Ne zaman bir yerde Bruce Lee ile ilgili bir şey görsem aklıma ilgili sahnesi gelen film.. Ayrıca sinema salonunda film bittiğinde herkesin birbirine hayal kırıklığı ile bakıp, sonrasında sessizce salonu terk ettiği filmdir.
başrol her ne kadar di caprio olsa da asıl işi götüren ismin brad pitt olduğu filmdir. kanımca en ilgi çeken sahneler onun olduğu sahnelerdi. filmi konuşmak gerekirse ne çok iyi ne de çok kötü diyemeyiz. tarantinonun bu benim en kişisel filmimdi ifadesini de dikkate almak lazım.
Genel olarak güzel ama diğer tarantino filmleriyle kıyaslanınca eh işte olarak değerlendirilebilecek bir film. Son 20 dakikaya kadar durgun ilerlese de en nihayetinde tarantino filmlerinde alışık olduğumuz o kan revan boyutuna ulaşılıyor. Oyunculuklara da diyecek yok tabi hepsi muazzam. Ama bir şey eksikti işte o eski tadı yakalayadım ben.
Filmin abartıldığı kadar kötü olduğunu düşünmüyorum ama şahaseder de değil. Güzel diyebiliriz ve sinema da izlemeye değer bir film. Filmin en kötü yönlerinden birisi de replikleri ahım şahım değildi en azından Tarantino için. Senaryo da basitti ama Rick'in film çekim sahneleri ve film sahneleri harikaydı. Rick'in karavanda öfkelendiği sahne de baya baya iyiydi. Filmde Bruce Lee aşağılanıyor diyor herkes ama o sahne Cliff'in çatı da anteni tamir ederken zihninden geçenlerden ibaret. Farz edelim ki hayal değil yine de Bruce Lee'nin ezildiği, aşağılandığını düşünmüyorum sadece arabaya çarptı adamı bu mu aşağılamak? Filmin normal senaryosunda aralarında ki kavga bölünmeyecek ve Cliff kazanacakmış ama Brad Pitt, Bruce'un aşağılanacağını düşünüp oynamayı reddedip Tarantino'ya senaryoyu değiştirtmiş. Eğer öyle olsaydı aşağılanmış olurdu, şu durumda aşağılanacak bir durum yok -ki zaten hayaldi onlar-. Filmin çekimleri ve 69 yılının ambiyansı harika verilmiş, her ayrıntıya dikkat edilmiş bu filmin çok iyi yönlerinden birisi. Tarantino ayak fetişistliğini daha önce hiç bu kadar göze sokmamıştı, bu filmde bayağı bir abartmış. Rick karakterini ahım şahım sevemedim filmi izlerken ama Cliff muazzam bir karakter. Bu arada Michael Madsen'i saçma sapan bir sahne için kullanmak nedir yahu? The Hateful Eight de yine bir derece iyiydi de bu bayağı kötüydü, aslında çoğu oyuncuyu kullanmamış fazla Al Pacino, Kurt Russell, Margot Robbie, Maya Hawke gibi. Filmi izlerken bende herkes gibi Manson cinayetinin işleneceğini bekledim ve gerildiğim anlar oldu ve filmde gerçekleşmesini umduğum hiçbir şey gerçekleşmedi, filmde klişe denen şey yok bu da iyi bir olay ama film bittiğinde filmin sonu beni tatmin etmedi, mutlu sonla bitirilmek istenmiş ama çok kopuk bitti. Ayrıca Manson çetesi Rick'in evini basmaya giderken Maya Hawke neden kaçtı onu çözemedim. Uma Thurman'ın kızı olduğu için mi böyle bir şey yaptı Tarantino emin değilim. Şu ev basma kısmında ki sahneler oldukça iyiydi özellikle Cliff'in o en son kızın suratını her yere çarpması ekrana bakamama ve tırsmama sebep oldu, sanki bana yapılıyormuşçasına hissettim ondan oldu herhalde. Rick'in Flamethrower ile kızı yaktığı sahneye inanılmaz güldüm ya. Ulan evin içinde ki olaylardan zerre haberin yok, kız havuza düştüğü an farkında oluyorsun olaylardan ve içerde yaşananlardan bile haberdar değilsin ve ilk tepkin korkuyla havuzdan çıkıp depar atıp Flamethrower'ı kapıp kızı yakmak mı oluyor? Filmde en çok kahkaha attığım sahne bu oldu, (Cliff'in o tekerini yaptırdığı adamı dövdüğü sahne de çok komikti). Sanki eline fırsat geçse de birisini Flamethrower ile yaksam diye fırsat kovalıyormuşçasınaydı ve bunu düşününce aşırı kahkahaya boğuldum. Film Tarantino'nun başyapıtlarının yanında sönük kalmış ama kötü bir film değildi güzeldi en azından 2 saat 40 dakika boyunca tek bir an bile sıkılmadım hatta film o kadar kopuk ve yarıda bitti ki devam etmesini çok istemiştim. Filmin alt metini aslında oldukça iyi, klasik Tarantino mesajları ve intikamları işte.
Yalnız Margaret Qualley ve Margot Robbie'ye hasta olmamak elde değildi. Özellikle Margaret Qualley harikaydı. Yine de hiçbiri bir Brandy etmez.
daha önce film hakkında (#42029345) numaralı giriyi girmiştim, film hakkında genel görüşlerim orada açık bir şekilde yazıyor. yalnız, (#42029345) numaralı giride bahsetmediğim bir kac şey var, onları da bu giri ile açıklığa kavuşturmak istiyorum.
öncelikle, film Charles Manson ve cinayetlerini anlatıyor. Bildiğiniz üzere bu olay, hollywood tarihine geçen bir gece. 1960'lı yılların ortasında, bir 9 ağustos gecesi, charles manson ve tarikatından bir kaç kişi, sharon tate ve arkadaşlarını katlediyor.
Lâkin, tüm olay da şurada ki, film boyunca izlediğimiz cliff booth ve rick dalton karakterleri tamamen hayal ürünü. Manson'ın asıl olarak katlettiği sharon tate ve arkadaşları filmde ölmüyor. tarantino'nun bir takım gerçekleri farkli anlattığı ortada.
film hakkında en önemli detay, size charles manson'ı ve çetesini anlatmıyor. Manson'ı, tarikatının yaşadığı film platosunu ve diğer detayları bildiğinizi düşünerek oraları pas geçiyor. Ne de olsa, bir drama, izleyiciye her detayı vermek zorunda değil. sandiginizin ve gördüğünüzün aksine film dağınık olmaktan çıkıyor tüm bunları öğrendikten sonra.
Cliff ve rick'in hayatının bir kısmını görüyoruz filmde. bu arada sharon tate ve diğerlerine de değinirken, manson ve çetesinin de gerçekleştirdiği o geceyi görüyoruz farkli gerçeklerle.
sinemada ilk izleyişimde ilk iki saatte uyumamak için kendimi zor tuttum, afakanlar bastı. son 40 dakika ise en izlediğim en iyi şeylerden birisiydi. birkaç gün sonra sırf son 40 dakikayı bir daha izlemek için tekrar sinemada buldum kendimi. bu kez ilk iki saat de o kadar geri gelmedi. şu son 40 dakika tadında, asitle kafası bulanmış karakterleri anlatıp şiddeti en yoğun haliyle gösteren 16 saatlik bir film çek de allah diyelim tarantino reis.
+18'lik sahne olmamasına karşın +18'leri aldıkları film.
Gişeci yaşımı sordu girerken. Söyledikten sonra da kimlik istedi. Kimlik isteyeceksen niye soruyorsun aq? Çocuk gibi de değilim ki hep bu muamele. Yetti be!
Neyse güzel filmdi, bunu yazmıştım zaten.
--spoiler--
Tarantino'nun en kötü filmi değildir bence ama bi' django unchained gibi de değildi. Oyunculuklardan bahsetmeme zaten gerek yok fakat sonunda hippiler harici kimsenin ölmemesi ve rick'in flamethrower'ı kapıp son derece sakin bir şekilde 'hippinin kıçını kızartmasını' saymazsak beni şaşırtan bir şey olmadı pek. Zira izlemeye kesin pitt psikopat adam rolünde, dicaprio'yu de zengin adam rolünde görürüz düşüncesiyle gitmiştim.
Konular biraz daha iyi bağlanabilirdi veya sharon tate'li kısımlar es geçilip rick-cliff ikilisinin hayatına daha çok odaklanılsa daha iyi bir film ortaya çıkabilirdi belki.
Neyse, beğendiğim bir film oldu neticesinde. Konu arayışına çok girmeden kill bill izler gibi izleyin derim.
Gerçekten çok yanlış bir senaryoda çok mükemmel bir ekip heba edilmiş (ama kral alpacino hala şık ve hala iyi oyuncuydu bu filmde bile) beğenmek için çok uğraştım çok didindim ama zombi sahnesi dışında hiç bir sahnede istediğim tadı alamadım zoraki bir film olmuş .. üzüldüm .tarantino geçmiş filmlerne selam çakmak istemiş .. kill bill , günbatımından şafağa , nefret sekizlisi gibi filmlerine.. onuda yapamamış... içilen sigaraların hiç birinde red apple sigarası markasınj görmedik .. ayak figürü vardı ama o bile iticiydi.
Bruce Lee yi sahtekar olarak gösteren film. Küçük bir çinlinin onlarca iri kıyım sarışını dövmesi bazılarının içine dokunmuş bununda öcünü 2019 da almışlar.
Hakikaten o dublör Bruce Lee yi öyle arabaya fırlattı mı bende merak ettim doğrusu.
abartıldığı kadar olmayan film. gittim seyrettim. cidden uzatmış lastik gibi. 2 saat 40 dakika yerine 1 sat 50 dakika bile yeterdi bu film için. hadi olsun en fazla 2 saat.
bir dönem filmidir. fazlası değil. ne çok kötüdür ne iyidir. ortanın bir tık üstü. o kadroyla çok daha iyisini yapabilirdi tarantino. hele margot robie neden bu filmde vardı denilebilir. o derece gereksizdi kendisi.
tarantino umarım bundan sonraki filminde beklentileri karşılar.
üzgünüm beyler bayanlar film abartıldığı kadar değil. ikince defa ne zaman izlerim ya da izler miyim bilemiyorum.
filmden bağımsız olarak bir kac şey farkettim. her youtube kanalı açan, her dergiye yazan, her twitter ve sözlük kullanıcısı sinema eleştirmeni olmuş. değerli arkadaşlar, film eleştirmek plan plan filmin analizini yapmak olmadığı gibi, sadece senaryo bakımından da filme bakmak aptallıktır. şunu kabul edin, sizin bok atmanız filmi kötü bir hale sokmayacak, havali da gözükmeyeceksiniz. once upon a time in hollywood, tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir film. Film eleştirmek için bir çok konu hakkında bilgi sahibi olmanız gerekmekte. şu saçma salak radyo tv ve sinema bölümlerini bitiren herkes sinema eleştirmeni olmuş gördüğüm kadarıyla. birinci kural, öncelikle sinema'yi bilmeniz lazım. soruyorum, şu filme kötü diyen kaç kişi sinemayı tam anlamıyla biliyor? Bir eleştirmenin nasil olmasi gerektiğini anlamaniz için, hitchcock ve traffaut kitabına bir göz gezdirin, daha sonra sinemayı öğrenin, ardından film eleştirmeye başlayın. hadi canım. (bkz: swh)
Filme gelelim. Bir sinema eleştirmeni olmadığım ve sinema'yı tamamen bilmediğim için, yapacağım yorumlar sadece beni bağlar, kişisel düşüncelerim sonuçta.
filmin baştan sona manson cinayetlerini anlatacağını düşünmüyordum, bu konuda haklı çıktım. zaten, 'manson cinayetlerinin çevresinde gelişen olayları anlatacak' denildi film için. Yani, baştan sona kan gövdeyi götürsün olayı yok. Daha önceki tarantino filmlerinde de bunu gördük. En güzel örneği the hateful eight filmidir.
senaryo bakımından filmde ciddi bir sorun yok. ilk 2 saati, filmin sonuna bağlayabilmek için uzata uzata anlatmış. Filmin sonunda her sey yerli yerinde diyebilir miydik? Elbette. benim aklımda soru işareti kalmadı mesela. Aydinliga kavuşmayan bir kaç mesele var, onları da pek kafaya takmamak gerek. Bir drama, her detayi izleyiciye göstermek, açıklamak zorunda değil ne de olsa.
Filmin en sevdiğim tarafı 'şimdi ne olacak' düşüncesi ile seyirciyi inanılmaz germesi. Film platosu sahnesi ve öncesi inanılmaz gerildim. En büyük artısi belki de buydu. Ayrıca, Rick ve cliff'in ikili ilişkisi gayet güzel anlatılıyor film boyunca, burada da bir sorun göremedim.
filmin sonu ise gayet tatmin edici. Salondan çıktığımda, 'evet, bu kahrolası bir tarantino filmi!' Diyebildim ben. (bkz: swh) Müzikler yine bildiğimiz gibi, oyunculuklar inanılmaz.
Kisaca; kusursuza yakın, hataları olan, gayet keyifli vakit gecireceginiz güzel bir quentin tarantino filmi.
Tarantino seven sever. Sevmeyen sevmez tarzı bir film.
Bu sevdiğimize bok attırmayız meselesi değil. Güzeldi işte. Ve komikti, aksiyondan öte komediye yakındı bana sorarsanız.
Evet çok şiddet yoktu ama açıkçası cliff booth'un ginger'ın kafasını ahizeye vurduğu sahne beni biraz doyurdu. Bunun yanında leonardo dicaprio'nun çok iyi rol yapmamanın rolünü yapmasına hayran kaldım. Tabi sonra marabella'yla sahnesinde döktürdü ama.
Oyunculuklarla ilgili eleştiride bulunmak haddim değil zaten.
Ama beni rahatsız eden şey bruce lee ile ilgili yaratılan izlenim. Bu konuda bruce lee'nin kızı da tepki göstermişti ama abartıyordur demiştim. Bruce lee'yi biraz oyuncak etmişler. Belki de gerçekten kibirli bir insandı ama bir nebze insandan öte bir insandı, ciddi yetenekliydi bruce lee. Yani daha fazla saygıyı hak ettiğini düşünüyorum. Filmde hoşuma gitmeyen bir bu vardı, bir de al pacino'nun daha iyi sahnelerde olmasını isterdim. Al pacino laaan, al pacino'yu figüran gibi oynatmak nedir?
kuruyemişçideki 37 ekran televizyonda arka sokaklar izlemekten boyun fıtığı olmuş kamilleri siklemeyin.
yok izlerken yoruldukta, herşey yarım kalmıştı da... her film django yada r.dogs, kill bill gibi hızlı olay kurgusunda olacak diye birşey yok . doğrudur tarantino olunca doğal olarak aksiyon ve ayarsız şiddet sahneleri beklentisi oluşuyor. şahsen bende aynı beklentiyle gittim, çok fazla kopan bacak yada ekrana yapışan kan izi yoktu film boyunca ama güzel ve dolu bir kesit hikayesi vardı.
çekim tekniği ve farklı açılardan mekan içi görüntüler, dönemi yansıtan fastax 35 mm ile çekilmiş hissi veren renkler gayet hoştu. ancak müzikler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. neredeyse her filminde döneme ait underrated şarkıları bulup sound track yaparken bu sefer çok göze batan birşey yoktu.
oyunculuklar içinse gece gece dicaprio övmesine girmeyeceğim, karakter rollerinin hakkını vermekte adamın üzerine yok zaten, brad pitt reisin de bence repliğe ihtiyacı bile yoktu, beden diliyle oynadığı sahneler youtube da motivasyon videosu diye birkaç aya yayınlanır zaten. al pacino film de neden vardı nasıl bir etkisi oldu derseniz hiç bir etkisi yoktu. al pacino izledik sadece.
spoiler gibi olmasın charlie manson, roman polanski sharon tate muhabbetleride acaba gerçek hikayeden mi alıntı diye düşündürtü. eyyorlamam bu kadar.