belki garip gelecek bilmiyorum ama bu pazartesi sendromun şarkısı bana hep sezen aksu'nun 2011'de çıkan unuttun mu beni şarkısı gibi geliyor. hani bir yerde çalışırken arka fonda çalar, bir şeylerin bitişi gibi, güzel bir tatilin ardından gelmez çalışma isteği. " ben hala dolaşıyorum avare" diye çalar bu şarkı. tınısı falan bana böyle hissettirir nedense bilemedim.
Tamam keyifli ve özgür bir günden sonra kendini hapsedilmiş gibi hissetmek iyi bir duygu değildir, kabul ediyorum. Ama bunun çözümü kendini hapsedilmiş gibi hissetmemekte. Çünkü işe pazartesi yerine çarşamba başlayacak olsak, bu defa da ismine çarşamba sendromu denir.
Peki ne yapmak lazım? Haftasonunun güzel enerjisiyle yeni haftaya başlamak. Temiz bir duş, kendini içinde iyi hissettiğin kıyafetler ve sana enerji verecek diğer şeyler.
Ha tabi bir de sevdiğin bir işi yapmak, ki ülkemizde en zoru bu olsa gerek...
maaşlı çalışanın sendrom olarak adlandırdığı; esnafların, ticaret ile uğraşanların ise bolluk olarak adlandırdığı yapay sendrom.
kimse kimseyi kandırmasın. sendrom diye bir şey yoktur. kendi kafamızdan ürettiğimiz algı vardır. ve bu yapay algı bizi psikolojik olarak gereksiz sıkıntıya sokar. hafta başı yani mesai saatinin ilk günü bir çalışanın en zinde ve güne en hazır olduğu zamandır. o sebepten sakin olun, bismillah deyin ve işinizin başına geçin.
Kesin çözüm 7 gün çalışılacak bir iş bulmaktır. Haftanın 7 günü çalışınca pazartesi sendromu falan kalmıyor, test edildi onaylandı. Küçük bir uyarı; boyun fıtığı, bel fıtığı, mide rahatsızlıkları, sürekli tükenen sigara paketleri gibi yan etkileri olabiliyor, ama çok önemli değil nabzınız halen atıyor.