cumhuriyet gazetesi cumartesi ekinin mizah sayfasında, Elif Şafak'ın " iskender " adlı yeni romanının kapağından esinlenerek Orhan Pamuk'a etek giydirdi. altına da :
Elif Şafak'ın kapağında erkek kılığına girdiği iskender adlı romanının 250 bin satması üzerine 15 dakikalık bir kıskançlık krizi geçiren Orhan Pamuk acilen yayıncısını aradı ve bunun altında kalmamaları gerektiğini anımsattı.
Nobelli yazarımızı telefonda sakinleştiren yayıncısı, kendisinin zaten bu iş üzerinde çalıştığını ve az önce matbaaya verdiği yeni Orhan Pamuk romanının kapağıyla en az 1.5 milyon satışı şimdiden garantilediklerini söyledi. Bu güzel haber üzerine oldukça rahatlayan Pamuk'a da küçük bir ricada bulundu: " istersen kapağın içini dolduracak sayfalar için bişeyler karala yolla, hemen dizgiye verip kitabı piyasaya sürelim. " dedi.
kar adlı romanını okuduktan onra bir daha kendisini okumamaya karar verdiğim son derece başarısız bir yazar.
kar, benim okuduğum ilk eseriydi, tanışma kitabıydı. güzel bir tanışma olmadı. çok sıradan, gereksiz tasvirler ve sama sapan diyaloglarla konuyu boğan ve bütün kahramanların deli olduğunu düşünmeme neden olan bu tarzı hiç ama hiç beğenmedim. belki diğer romanları güzeldir ama bu riske giremem, ilk defa bir roman bana eziyet etti okurken.
bundan sonra kitaplarını okumayacaksam bunun nedeni kar adlı sevimsiz romandır.
ha bir de türkiye'nin bunca büyük romancısı varken bu adama bunca kötü yazmasına rağmen nobel verilmesi olayın tamamen politik olduğunu daha güçlü düşündürdü bana.
binboğalar efsanesi gibi bir yeni zaman destanı yazmış yaşar kemal'e, bazen e postalarla birbirimize girip sonra karşılıklı özürler dilediğimiz mutluluk'u yazmış zülfü livaneli'ye, ihsan oktay anar'a layık görülmemiş bu ödülün bu kadar kötü yazan birine verilmesine bir anlam veremiyorum.
iyi bir yazardır, nobel'i haketti mi dersek, nobel hakedilen bir şey değildir, bir güruhun toplanıp şuna verelim dediği bir ödül düzeneğidir, ödül denilen şey zaten başlı başına bir olaydır, nobel orhan pamuk un sadece daha fazla insana ulaşabilmesi için geniş çaplı bir tanıtım projesi haline dönüşmüştür. hee iyi yazarın reklama ihtiyacı var mıdır, yazar bunu dert etmemelidir tabi ama tercih meselesi. yaşar kemal nobel almadı, ne kaybetti dersek hiç birşey tabi ki de, ona ulaşamayan okur kaybedecektir, edebiyat pazar sergileri gibi sergiler açarak ürün satmamalı, nadide bir eser gibi aranıp bulunmalıdır,
yazar okurun peşinde değil, okur iyi metinin peşinde koşmalıdır.
kazıp çıkarmalıdır nitelikli metni, keşfetmelidir.
yazar da bir andan sonra okur ve metin arasında devredışı kalarak görevini tamamlamalıdır.
sözün uzunu kısası buraya kadar; orhan pamuk nitelikli bir edebiyatçıdır, eserlerine eğilip bakıldığında görülecektir bu.
ntv'ye verdiği son röportajını takdir ettiğim edebiyatçıdır. nitekim genel hatları ile edebiyatçının farklılıkları birleştirmesi ve farklı olanı anlaması gerekliliği üzerinde dururken, siyasetçinin işinin ise tam tersi olduğunu dile getirmiştir. siyasetçi farklılıkları anlamaz, aksine üstüne gider diyerek çok yerinde ve mantıklı bir çıkarımda bulundu şahsımca.
türkiye'de yetişmiş en iyi romancılardan biridir. "kar" için ilk ve son siyasi romanım demiştir.
kar'ı okurken düşünce olarak ne kadar ters olduğumuzu farketsem de hakkını yiyemem; çok iyi.
Tespitlerime göre, Orhan Pamuk kitaplarından hiçbirini okumayanlar olumsuz yorumların saipleri. Okuyanlar o yazı gücü karşısında siyasi fikirlerini bir kenara bırakıp tarzıyla ilgileniyor. Hatta kimisi, onu anlayabiliyor bile.
aslında küçükken ressam olmak istemiş ama tutmuş yazar olmuş.
tayyip de futbolcu olmak istemiş ama başbakan olmuştu... sonunda ikisi de fethullah gülen'e yalama oldu.
sinan çetin: "orhan pamuk'u savunduğu için" fetoşa teşekkür etti.
kitaplarından hiçbir şey anlamadığım başarısız bir romancı. vasat romanlarının satması tamamen popüler kültürün ve nobel ödülünün sayesindedir. açın bi ihsan oktay, oğuz atay, yaşar kemal okuyun da gözünüz edebiyatçı görsün.
nobeldi, ermeni meselesiydi, siyaset-politikaydı derken çok hakkı yeniyor bu adamın. bana göre aktif türk yazarlar arasında en iyisi, hem de öyle küçük bir farkla falan değil.
olaylara baktığı yeri çok seviyorum. fakir edebiyatı yapmıyor, topluluğu arkasına alarak suni bir güç oluşturmaya çalışmıyor. etkilenmemenin mümkün olamayacağı bir kendiyle barışık olma durumu var bu adamda. yazdıklarını çok dürüst buluyorum. başkalarının söylerken çekindiği, hatta söylememek için çok direndiği şeyleri sayfaların arasına çok sıradan şeylermiş gibi - ki aslında öyleler - serpiştiriyor. bu da daha gerçek kılıyor yazılarını.
sokaktan biri olmadığı, aristokrat bir aileden geldiği ve bunun getirdiği bütün artılara sahip olduğu için kıskanılıyor, dışlanıyor. bizde böyledir bu işler, kıskançlığımız adalet duygumuzun önüne geçer hep.
şu siyasi nobel başarısı üzerine de bir şey söyleyeyim; bütün o meseleler hiç yaşanmamış olsaydı da orhan pamuk günün birinde o ödülü alacaktı. bu kadar harikulade bir yazarın görmezden gelinmesi mümkün değil. new york times' ın da dediği gibi; " pamuk, doğu' nun da batı' nın da sahiplenmekten şeref duyacağı temel ve kalıcı bir yazar... "
itiraf ediyorum. her yazarda olduğu gibi anlatımının kendine has bir lezzeti var. evet. olmalı. yoksa bu kadar tutmazdı herhalde. fakat şimdiye kadar okuduğum türk yazarlar içersinde (ki hayır atmayayım ama gerçekten bayaa okumuşumdur) cinselliği en iğrenç şekilde yansıtan yazar. insanı cinsellikten soğutuyor.
--spoiler--
sevgili okurlarım, aşağıdaki yazım bu köşede 19 aralık 2005''te yayımlandı. orhan pamuk bu yazımdan 10 ay sonra nobel ödülü''nü aldı. hem de fransa ulusal meclisi''nin aldığı kararla aynı günde.
bu eski yazımı aynen size sunmak istedim.
orhan pamuk nobel'i garantiledi...
"orhan pamuk meselesinde olan biteni serinkanlı görmeye çalışıyorum. pamuk, kitapları çok satan popüler bir yazar. ''pamuk meselesi'' bundan mı kaynaklanıyor? hayır, onun sözde ermeni soykırımı meselesinde, ''abd ve ab''nin siyasi çevrelerinin görüşlerine destek vermesinden'' kaynaklanıyor.
ayrıca, bu desteği verirken de türkiye''yi aşağılayıcı bir üslup kullanıyor.
- başkan bush ortaköy''de yaptığı ünlü konuşmasında orhan pamuk''tan övgü ile söz ediyor.
- brüksel siyasi ve bürokratik çevreleri de onu çok seviyorlar. her an arkasındalar.
***
pamuk''un sözde ermeni soykırım tezleri konusunda söylediklerine bakıyoruz: batılı bilim adamlarının çoğunluğu da bu görüşlere karşı çıkıyorlar. eskilerden bir anı; mayıs 1978, prof. stanford shaw ile los angeles''ta randevum var. ama ancak 10-15 dakika görüşebiliyoruz...
çünkü evi bir gün öncesinde ermeni teröristler tarafından bombalanmış, adam türkiye''ye kaçıyor. fransız mahkemesi birkaç yıl önce prof. bernard lewis ''i suçlu buluyor. çünkü o, kitaplarında avrupa parlamentosu''nun aldığı siyasi kararlara ''uymamış!''
aynı komik durumu, türk tarih kurumu''nun başkanı isviçre''de yaşıyor. içinde terör ve faşizmin yer aldığı hukuk dışı bir durum.
orhan pamuk, amerikalı ve avrupalı bilim adamlarının birçoğunun katılmadığı; buna karşılık washington''ın ve brüksel''in siyasilerinin ve bürokratlarının dayatmak istedikleri emperyalist tutuma destek veren açıklamalar yapıyor.
başkan bush''un ve brüksel çevrelerinin orhan pamuk''a verdikleri desteğin nedenleri de ortaya çıkıyor. ben söylemiyorum, kendileri söylüyorlar.
bir parantez açıp abd ve ab''nin soğuk savaş sonrasında türkiye ve ortadoğu politikalarına bakalım. avrupa parlamentosu''nun kararlarına, abd organlarının tutumuna baktığımız zaman kürdistan ve ermenistan projelerinin devreye sokulduğu anlaşılıyor.
***
ab ülkelerinin her biri art arda "soykırım kararları" çıkarıyor. bunlar, lozan''ı sevr''e taşımaya yönelik kararlar ve politikalar.
bu arada irak; abd, ingiltere ve kimi diğer ab üyeleri tarafından işgal ediliyor. 21. yüzyılın en büyük soykırımı başlatılıyor.
şimdi orhan pamuk kalkıp batılı tarihçilerin bile desteklemedikleri yeni emperyalizmin, brüksel''in ve washington''ın ağzından dile getirdiği görüşleri tekrarlıyor.
ve bu nedenle bush''tan ve brüksel''in memurlarından destek alıyor. emperyalizmin çirkin yüzünün içimize yansıyan çarpıklığını yaşıyoruz.
orhan pamuk acaba irak''ın işgaline karşı çıkan bir yazar ve düşünür olsa durum nasıl olurdu? bush ve brüksel memurları pamuk''a hangi gözle bakarlardı?
yüzüne bile bakmazlardı, adını bile hatırlamazlardı. emperyalizmin görüşlerine destek verdiğiniz zaman sizi göklere çıkarırlar. çünkü onlarla ''çıkar ortaklığına'' girmiş olursunuz.
işin en acı ve çarpıcı yanı da şu; sömürgecilerin ekmeğine yağ sürüyorsunuz ve bunu özgürlük adına, demokrasi adına diye pazarlıyorsunuz! türkiye ve bölge ülkelerine karşı batı emperyalizminin yanında yer alıyorsunuz. ne acı... olayın en çirkin ve rahatsız edici yanı bu.
sevgili turgut özakman, sevgili yücel aşkın , sizlerin arkasında bush''lar yok, brüksel yok, ne mutlu size... arkanızda bu toprakların insanları var, yolunuz açık olsun..."
romanları 56 dile çevrilen yazar. ayrıca bütün dünyanın kabullendiği bir yazardır.
kendisi düşüncelerinden ve söylemlerinden dolayı eleştirilmektedir. kitaplarını anlamayan mallar tarafından, kitaplarının değersiz olduğu söylenir.
okuma yazma bilmeyen malların karaladığı yazar. ayrıca dünyadaki edebiyat otoriteleri bizim fikirlerimize göre değer biçmiyor bu adama. adınızı söyleyemiyorsunuz ama pamuk'un kitapları 56 dile çevriliyor, n'aber?