bugün

ağzından ileri demokrasiyi düşürmeyen rte ve birkaç kurmayı tarafından hazırlanan ve 25 dakikada okunduktan sonra, daha demokratik(!) daha müreffeh(!) olan; vatandaşının sesinin daha özgür(!) çıktığı güzel ve yalnız ülkem.

koskoca ülke haftalardır demokratikleşmeyi bekledi. evet bekledi, godot'yu bekler gibi bekledik demokrasiyi. bütün ülke rte'nin ağzının içine bakıp "acaba ne diyecek de demokratikleşeceğiz" diye bekledi resmen. allah'a çok şükür, 25 dk.içinde okunan bir metinle daha demokratik bir ülke olduk. ulan hangi ülkede demokrasi "beklenir" böyle komedi mi olur lan.

birkaç kişi tarafından hazırlanan pakete "demokratikleşme paketi" dersen, paketin açıklandığı salona muhalif kesimden sadece cumhuriyet gazetesi'ni davet edersen ve paketi açıklamadan evvel muhalefete verip veriştirirsen ben sana ancak gülerim.

en ufak bir eleştiriye bile tahammülün yoksa ve her eleştiriye en yüksek tondan cevap veriyorsan, eleştiren herkesi de "prpvokatör, huzur bozucu"" olarak nitelendiriyorsan ve paket açıklandıktan sonra gelen eleştirileri dalga geçerek yorumluyorsan; istediğin kadar paket açıkla, istersen demokrasiyi çuvallara doldur kamyonlarla getir fark etmez be sayınlardan sayın başbakanım.

üniversite isminin değişmesinin demokratikleşmeyle ne alakası var la.

dindarlara adeta dokunulmazlık veren, kürtlerin gönlünü okşayan bir paketle, ancak 1-2 seçim daha kazanabilirsiniz. ayrıca, birkaç hafta önce mısır'daki katliamdan sonra "gerekirse demokrasiyi sorgularız" diyen rte'nin büyük bir coşkuyla, sanki demokrasi aşığıymış gibi 25 dk. içinde bu ülkeyi daha demokratik(!) bir ülke yapması da ilginç.
Din ve vicdan hürriyetini kısıtlayıp tek tip insan yetiştirerek muasır medeniyetler seviyesinde level atladığını sanan ülkedir.
Üstüne basa basa "bu paket demokratikleşme adına adımdır daha yapılacak çok şey var" diye söylendiği halde hala bi paketle demokratikleşen ülke diyenler var.

Komik.
bir paket acsalar da işsizlige, ataması yapılmayan ogretmenlere, parası olmadığı için okuyamayan gençlere, hastane kapılarında sürünerek ölen hastalara, yeterli beslenemeyen bebeklere de bir çözüm bulsunlar diyeceğim başlıktır. tüm bunlar olmadığı sürece hangi demokrasi kim için var? sen her gün tika basa karnını duyururken ülkede açlık sınırı asgari ücretten yüksek... sen çocuklarına istediği her şeyi verebilirken insanlar çocukları için bir şey yapamadığı için perişan halde. hani demokrasi, hani insanlık?