özellikle 16. yüzyıldan başlayarak (ve ağırlıklı olarak 19. yüzyılda) dünyada, avrupa'da ve ülke içinde ekonomideki gelişmeler ve bunların devlete etkileri faktörünü de kapsar.
Tek ekonomik geliri fetih yoluyla başka milletlerin hazinesine çökmek ve ipek yolu ticaretinden aldığı pay ve vergi. Deniz yolları bulunup Amerika keşfedilince ipek yolundan gelen gelir bitti. O dönem Avrupa gemiler dolusu gümüş geldiği için gümüş enflasyonu yaşadı. işte tam bu dönemlerde şehzade Mustafa Amerika'ya koloni kurmayı düşünüyordu fakat kanuni tarafından idam ettirildi. Belki memleketin kaderini değiştirecekti ama ölüm müsade etmedi. Fetihlere gelince tüfek teknolojisini reddedip okla bozgunlara uğrayınca artık fetihlerden de altın gelmez oldu. Sanayi devrimine direnildi, matbaaya direnildi. Fransız devrimi oldu, azınlıklar uyandı ve bağımsızlık istedi. Devlet küçüldükçe islamcılığa sarıldı. Uzun askerlik süresi ve halkın ticaret ile uğraşan kişilere dünya işlerini dinden üstün tutuyor diye ayıpladığı için halk ticaret işlerini azınlıklara bıraktı. Azınlıklar matbaa özgürlüğüne müslümanlardan erken kavuştuğu için erken aydınlandı. Araplar ve Arnavutlar da isyan edince islamcılıkta çöktü. Sonra Türkçülük akıllara geldi ve bir orta asya furyası başladı. cumhuriyet döneminde de devam etti. Rusya'da deli petro eğitim, askeriye, mimari ve denizcilikte mükemmel reformlar yaptı. Biz Rusya'yı hala eski Rusya gördük, kibir yaptık ve bunun bedelini birkaç kez ağır bir şekilde ödedik. Napolyon savaşları, Ruslar, Balkan savaşları, Ermeniler, italyanların Trablusgarp Savaşı, Kavalalı isyanı, içerideki bazı zararlı cemiyetler ve Araplar belimizi büktü.
Edit: kapitülasyonlar, dış borçlar, duyunu umumiye de cabası. Ayrıca eksileyen mal neresi yanlış? Sen nasıl çökmesini istersin ? Senin isteğine göre mi değiştireceğiz gerçekleri?
ciddi söylüyorum bazı insanların bu konudaki görüşleri trajikomik.
koskocaman devletin sadece bir kişi tarafından yıkıldığını falan düşünüyorlar. ne alaka ya ?
benim kendi fikrime gelirsek -emin olmamakla beraber- bu devletin yıkılmasının temel sebebi sanayileşememe ama neden sanayileşemedi derseniz orasını bilemem. ona da tarihçiler baksın.
düzeltme : sanayi bir zincirin halkası gibi olaylara etki ediyor. yani aslında sanayide geri kalınca ekonomik, ekonomik olarak geri kalınca askeri alanda ve eğitim alanlarında da geri kalıyor. eğitimde geri kalırsan da bu defa sanayi geri kalıyor. yani bir döngü oluşuyor. işte bence - yani benim naçizane fikrime göre (bkz: swh)- osmanlı bu döngüyü kıramadı.
Sistem çökmüştü çünkü.
Devleti hanedanlık olarak ele alırsak yıkılmıştır. Türk devleti olarak ele alırsak yıkılmamış, elinde kalan topraklarda sistem değişikliğine gitmiştir.
Osmanlı Ulus devlet ve milli egemenlik çağında hala hanedanlık anlayışını savunmuştur.
Federatif bir yapı yerine merkeziyetçi yapıyı korumaya çalışmıştır.
Yeni dünyaya karşı uyum sağlayamamıştır.
Sadece, saltanatı koruyacağım diye balkanlardaki meşrutiyet yanlısı ordu dağıtılmasa idi dahi Balkanlar 1.dünya savaşı öncesi elimizde olacaktı.
Ve birinci dünya savaşında Almanya ile Bulgaristan köprülü değil, Balkanlar ile doğrudan bir bağımız olsa belki pek çok cephe daha farklı sona erecekti.
Sadece siyasi ve idari sistemde mi geri kaldı?
Hayır. Eğitim, silah teknolojisi, sanayi inkılabı..
Daha da mı yıkılmasın?
Ama tüm geri kalışın ana nedeni zihniyet ve sistemin geri oluşudur.