yolunda ilerleyen insanların sonda bu sırrı bilimsel bir yöntemle çözmesi ve düşmanla mücadelesi var.
bir köye gelen abla kardeşin, bu köyün ıssızlığına akıl sır erdirememesiyle başlayan film, bulunan cesetler ve kasabada hala yaşıyor olan üç polisi bulmalarıyla devam ediyor. başlarına ne geldiğini anlamadan iki polisin de öldürülmesiyle ve anlam veremedikleri bir yazı yüzünden merkeze haber verirler. ancak yardım bir türlü gelmez...
aslında filmin adı "phantoms" yani hayaletler. ama bence "yaratık" daha iyi olabilirdi ancak dean koontz sanırım hep kıyaslandırıldığı stephen king'in bu isimli bir kitabı ve filmi olması nedeniyle phantoms'u seçmiş...
ayrıca ölülerin gerçekçi olması ve klasik "seks - müzikli gerilim - zombiler" üçlüsünün bulunmayışı, phantoms'u diğer türdaşlarından ayırıyor. üstelik sorunlara bilimsel olarak yaklaşım getirmeleri ise fersah fersah fark yaratıyor.
harika sözlere sahip porcupine tree şarkısı. harika sözleri de şöyle:
"i look at all the sad story people
lost in the seasons passing them by
inside my head lies a life on an island
flooded with darkness deep into the sky
but they're only the strangers on a train
passing through my mind again and again
but it's lonely to stand in this heat
deep in the woods who knows who you'll meet
but i didn't know the hill would be the steep
and i didn't know the sea would be this deep
and i'm sorry i treat you this way
deep inside the shell i crawl into
crying alone i know i'll get by
please stay away
i just don't want to see you
the things that you say i know they're all lies
but i don't understand what the story's about
explain to me please how the sunlight got out
please don't leave me here
dreaming alone with phantoms"
Dean Koontz'un yeraltından gelen bir canavarın yok etmeye çalıştığı bir kasabanın öyküsünü anlatan gerilim romanı. Türkçe'ye Kurbanlar olarak tercüme edilmiştir.
Her zamanki gibi bir Stephen King değil. DK'yı kendi çapında değerlendirirseniz eh işte, o iç bayıcı diyaloglar ve ahmak karakterler olmasa iyi bile denebilir.