orhan pamuk

entry936 galeri43
    336.
  1. 335.
  2. modern tanpınar. değeri aradan yıllar geçtikten sonra anlaşılacaktır. tıpkı tanpınar'ın zamanında anlaşılmadığı gibi.
    1 ...
  3. 334.
  4. iyi bir yazar olmasına rağmen türkçe'yi çok doğru kullanamayan kişi. televizyonda cep harçlığı yerine "cep parası" dediğini duydum. Gazetedeki bir röpörtajda ise cep harçlığı yazıyor. ingilizce düşünüp türkçe konuşanlardan. pocket money sözcüğünü kafasında hemen çevirip söylemiş tahminimce.
    1 ...
  5. 333.
  6. (bkz: #1702793)
    (bkz: #1702957)
    kendine önceden kılıf mı bulmuş bu insan? sizce orhan pamuk mu acınası bir zavallı, yoksa biz mi çok basitiz?
    0 ...
  7. 332.
  8. bambaşka bir tat. sıradan okumak eylemi değildir onu okumak. bir kere alışkanlıklar kenara itilmelidir. hızlı okumasıyla övünen şahsım için bir kabus olmuştur ilk yıllarda. amacın romanın sonuna gelmek olmadığını, edebi zevk almak olduğunu anlayınca ise başka bir dünyaya adım atarsınız. bir kere bilinmelidir ki hepimizin alışa geldiği yöntemlerle yazmaz orhan pamuk; ilham konusu onun için bir kapalı kutudur. o, bu işin ameleliğini yapar tam anlamıyla. pek çoğumuz yazarlığın birileri tarafından insanlara bahçedildiğini sanabilir, ancak orhan pamuk çalışır. bunun için bir ofisi dahi vardır. bir avukat gibi, bir el işi ustası gibi masasının başında uzun saatler geçirir. kimbilir, belki onu okumak bu yüzden bu kadar zahmetlidir. hem orhan pamuk' u okudum, hiç beğenmedim diyen zatı muhteremlere sormak gerekir, en son ne zaman şaşırmak istemişlerdir? hiç bir kitabı ikinci kez okuma isteği duymuşlar mıdır? edebiyat onlar için ne anlama gelmektedir?
    kendi adıma konuşma isteği duyarak şunu söylüyorum, şiir; düzyazıya göre çok daha yoğun ve zahmet isteyen bir iştir; yazan için de, okuyan için de. ve şiiri edebiyat adına -büyük şairlere saygısızlık etmek için değil- bir tabu olarak düşündüğümde, bu güne kadar yazılmış ve bu manada en başarılı nesirler şiire en çok yaklaşmış olanlardır. sıradan anlatımlara ve başarısız pek çok -büyük sandığımız- esere sıkıştırılmış olan türk edebiyatında bu sınıra ulaşan yazarlar azdır, bu durumu kabul etmeliyizdir, edebiyatımızın dünya edebiyatındaki yerine bakmalıyızdır.
    orhan pamuk işte bu büyük kalemlerden biridir. bu noktada Cemal Süreya' nın "Onu Türk edebiyatından bir an çıkarsak, o edebiyatın dengesi bozulur" dediği eleştirmen ve yazar Fethi Naci' ye sözü bırakmalı. bakın türk edebiyatında gelmiş geçmiş en iyi on romancı listesine koyduğu orhan pamuk hakkında ne diyor; "Konuşmalardaki ustalık. / Ayrıntı ustalığı. / Yer yer güçlü bir mizah. / Okurlara güveniyor. Ustaca saptamalarının, gözlemlerinin altını çizmeye kalkışmıyor."

    merak edenler için fethi naci' nin 'en'leri:

    --spoiler--
    http://kitap.milliyet.com...te=06.09.2008&b=Fethi Naciye saygiyla...&ver=64
    --spoiler--
    0 ...
  9. 331.
  10. nihat genc ile bir tartışma programında karşı karşıya gelmesini çok istediğim yazar. o cümle kurmaya çalışırken ne hallere düşer acaba?

    (bkz: ben sana nobel alamazsın demedim)
    8 ...
  11. 330.
  12. türk halkının edebi yönünü küçümseyen, türk halkının örf, adet ve sosyal yaşamına çok ama çok uzaklarda olan, hakkında hiç bir şey bilmeyen, kendisini türkiye'de olmadık yerlere koyan insaların sayesinde edindiği ego durumu yüzünden hala ve ısrarla yazmaya çalışan, kullandığı dilin rezilliği bir yana romanlardındaki çalıntı satırların çokluğu, ilber ortaylıdan almış olduğu ayardan sonra hala pişkin pişkin sırıtmaya devam edebilen yazar kişisi.
    31 ...
  13. 329.
  14. kendisinin dedesi cumhuriyet'in ilk mühendislerindenmiş ve kısa sürede çok zengin olmuştur. çocukları bu servetin çoğunu tüketse de orhan pamuk'un zengin bir hayat sürmesine yetecek kadar para kalmış. neyse orhan 30 yaşına kadar iki okul değiştirmiştir sonra da askerliğini kısa dönem yapmak için gazetecilik okumuş. (bak sen)
    ayrıca kendileri kitap yazmayı abd'de sevmeye başlamış. orada bir kursa gitmiş hayatı değişmiş gibi. hatta bir kursa gittim hayatım değişti dememesi için bir neden yok bence.
    11 ...
  15. 328.
  16. sadece iki kitabını "bu kadar methediliyor bakalım ne yazmış" diyerek okuma zahmetine girdim. bitirdiğim tek kitabı da beyaz kale'ydi ki birçok bölümünün (ç)alıntı olduğu kanıtlandı. en azından bu yola düşecek kadar ahlaksız bir yazar olduğu için asla bu adama para kazandırmak için kitabını almadım, almam da*. nobel almış olsun ya da olmasın türkiye'de bu adamdan daha iyi yazan on romancı sayılabilir bir çırpıda . kısaca hem karakteri, hem tavrı, hem de düşünceleriyle bana yoz ve hakettiğinden fazla şişirildiği izlenimi veren bir yazardır.

    romanlarındaki türkçe yazım ve anlatım bozuklukları, yazarlık kurslarındaki öğrencilere yapmamaları gereken hatalara örnek olarak gösterilen bir adamın yazdıklarından zevk almak için kitaplarının ingilizce çevirilerini okumak gerekiyor muhtemelen.
    1 ...
  17. 327.
  18. türkiye'nin nobel edebiyatı almış ilk ve şimdilik tek yazarı. türkiye ve türkler için söylediği hakaret, aşağılama, benzeri söylemlerinden sonra, ermenilere yaranır gözükme çabaları neticesinde ödülle buluştuğunu düşündüğüm, edebiyat yönü oldukça güçlü insan. yazılan kitap ne olursa olsun, kim yazarsa yazsın, neyi anlatırsa anlatsın önemsemeden yazmak için çaba sarfedilmiş, okumak için çaba sarfetmek nedirki mantığında olan ruhadam, kitap ayırmaksızın okuma hayatına devam etmekle birlikte sayın yazarımızı hiç bir şekilde okumaya değer bulmamaktadır. neden?
    (bkz: yediği kaba sıçmak)
    (bkz: yediği kaba işemek)
    (bkz: okursam mksinler)
    3 ...
  19. 326.
  20. ibm türkiye'nin ilk genel müdürü gündüz pamuk'un oğlu.

    konuşmasının tutukluğuyla sanatı arasındaki bağlantıyı çözemedim(bağlantı var da çözemedim değil)
    charles chaplin de sübyancı, grup seks meraklısı biriydi ama ruhu şad olsun;
    büyük diktatör'ün sonundaki konuşmasını 1940'ta yapabilecek tek insan evladı da oydu.
    karşımdaki duvarda ''the kid'' jackie coogan ile beraber elleri koynunda bana bakabilmesinin sebeplerinden biri de budur.
    hüseyin turan'a kekeme deyip türkü söylemesini beğenmemeye gerekçe göstermek gibi bu tavrınız.

    belki nişantaşı'ndaki odasında umrunda olmayan, kendince hesaplarla ettiği ama iyi de ettiği
    ermeni-kürt gerçeği üzerine sözlerine ve bunun tam medeniyetler çatışması sırasında nobelle ödüllendirilmesine kızıyorsunuz.
    ama cezası, saldırarak savunması bu olmamalı. o zaman bir lafa bir nobel denklemini kuranlardan farkınız olmaz*.
    neyse yazarımız, sokaktan mahrum olarak bir odaya kitaplarla kapatılıp bir süre(onlarca yıl) sonra
    çıkınca sentezini tecrübesizce yazan zeki bir beyaz türk****.

    beyaz çevresine, zenci hizmetkarlarına, onların ezik tarihine bakıp ailesinin öykündüğü ve asla onlardan olamayacağı batıya;
    kafada fes, kıçta deve bilinen doğuyu ebru gibi resim yasağı ürünü sanatlarla, doğunun ahlakını, adaletini, folklorunu
    ağzı açık merakla bekleyen batının orta yaşlılarına anlatarak datmin olan ve ödülünü de alan biri.
    aslında milliyetçilerin, elini eteğini öpmeleri gereken biri. futbol milli takımının yaptığı,
    batıya ezik yüreklerin tamiratının entel muslukçu versiyonu. gödünün çatalı da aşağıda:

    beyaz kale'sinin sonunda garip bir savunması vardı. neredeyse ağlayarak ''ben çalmadım''ı ispatlamaya çalışıyordu.
    sebebi de, roman tarihinde yer değiştiren karşıt kültür kahramanları sayıp dökmeleriydi sanırım.
    başka romanlarında sayfalarca ağır esinlenme iddiaları söz konusuydu.
    neyse sinek küçük, lakin bu at sineği hesabı, bende karnesi kötüdür. sanatının özü de doğuyu batıya anlatma çabası.
    klasik yenilen ve sonucunda öykünen kompleksi.
    milli takım güzel oynamadan maç kazanınca ne kadar sevinirsem orhan pamuk eserlerine de o kadar değer veriyorum.
    birimler tutmadı ama idare edin da, orhan pamuk değilem, ben de halimce bedreddinem.

    içini hangi söz sanatlarıyla doldurursa doldursun, özü bu diyereek, entarimin başındaki kekeme düşmanı türküsevmezlerin
    bir numara büyük hıyarı olduğumu kabul ediyorum ve kendimi dıstayevskimin saralı zihninin kollarına bırakıyorum.
    kumarbaz da olsa derdi rusyayı batıya anlatma ezikliği değildi*. liboşlara has kişiliksiz güce tapar yalakalığı yoktu yazın peygamberinin**.
    rusu rusa anlatırken bizler de nasiplendik; onlarca ezberi zor gavur ismine rağmen.
    çünkü derdi* alyoşa'nın, zosima'nın papaz cübbesinin işlemeleri değil, ruhlarıydı.

    ölmeden önce ekşi sözlük'te wassolldenndas rumuzuyla yazan ali türkan'ın konuya ilişkin bulduğum yazısı*:
    http://www.derkenar.com/yazar/aliturkan45/

    edit pamuki:
    sezarın hakkı sezara. sırf boğazın suları çekilince sırıtan kızkulesi hatırına 4 buçuktan 5 alır; o da bu fikri nereden çaldığı ortaya çıkana kadar.
    0 ...
  21. 325.
  22. iki lafı biraraya getiremeyen nobel ödüllü yazarımsı.
    1 ...
  23. 324.
  24. Larry King'e Nobel'i kazanması sebebiyle çıktığı programdaki, konuşması ve entellektüel birikimini gördükten sonra bilgisine ve kitaplara duyduğu sevgiye gerçekten önem verdiğim ama bir edebiyatçı ve insan olarak baktığımda ve kendime karşı dürüst olmak istediğimde bilinçaltımda soruyordum 'Orhan Pamuk Türk toplumuna ne bıraktı? Bu toplum onu nasıl hatırlar?' diye.

    içimden 'belki ermeni olayıyla ilgili sözleri ve nobeliyle hatırlanır.' diye geçti. Bu konuda Nihat Genç çok doğru söylüyor. Fıkra bile anlatamayan, birkez olsun bu topluma güzel şeyler sunmamış insanlar. Bu toplumu aşağılıyorlar, bu toplumun övündüğü yegane şey olan bağımsızlıkla alay ediyorlar ve sonra 'nobelli türk, büyük yazar' oluyorlar.

    Buna rağmen allah korusun kendisine birşey olursa belki radikal, milliyet gibi kimi gazetelerimizde kahraman olarak atfedilir.

    Hepsi bu.
    0 ...
  25. 323.
  26. ismini sol frame'de görünce ibne sandığım... sanmakla kalmayıp öyle olduğuna inandığım...
    4 ...
  27. 322.
  28. kara kitap'ı kesinlikle ingilizce çevirisi için yazdığına eminim. türkçede neredeyse hiç kullanılmayan yan cümleler dolu uzun cümleler kurma metodu yüzünden onuncu sayfasında bıraktım o kitabı (ingilizcede yan cümlelerle ana cümle uzatılır ama okunması kolaydır çünkü yan cümleler ana cümle bittikten sonra bağlaçla eklenir, türkçedeki gibi araya girip ana cümleyi unutturmaz) ama dört beş başka kitabını okudum ve sevdim. hele benim adım kırmızı bence cidden başyapıttır.

    son kitabı hakkındaki röportajını dinleyeyim dedim, kapadım hemen. arada hayal kurduğum zamanlarda kendimi yönetmen olmuş da stüdyoyu dize getirip filmlerimin fragmanlarında filmin önemli sahnelerini asla göstermediğimi düşlüyorum ben. hatta fragmanda asla filmin konusunun anlaşılamamasına, filmin ilk yirmi dakikasından sonraki anlardan tek bi sahne bile konmamasına dikkat edeceğimi hayal ediyorum. eğer bi film çekersem insanlar filmi seyretmeden sadece fragmanla filmi görmüş olsunlar istemiyorum çünkü. hah bu röportaja gelecek olursak, pamuk bi tek kitabın sonunu söylemiyor nerdeyse.

    hem kitabın konusunu anlatıyor, hem de alt metinlerin ne üstüne olduğunu. e kardeşim insanlara neden okuyacak bi şey bırakmıyorsun, deli misin divane misin, insan kitabını anlatırken sürüsüne bereket spoiler verir mi. hatta bi an aldı kitabını eline, içinden önemli bi pasaj okumaya başladı ki o ana kadar zaten duymamaya çalışıyordum dediklerini, o tüy dikti, kapadım.

    yine de okumak boynumuzun borcu. evet daha okumadığım kitapları da var ama bu biraz farklı ne de olsa. hani ödül alan yazar daha sonra tekrar aynı edebi kuvvetini muhafaza edebilir mi sorusuna cevap olacak ya, o yüzden.

    genel bi tanım yapmak gerekirse, o uzun hikayedir ama kısaca diyebilirim ki, kendisini daha de ve ki'yi doğru kullanamadan türkçesinin bozuk olduğuna dair eleştirenlere inat sıkı yazardır, çoğu eleştiren adamın motivasyonu da pamuk'la siyasi fikirlerinin zıt olmasından gelmektedir. kara kitap hariç her okuduğum kitabı gayet de kuvvetli bi kalem elinden çıkmış kitaplardı. hatta ben kara kitap'ı eleştirsem bile kimileri tarafından pamuk'un başyapıtı olarak görüldüğünü de eklemek gerek.
    1 ...
  29. 321.
  30. öğrencilik zamanımda 3 kitabını okuduğum ve üstelik en fazla 1 haftada bitirdiğim kitapları geçen düşününce okumadığım kitapları geldi aklıma... gittim aldım hemen bunlardan birini. cümleleri çok uzun olduğu için okumayan arkadaşlarım vardı. neyse hacım aldım da okuyayım dedim de yaw ben üniversitede meğer ne çok kitap okuyormuşum onu anladım. ben o kitapların 3 üçünü de maksimum 1 haftada bitirmiştim. şimdiki kitabımı henüz 21. günü canım. o kitabı okurken bir iki kitap ekstradan okudum ama orhan pamuk un kitabı bitmiyor. bir cümlesini okuyorum hırs yapıyorum sonra ulan bunda anlatım bozukluğu vardır diyorum sonra kitabın altını çizmeye başlıyorum yok yüklemdir gizli öznedir belirtili zincirli allı dudaklı isim tamlamasıdır çiziyorum da çiziyorum bi dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu bulayım da sözlüğe yazayım diye. ama nerde kitabın ebesini s. hala bulamadım. neyse hacım ben devam edeyim okumaya aha da söz veriyorum buraya yazacağım bulunca.

    tanım: kitapları cümlelerinden kısa yazar.oyle valla. bi cümlenin manasını düşün bi hele bi yılın geçmezse ömründen şerefsizim.
    4 ...
  31. 320.
  32. nedensiz bir biçimde bir türlü sevemediğim adam. acayip bir iticilik var adamda yada bana öyle geliyor. belki de sürekli yalanıp durmasındandır. eserlerini de çok sevdiğimi söyleyemem benim adım kırmızı dışında çoğu kitabında sıkıntıdan patladığımı bilirim. ne bileyim belkide ben edebiyatın iyisinden anlamıyorumdur. çünkü aynı sıkıntıyı yaşar kemal romanlarında da yaşıyorum. adam öyle betimlemelere giriyor ki konuyu unutuyorum. yalnız yaşar kemal in roman konuları ilgi çekiciyken orhan pamuk ta ilginç bir hikaye bulmak çok zor.

    son bir kaç gündür bir yaygara kopuyor. orhan pamuk son kitabı masumiyet müzesi ni çıkaracakmış. allah allah millet internette, sokaklarda çılgınca bir bekleyiş halinde, hatta sabahın erken saatlerinden beri kitapçıların önünde bekleyenler varmış. ntv muhabiri kitapçılardaki insanlarala konuşuyor. hepsi birbirine benzer cümlelerle müthiş bir hikaye, delicesine anlamlar, gizli semboller falan bişeyler diyip duruyor. daha kitap yok ortada! vay anasını dedim zaten bikaç yıl önce orhan pamuk bir söyleşide söylemişti kitabın konusunu ben mi yanlış hatırlıyorum diye bir daha araştırdım internette, yoo aynı banal konu ya! 'kemal zengin bir ailenin oğlu sibel de aynı sınıftan onunla mı ne evleniyor ama aslında daha fakir olan füsun a aşık'. 10 yıl devam gizli bir aşk ve türk tolumunda 'orhan pamuk un deyişiyle veya ortadoğu toplumunda' aşkın özgürce yaşanmasındaki zorluklar. bu ne şimdi? bunu mu sabırsızlıkla bekliyor bizim millet ya? pek çoğumuzun dalga geçtiği türk filmlerinin en büyük klişesi bu hikaye. tüm senaryolar bu hikayenin üzerinde dönüyor.

    anlatmaya çalıştığım şu; türk toplumundaki marka merakı. ne alaka demeyin hani nike veya ne bileyim zara yani tanınan markalar çok boktan bişey yapsada sadece nike veya zara olduğundan herkesin üstündedir veya sezen aksu beş para etmez bir şarkı yapsa da kimse ses çıkaramaz hatta süper olmuş sezen yapmış der. işte orhan pamuk ta aynı. nobelli bir marka artık orhan pamuk. kendini fazla kasmasına gerek yok. iki satır karalasa şaheser olacak zaten.
    3 ...
  33. 319.
  34. kendisini eleştirenlerin büyük çoğunluğu futbol eleştirmenidir aynı zamanda. ilginç bir durum.

    (bkz: kişisel gözlem)
    3 ...
  35. 318.
  36. zamanımızın tartışılan yazarı. seveni de sevmeyeni de çoktur. kimisine göre kendi ülkesini küçük duruma düşürmüş biri kimisine göre ise gerçeği(!) anlatmış biri. ancak asıl olan şudur ki bizim torunlarımız onu sadece ilk nobel edebiyat ödülünü kazanan türk olarak hatırlayacak.
    0 ...
  37. 317.
  38. türkçe konuşamayan, nobel ödüllü yazarımız. tepkileri falan da bir abuktur, durup dururken gülmesi falan. kültür çatışması mı yaşıyordur, nedir.
    2 ...
  39. 316.
  40. nihat genç tarafından intihalle, hatta intihali geçtim direk hırsızlıkla suçlanmış yazar.. esinlenme falan değil, 2-3 sayfa kadar bire bir kopya etmek suretiyle hem de..

    ne yazdıklarını okurum ne de yazacaklarını okuyacağım.

    ne saygı duyarım ne de severim.
    4 ...
  41. 315.
  42. edebi kişiliği göz önüne alındığında bütün eserleri okunası yazar.. keşke gereksiz siyasi açıklamalara girmemiş olsaydı..
    3 ...
  43. 314.
  44. 27 ağustos günü * ntvde son kitabı masumiyet müzesi hakkında banu güven in sorularını yanıtlayacak olan yazar.
    2 ...
  45. 313.
  46. 312.
  47. abuk subuk türkiye aleyhine konusan her aptalin ödüllendirildigi gibi bilmem ne nobeli ile ödüllendirilen kitapci.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük