Alt tarafı(!) covide yakalananların, yani müdahale edilmese neredeyse tüm dünya nüfusunun %1'i ölecekmiş, aşının ne acelesi varmış, 15 yıl test yapılmalıymış!
%1 dedikleri de aşılar devreye girdikten sonraki vakalar da katılarak hesapladıkları oran...
Bu kafaya daha fazla ne diyebilirim bilmiyorum. Bu kafayla iş yapılsa çocuk felci aşısı hiç geliştirilmezdi. Hikayesi şurada:
Çocuk felcine aynen Covid gibi bir virüs sebep oluyor. O zamanlar imkanlar şimdiki gibi değildi, geliştirme ve uygulama sürecinde çok sayıda sorun yaşandı. Malum kafaya kulak verilse çocuk felci hala bitirilememişti.
ilginç bir nokta . biontech aşısının formülü
nü nedense 55 yıl saklamak istiyorlar .
Gıda ve ilaç idaresi yoluna girseydi, Pfizer / BioNTech
koronavirüs aşısı hakkında sahip olduğu büyük miktarda
veriyi gözden geçirmek ve serbest bırakmak için Bilgi
Edinme Özgürlüğü Yasası talebini yerine getirmek
55 yıl veya daha uzun sürecekti.
Doğru okudun. 55 yıl.
Opinion
55 years to fulfill a records request? Clearly, the FDA needs
serious reform of its data-sharing practices.
By Christopher J. Morten,Reshma Ramachandran
, Joseph S. Rossand Amy Kapczynski
hollandalı avrupa parlamentosu üyesi rob roos
ne diyor ????
Rob Roos MEP @Rob_Roos
Member of the European Parliament | JA21 -
Vice Chairman ECR - Fear is a poor basis for
decision-making http://instagram.com/robroos.MEP
Rotterdam, Nederlandeuroparl.europa.eu/meps/en/197709…Joined April 2010
COVID duruşmasında #Pfizer direktörü şunları itiraf ediyor: #aşı bulaşmayı önleme konusunda hiçbir zaman test edilmedi.
"Başkaları için aşı olmak" her zaman bir yalandı.
#COVID pasaportunun tek amacı: insanları aşılanmaya zorlamak.
The vaccine was not brought in for COVID.
COVID was brought in for the vaccine.
Once you realize that, everything else
makes sense.” ~ Dr. Reiner Fuellmich
Berlin merkezli Corona Soruşturma Komitesi tarafından
uzun zamandır beklenen hakemli bir rapor, birçoğunun
korktuğu şeyi, COVID-19 pandemisinin, insanları deneysel
ve potansiyel olarak ölümcül bir aşı almaya yönlendirmek
amacıyla insan yapımı bir virüs olduğunu iddia ederek yayınlandı.
aşı ve sars-cov-2 tartışmalarının (aşı karşıtlığının) altında yatan ve aşılara karşı negatif tutum sergilenmesinin nedeni sars-cov-2 virüsünün (korona virüs tanımlaması yanlıştır. korona virüs bir virüs ailesi-topluluğudur desek yanlış olmaz. tüm korona virüsler sars-cov-2 değildir. sıcaktan bunalıp güneşe ateş eden adanalı gibi her adanalı güneşe ateş etmez) yapay olarak insan üretimi, laboratuvarda üretilmiş, komplo teorileri, felaket senaryoları söylemi ile sars-cov-2 algısı üzerine aşı algısı negatif olarak (mrna aşılar) insanlara empoze edilmiştir.
aslında medya da yapılan açıklamalar, toplu gösteriler, protestolar bu sars-cov-2 virüsünün yapay olarak laboratuvar üretimi insan yapımı söylemi, aşı karşıtlığı, mrna aşı tartışmaları, bu açıklama-tutumlara bakınca; yapılanlar akıl, etik değerler, bilimsel gerçekler dışında olup 22 yy cehaletin yüzyılı olacağının ispatı durumlardan biri yaşanmakta.
oysa sars-cov-2 virüsünün inceleme sonucunu scripps research (scripps araştırma enstitüsü-tsri- san diego, kaliforniya'da bulunan enstitü, binlerce bilim insanı, teknisyen, yüksek lisans öğrencisi ve idari ve diğer personeli istihdam eden, yüzlerce laboratuvara sahip olan ve abd'de en büyük özel, kar amacı gütmeyen dünya'da en büyük biyomedikal araştırma kuruluşlarından biri) tulane üniversitesi, sidney üniversitesi, edinburg üniversitesi, columbia üniversitesinden bilim insanları ortak araştırma sonuçlarını "the proximal origin of sars-cov-2 (sars-cov-2’nin en olası kökeni)" makale olarak açıkladı.
bu araştırma sonucu olarak yayınlanan makale hakem heyetli, sonuçların fizyolojik uygunluğuna dair doğrudan kanıtlarla desteklenmiş araştırmaları yayınlayan nature medicine gibi tıp dergilerinde yayınlanmıştır. https://www.nature.com/articles/s41591-020-0820-9
bu vb araştırmaların ortaya çıkardığı sonucu basit olarak anlatmak gerekirse şunu bize anlatıyor; sars-cov-2 insan yapımı, laboratuvar ortamında hazırlanmış bir virüs değildir.
Eğer birileri hastalık oluşturan yeni bir koronavirüs üretmeye çalışsaydı, hastalığa yol açtığı bilinen bir virüsün omurgasını kullanarak bunu yapardı.
Ancak bilim insanları, SARS-CoV-2 omurgasının bilinen mevcut koronavirüslerin omurgasından önemli ölçüde farklı olduğunu ve yarasalarla karıncayiyenlerde bulunan ilişkili virüslere daha çok benzediğini buldular.
Virüsün bu iki özelliği, yani S proteininin rbd kısmındaki mutasyonlar ve kendine özgü bir omurgası olması, SARS-CoV-2’nin laboratuvarda oynanarak üretilme olasılığını ortadan kaldırıyor.
ne olmuş ki canım, s proteni rbd (receptor binding domain) ve omurga olarak insanları hasta edecek öldürecek şekilde yapay olarak üretilmiş olamaz mı derseniz olamaz ve şu an ki teknolojiyle imkansız.
600 milyon yıl süren süreçle ortaya çıkan oluşan yaşamı düşünürseniz şu an laboratur ortamında sıfırdan insan yapmak-yaratmak gibi bir şey mümkün demek gibidir.
sadece insanlarda 20 civarında (çeşit) korona virüs vardır. hayvanlarda olan korona virüsler de düşünülürse...
üstelik bu virüsler canlılar arasında bulaşı transfer sonunda mutasyonlara uğruyor ve enfekte olduğu yapıya göre virüs kendini yapılandırıyor. bunun için virüsler aynı kalmıyor, değişime uğruyor, örn: develerden insana bulaşan korona virüs ailesinden olan mers-mers cov- hcov emc-2c emc süreci geçiren korona virüsün insanda olan beta koronavirüs haline gelmesi.
daha önceleri de yazmıştım.
pfizer ceo'su değilim ama benim gibi amele cahil biri bile inaktif aşı (çin) tercih ettiğine göre mürekkep yalamış okumuş bilgili tecrübeli bir ilaç sağlık şirketinin başında olan ceo neden 20 yıl sonra kesin sonuçları belli olacak mrna bir aşıyı kalkıp kendisine yapsın?
1990 da başlayan mrna biyoteknolojisi (transfeksiyon) çalışmaları-araştırmaları kalp-damar hastalıkları, metabolik hastalıklar ve böbrek hastalıkları, kanser tedavisinde kullanılmak amaç edinilmişti ve sars-cov-2 salgınına kadar ruhsatlandırılmamıştı.
çok pahalı ve zahmetli aynı zamanda çok tehlikeli ölümcül yan etkileri olan mrna biyoteknoloji kullanılarak yapılacak transfeksiyonlar-enjeksiyonların geliştirilmesine en az 20 yıllık bir süreç gerekliliği hesap edilerek şu an ki durumda ender görülen ölüm kaçınılmaz olan durumlarda hastaya uygulanağı için kar marjı geri dönünüşümü açısından çoğu araştırmalar iptal edilmiş rafa kaldırılmıştı. bu teknolojide devam eden bir kaç şirket ise araştırmalarına doğal süreç içinde devam kararı almış ve ortaya çıkacak bilinmez durumu 20 yıllık süreci göze almıştı.
sars-cov-2 salgını mrna biyoteknolojisi için bir nimet oldu. mrna transfeksiyonu için tüm bürokratik hukuk sağlık prosedürleri süreçleri uygulamaları yönetmelikleri atlandı yok sayıldı.
laboratuvarlarda hayvan kobay yerine hastane sağlık ocakları klinikler ilk yardımlarda insan kobaylar kullanılmaya başlandı.
örn: bu mrna biyoteknolojisinde transfeksiyonu geliştirmek-denemek isteyen laboratuvarın insan denekler-kobaylar üzerinde yapma izini alan bir şirketin her denek-kobay için maliyetini ve zaman olarak sürecini hesap edelim.
size yapılacak hücre içine mrna transfeksiyonu (bir genin plazmit aracılığıyla başka bir hücrenin çekirdeğine taşınıp yerleştirilmesi) için kaç lira teklif edilmesi gerek, kaç liraya bu çok kötü yan etkilere neden olması muhtemel olan çok zor emekleme aşamasında olan bilgi-teknoloji-imkanlarla hücreye mrna enjeksiyonuna izin vereceksiniz? bunun için kaç lira alırdınız?
bu deneyin yapılması için insanın iki grupta olması gerek.
1- idam mahkumu ki; bir hafta içinde asılacağı kesinleşmiş olmalı.
2- ölecek olması.
diyelim ki normal sağlıklı birisi çıkıp bu durumu kabul etti denek oldu. en az 50.000-60.000 dolar kişi başı ödeme normal bir rakamdır.
her insanın savunma sistemi aynı değildir. insanın savunma sistemini etkileyen çeşitleyen etmenler beslenme coğrafya ırk genetik özelliklerdir.
her yaş gurubundan, her iklimden, her corafyadan, her millet ve ırktan, her beslenme alışkanlığından, her genetik ve kronik rahatsızlığı olan insanlardan (yan etkileri açısından) risklere karşı (bu mrna tekniğini sadece adana da adanalılar üzerinde kullanmayacağınıza göre) insanlar bulmanız lazım.
aşılanan bu insanları yıllarca takip etmeniz, kontrol altında tutmanız, bu deneklerin başka rahatsızlıklar yaşaması ve tedavi süreçleri yanında kullandığı kullanacağı ilaçları da kontrol etmeniz lazım. aynı zamanda beslenme ve yaşam şartlarını da izlemeniz lazım.
binlerce insan, onlarca yıl, milyonlarca dolar harcama sonunca ortaya çıkacak kesin kabul edilebilir resmi bir bilimsel veri elde edersiniz.
tabi ki bu deneklerde olacak ve kaçınılmaz olan ölüm, kronik rahatsızlar, şiddetli yan etkiler yaşanacağı kaçınılmaz olduğundan deney aşamasının sonuçları olumlu olsa bile yukarıda ki yaşanacak olanlar kamuoyuna negatif etki yaratacak.
oysa pandemi sürecinde bu süreç bedavaya geldi ve zaman olarak da 20 yıl kazanıldı.
umulur ki mrna çalışmaları kanser başta olmak üzere diğer kalp damar böbrek vb rahatsızlıklar için yararlı olur.
ne olursa olsun, unutmayalım ki korona salgını pandemi süreci ilaç şirketlerine bir lütuf nimet olarak ortaya çıktı.
daha önce yazdığım gibi normal şartlarda lahey adalet divanında insanlık suçu olarak tanımlanacak kararları alan hükümetler denenmemiş, sağlık hukuk yasa açısından yönetmelik ve talimatlar dışında bir aşıyı insanlara yapma zorunluluğu getirip insanlık suçu işlemiştir.
normal şartlarda aşı zorunluluğu getiren hükümetler ile aşının kullanımını tavsiye eden bilim insanlarıyla ilaç şirketi yöneticileri mahkemelerde insanlık suçuyla yargılanıyor olurdu.
yararı ve zararı bilimsel olarak kanıtlanmamış, ölümcül yan etkileri olan bir aşıyı (mrna aşısı için) insanlara zorunlu kılınması hitler almanya'sında etnik temizlik politikasında olur.
ama olağan üstü durumlar olağan üstü kararları doğurur.
değişen iklim ile eriyen buzullar, çözülen sibirya düşünülürse insanın genetik yapısının tanımadığı onbinlerce yıl bu donmuş katmanlarda kalan bakteriler virüsler hayatımıza girdiğinde ne olacağını düşünmeliyiz.
bizim bünyemizde yaşam alanımızda olan bakteri ve virüslerle bünyemizin tanımadığı bu virüsler bakteriler nasıl bir tepkimeye mutasyona neden olacak bilmiyoruz.
dr . Robert Malone mRNA aşılarını bulan bilimadam
larından biridir . ne diyor ???
"Bu bir aşı mı yoksa gen terapisi mi?" - Dr. Robert Malone'un
cevabını izleyin Aşı Güvenliği Araştırma Vakfı 7 Aralık 2022'de Yayınlandı
Dr. Robert Malone, "Defalarca söylediğim gibi, bir gen terapisi
araştırma programından çıktı. Bunlar ve adenoviral vektörler,
kesinlikle bir bağışıklık tepkisi ortaya çıkarmak amacıyla
uygulanan gen terapisi teknolojisidir.”
Pfizer, Aşının piyasaya çıkmasından sonraki 90 Gün
içindeki Yaklaşık 1223 Ölümü Biliyordu.
FDA Avukatı Bu Belgeleri 55 Yıl boyunca gizli tutmak istiyor .