Minik kollarını açıp yumruklarını sıkarak uzuun uzun esneyen bir bebek rahatlığı ile başladım güne.
Netflix'te Our universe (Evrenin hikâyesi demişler) diye bir belgesel izliyordum geçen gün, orada güneş ışığının bir bitkinin (bir çim tanesi) klorofillerine kadar girişini çok güzel çizmiş etmişler ve bambaşka bir dünya gibi olmuş.
Kapı boncuklarında yıllar yılı kalmış bir güneş ışığı, onun boncuklara ulaşıp da her biriyle sarıldığı anki parıltılar, senin dimağında yer eden antlar ve benim tüm o özel kutularının içinde yer almam... Özel hissetmek neymiş, iliklerime kadar anladım ve o küçücük otun koca güneşin her damlasını emişi gibi emdim uzaklardan gönderdiğin her bir sevgi taneciğini...
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2302154/+
Sanat için soyunur, hatır için giyinmez.
Ruhu, sanatın memnun kölesi ve dahi sanat ve edebiyatın özüne âşıkken
edebiyatın geldiği "edep"ten mütevellit üzgün; edebe karşı, "norm"Lara kızgın, son derece anarşist...
"olmamış"larla "olgunlaşmamış"ları hızla tanıyabildiği ve yarattıkları mide bulantılarını toyluğundaki gibi dert etmediği, hatta -sinirli değilken- gülümseyerek karşıladığı için gayet rahat biri.