bugün
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar28
- anın görüntüsü16
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak29
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- ismet gurbuz 202411
- türkiye den soğuma sebepleri21
- sözlüğe kız getirmek10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- erkeklerin sadakatsiz olması13
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne11
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- karşı cinse giyim önerileri15
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- sözlük yazarlarının tatlıları13
bir sözlük yazarı.
içinde progresif rock temaları taşıyan bir şebnem ferah parçası.
ilkbahara bekle beni demiştin,
hiç mi orda kış baharı bulmuyor?
düşlerin mi yoksa sen mi değiştin?
ayrılıktan aşka sıra gelmiyor...
okyanus mu iki şehrin arası?
kaç saatlik yol ki şunun şurası?
o verdiğin ümitlerin süresi,
her nedense bitmek nedir bilmiyor...
gün kavuştu, ikindiye vakit dar...
bir öpüşten, dokunuştan ne çıkar?
güzelliğin aşkın kadar aşikâr;
mazeretin bu gerçeği silmiyor...
hiç mi orda kış baharı bulmuyor?
düşlerin mi yoksa sen mi değiştin?
ayrılıktan aşka sıra gelmiyor...
okyanus mu iki şehrin arası?
kaç saatlik yol ki şunun şurası?
o verdiğin ümitlerin süresi,
her nedense bitmek nedir bilmiyor...
gün kavuştu, ikindiye vakit dar...
bir öpüşten, dokunuştan ne çıkar?
güzelliğin aşkın kadar aşikâr;
mazeretin bu gerçeği silmiyor...
Dünya'da 3 adet bulunan büyük deniz diye tanımlanabilecek su birikintisi.
(bkz: Atlas Okyanusu),
(bkz: Büyük Okyanus),
(bkz: Hint Okyanusu).
(bkz: Atlas Okyanusu),
(bkz: Büyük Okyanus),
(bkz: Hint Okyanusu).
uludag sozluk ankara kaynasalim zirvesinde tanıştığımız biraver düşmanı, alkolun gram etkilemediği insan. o bünyeyle nerden alıyor bu gücü merak konusudur.
sebnem ferah in son albumundeki zaman gecip gidiyor ile birlikte en guzel sarkisi.
bursa'da üniversiteli gençliğin bol bol takıldığı, özellikle pidelerinin vasatın üzerinde olduğu, aşağıdaki diyaloğu yaşadığım, kasada sarışın bir kadının bulunduğu,''idare edecek'' düzeydeki pide, lahmacun ve bilumum kebapları yiyebileceğiniz, heykel civarındaki mekan.
(pideler yenmiş, muhabbet, geyik almış götürmüş, sıra parayı ödeme sırasına geldiği için, yavaşça kasaya doğru yaklaşılmıştır, özellikle arkadaşlar arasında önce yemek sonra da tatlı yemeye gitmek makbul olduğu için bu mevzuda kısa bir diyalog geçmiştir)
-evet sizin de 7 milyon 250 bin lira(ytl'ye geçmemiştik..)*
-hadi faideli sen de öde de, tatlı yemeye gidelim..
-tamam ben de verip geliyorum, siz çıkın bekleyin beni..(kasada oturan kadın,tatlı muhabbetini duymuş, kendileri de nereden alıp da sattıklarını bilmediğim şekilde tatlı satmaktadırlar)
-ama bizden tatlı yemiyosunuz olmaz ki..hemen size zahmet arkadaşlarınızı da çağırıverin de şimdi tatlıcıya kadar zahmet etmeyin..
-yok sağolun, biz hallederiz..
-aa ama siz hiç okyanusun keşkülünü yediniz mi..
-benim hesap ne kadardı?
-tatlı da yerseniz,9 milyon..
-yok ablacım, istemiyorum tatlı matlı,sen kes fişimi,sinirlendirme..(o arada buz gibi bir hava yaşanmış,sinirlendiğinde hulk abisi kadar deli olamasa da bendeniz, feci şekilde kendisini kaybetmektedir. o sırada da, kadının acizane bir biçimde,kasada,kafasına ya iki tane yumruk ya da sırtımdaki çantayı yemeyi de beklemesi bana güç verirken,kazayı zar zor atlatmış,bir dahaki gidişimde, tatlı mevzusuna dalmadan oradan parayı bastırıp hemen uzaklaşmışımdır)
(pideler yenmiş, muhabbet, geyik almış götürmüş, sıra parayı ödeme sırasına geldiği için, yavaşça kasaya doğru yaklaşılmıştır, özellikle arkadaşlar arasında önce yemek sonra da tatlı yemeye gitmek makbul olduğu için bu mevzuda kısa bir diyalog geçmiştir)
-evet sizin de 7 milyon 250 bin lira(ytl'ye geçmemiştik..)*
-hadi faideli sen de öde de, tatlı yemeye gidelim..
-tamam ben de verip geliyorum, siz çıkın bekleyin beni..(kasada oturan kadın,tatlı muhabbetini duymuş, kendileri de nereden alıp da sattıklarını bilmediğim şekilde tatlı satmaktadırlar)
-ama bizden tatlı yemiyosunuz olmaz ki..hemen size zahmet arkadaşlarınızı da çağırıverin de şimdi tatlıcıya kadar zahmet etmeyin..
-yok sağolun, biz hallederiz..
-aa ama siz hiç okyanusun keşkülünü yediniz mi..
-benim hesap ne kadardı?
-tatlı da yerseniz,9 milyon..
-yok ablacım, istemiyorum tatlı matlı,sen kes fişimi,sinirlendirme..(o arada buz gibi bir hava yaşanmış,sinirlendiğinde hulk abisi kadar deli olamasa da bendeniz, feci şekilde kendisini kaybetmektedir. o sırada da, kadının acizane bir biçimde,kasada,kafasına ya iki tane yumruk ya da sırtımdaki çantayı yemeyi de beklemesi bana güç verirken,kazayı zar zor atlatmış,bir dahaki gidişimde, tatlı mevzusuna dalmadan oradan parayı bastırıp hemen uzaklaşmışımdır)
tek kelimeyle süperdir. vakti olmadığından sözlükte fazla yazamıyodur ama beyin yıkama çalışmalarım devam etmektedir. en kısa zamanda demirbaş yapacağımdır. *
can kırıkları albumünün en iyilerinden, loop'a alınası, defalarca dinlenesi, ugrunda ölünesi parça. * *
coşkun sabah'ın fazla bilinmeyen güzel şarkılarından biri.
dağ gibi taş gibi bir şebnem ferah şarkısıdır.
Bahr-ı muhit.
ankara bu sefer kaynaşıyoruz zirvesinde tanıştığım ama uzak kaldığım, güleç yüzlü, hoş muhabbetli yazar.
ceren erginsoy'un 3 eylül'de dünyaya getirdiği kızının adı.
(bkz: kanka)
sözlüğün hayata kattığı güzel insanlardan.
cıvıl cıvıl, sohbet canlısı, gözlerinin içi gülen yazar arkadaşımdır... ankara zirvesinde tanışmış ve sohbet etme imkanı bulmuşumdur... bundan da gayet memnun olmuşumdur... bana santino yerine sonny diye hitab etme hakkını kazanan yegane insandır kendileri... *
hem müziği hem sözleri süper olan bir Şebnem ferah klasiğidir. '' Can Kırıkları'' albümünün ilk şarkısıdır aynı zamanda.
ankara bu sefer kaynaşıyoruz zirvesinde şahsıma inanılmaz bir kıyak geçmiş kişidir; allah razı olsundur.bir de şöyle birşey var ki; bu kız çok güzel lan.*
(bkz: oşinografi)
fazla şımartılmaması gereken kuzendir. yok yazardır. öyle yok "gözlerinin için gülüyor", yok "süper hatun", yok "bu kadar da güzel olunur mu" deyip durmayın. saçları boya, gözleri lens. sabahları görün bir de onu siz.*
ankara tarihin de böyle güzellik görmemiştir, yıllardır gidip geldiğim şehir de,ne tunalı hilminin asortik kızları,ne de bahçeli 7.cadde sosyeteleri yanından geçebilir.bir o kadar da sıcak samimi dolu doludur efenim kendileri.
(bkz: galiba aşık oldum sozluk)
(bkz: galiba aşık oldum sozluk)
fuat ergin'in her ayın elemanı albümünden bir parça.
muhteşem bir şebnem ferah şarkısı. sözlerini de yazayım;
Önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum
Kapıyı açmam gerek
işte o an biri geliyor
Tutuyor kulağımdan
Gözü anahtar deliğinde
Bak diyor sadece buradan
Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
Bak diyorum koca dünyaya
Buradan derhal çıkmak gerek
Bari çekme bileğimden
Benim her şeyi görüp öğrenmem gerek
Bir ileri bir geri
Her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da
Benim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen
Bu küçücük manzara
Sana yetiyorsa yetsin
Benim o sularda yüzmem gerek
Yüzmem gerek
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
Önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum
Kapıyı açmam gerek
işte o an biri geliyor
Tutuyor kulağımdan
Gözü anahtar deliğinde
Bak diyor sadece buradan
Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
Bak diyorum koca dünyaya
Buradan derhal çıkmak gerek
Bari çekme bileğimden
Benim her şeyi görüp öğrenmem gerek
Bir ileri bir geri
Her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da
Benim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen
Bu küçücük manzara
Sana yetiyorsa yetsin
Benim o sularda yüzmem gerek
Yüzmem gerek
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
güncel Önemli Başlıklar