bugün

robert bosch'un insanların Güvenini Kaybetmemek için göze aldığı hadise...
maaşınızı, aldığınız günün akşamında kaybettiğinizi bir hafta sonra farketmek, paranın yanında aslında kendinizi de kaybettiğinizi gösterir ki bu çok daha önemlidir.**
para kazanmaktan daha cok sey ogreten eylem.
başka birileri için; para kazanmak.
Çok acı verici eylemdir. Özellikle bazı şeylerden feragat edip bu para harcanmayıp kaybedildiyse daha çok acı verir.
kaybetmeyi kabullenir de insan zamansız olması hiç çekilmez.
örneğin uzak bir şehirden misafiriniz gelecek, paranız kısıtlı. atladınız arabaya çıkıp terminale gittiniz. misafirin gelmesine 10 dakika varken elinizi cebinize atıpta bir miktar paranın kayıp olduğunu görünce çıldırmamak mümkün değil. kötü bir durum.

alınması gereken tedbirler.
1- sıfır banknotları ortadan ikiye katlayıp cebizine sokuşturmayın. çünkü o banknot, siz hareket ettikçe karşılıklı yaprakların birbirine sürtünmesiyle tepeye kadar çıkar ve intihar eder. genelde tek banknot bunu daha iyi yapar. hele 100 tl'lik olan of kaçar adeta.
2- paranızı cüzdana atın. parasını cüzdana atan adam zaten acayip tutumlu olur. ileride vehbi koç olması kuvvetle muhtemeldir. ben hiç beceremedim. ya adamlar o paraları özenle katlayıp üfürüp tozunu alıp cüzdana atıyorlar ya neyse
3- arka cebe asla para atamyın.
4- her türlü kaybolma ihtimaline karşı paranızı ikiye bölün. (yani birim olarak. banknotu cart diye ortadan ikiye ayırmayın (kaygı nevrozuna yakanaldım sanırım) bu son tahlilde de gördüm ki işe yarıyor. genelde bunu yaparım. biri kaybolsa öteki cepte kalıyor. saçma ve hatta batıl olabilir ama bunu hep yapıyorum.

sonuç olarak bir dizi tedbirle para kaybetme hadisesinin önüne geçilebilir. gerisi zaten hadise.
gerçekten insanı sıkıntıya, bunalıma sokan durumdur. hele ki para emanetse 365 günüm yandı ha yandı diye türkü çığırtır adama.
miktar 850 lira ise insana koyan olaydır. *
eğer sürpriz yapacakken kaybettiyseniz ve yakın bi arkadaşınızın almış olma ihtimali yüksekse adama paranın değeri koymaz. ama koyan şeylerde eksik olmaz.
kaybettiğm parayı biyerlerden bir şekilde mutlaka çıkartmama sebebiyet veren ama sonra pişmanlık duymama sebep veren olay.
(bkz: hayatın bir kumar olması)
miktara göre acısında değişkenlik gösteren kaybetme şeklidir.

arkadaşın babası bankadan çektiği 50.000 tl krediyi dikkat çekmesin diye siyah naylon torbaya koyuyor ve oradan yallah mahalle pazarına alışverişe eve geliyor ki domates, biber tastamam amma para dolu olan poşet yok, adamcağız 2 hafta yatak döşek yatmış, en son arkadaş cinci hocaya gideceğiz diyordu. *
adamı derin üzüntülere boğar, sinirlendirir. az önce dondurma almaya çıkmışken güneşin altında saatlerce çalışıp kazandığım 20 tl lik aşkım benden kaçmış. lan amına koduğumun parası hiç kimsenin hakkını yemedim neden kayboldun göt ? adaletin bu mu dünya ? ben saatlerce amele gibi çalışayım, bir başkası yolda gördüğü paramı cebine indirsin. emek harcanarak kazanılan para gerçekten adama koyuyormuş, şu anda ağlamaklıyım.
kaybolduktan sonra 'eğer kaybolmasaydı ... yapardım' gibi cümleler kurdurtan paradır.
(bkz: yerde para bulmak)
bu miktar 880 lira ise insanı epey üzer.
bugün Kadıköy'de 150 civarı bir miktarı parayı düşürünce yani kaybedince kuruşunu bile harcamadan insan üzülüyor dikkat etmekte fayda var.
not:inşallah para ihtiyacı olan birisine gitmiştir lavuğun birisi bulduysa yiyemesin.
(bkz: sikilmişe dönmek)
meme kaybetmek kadar vahim değildir, parayı sittir et tanrı memeden ayırmasın lan.
Evlat acısı.
o parayla alınmak istenip alınamayan yitik hayaller.
başına daima geliyor olmasi halinde kendini Okutman gerekebilir.
iddaa sayesinde her hafta kaybede kaybede iyice kaşarlandım.
fakirlere koyan durumdur. insan parası kayboldu diye üzülür mü azizim? bazen benim bilerek kaybettiğim bile oluyor.
Parayı çağırmakla sonuçlanır. Elli lira geeel geeel gel! Geh elli lira geh! Aradığını bulma duası, kaybettiğini bulma duası....