Nikolay Vasilyeviç Gogol, 1809'da Ukrayna'daki Soroçintsi-Paltova yakınlarında doğdu. Renkli köy yaşamıyla Kazak gelenekleri ve halk kültürüyle Ukrayna, Gogol'ün çocukluğunun arka planını oluşturuyordu. Orta halli toprak sahibi bir aileden gelen Gogol, 12 yaşında Nejin'deki liseye gönderildi. Burada iğneleyici dili, bir dergide yayımlanan şiirleri, yazıları ve okulda sahnelenen oyunlardaki mizah yeteneğiyle dikkat çekti. Memurluk, oyunculuk, şairlik gibi birçok işi denediyse de başarılı olamadı. Almanya'ya gitti; fakat parası bitince yeniden Petesburg'a döndü. Bir yandan iş ararken bir yandan da Ukrayna'daki çocukluk anılarına sığındığı yazılarını dergilere yolluyordu. Ukrayna'nın güneşli manzaraları, köylüler ve köyün kabadayı gençleriyle ilgili bütün anılarını kağıda döktü. Şeytanlar, cadılar, cinler ve Ukrayna'nın halk kültüründeki çeşitli fantastik ögelerle dolu öyküler yazdı. Geçmişin romantik öyküleriyle günün gerçekçi olaylarının içiçe geçmesiyle Gogol'ün gülmece anlayışı ve kötülük duygusu şekillenmeye başladı. Bu sürecin sonunda sekiz öyküden oluşan, "Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları" adlı kitabı yayımlandı. Konuşma diline de yer veren canlı bir anlatımla yazılmış olan yapıt, Rus edebiyatına yeni ve diri bir hava getirdi. Halk kültürünün havasını yansıtması, Ukrayna sözcük ve deyişlerine yer vermesi ve Gogol'ün alışılmışın dışına çıkan anlatımı, Rus edebiyatında büyük ilgi topladı.
"Bir Delinin Hatıra Defteri"nde, "Petersburg Öyküleri"nde, bu dünyaya uyum sağlayamayan ondan da kaçamayan ve bu nedenle de onun bayağılığını, kötülüğünü sergilemeye çalışan bir romantiğin saldırgan gerçekçiliği egemendir. "Nevski Bulvarı"nda, romantik bir hayalci ile kaba bir maceracı karşı karşıyadır. "Müfettiş"te ise, Çar I. Nikolay dönemindeki yozlaşmış bürokrasiyi acımasızca ele alır yazar.
Gogol, başyapıtı olan "Ölü Canlar"ın büyük bir bölümünü Roma'da yazmıştır. Bu roman, serflik düzenini ve devlet yönetimindeki adaletsizlikleriyle feodal Rusya'yı yansıtır. Romanın kahramanı kibar dolandırıcı Çiçikof, birkaç kez servetini yitirdikten sonra kısa yoldan zengin olmaya karar verir. Çeşitli toprak sahiplerinden, yeni ölen, fakat henüz resmi kayıtlarda geçmediğinden yaşıyor görünen serfleri (Rusya'daki adlarıyla "Canlar"ı)satın almaya başlar. Çiçikof bu "Canlar"ı bir bankaya rehine koyup, elde edeceği parayla saygıdeğer bir kişi olarak uzaktaki bir bölgeye yerleşmek amacındadır. Sonunda planı ortaya çıkan Çiçikof, kentten kaçar. Böylece serflerin hayvan gibi alınıp satıldığı Rusya'nın acıklı durumu sergilenir.
"Ölü Canlar", Gogol'ü ününün doruğuna çıkardı ve Belinski gibi demokrat aydınların kendi liberal düşünce ve özlemlerini bulmasını sağladı. Fakat bir süre sonra Gogol, yaratıcılığını kaybettiğini farketti. Romanın ikinci bölümü için on yıldan uzun bir süre çalıştıysa da olumlu bir sonuç alamadı. 1852'de de notları arasında bulunan dört bölümün taslağı ile beşinci bölümün bazı parçalarını, etkisi altına girdiği, bağnaz bir rahibin emriyle yaktı. Böylece romanın ikinci bölümü ile ilgili hiçbir bilgi kalmadı, kitap da tamamlanamadı. On gün sonra da yarı çılgın bir halde öldü.
Morpa Kültür yayınlarında çıkan Ölü Canlar kitabının önsözüdür. Kesinlikle internetten bulup kopyala yapıştır yöntemiyle yapmadım. Sadece bir süre evvel aldığım kitabın önsözündeki metni klavye yardımıyla yazdım. imla kurallarına da aşırı ölçüde dikkat ettim.**
ekleme: kitap son bölümü ile okuyucuda can sıkıntısı yaratabilir. bunun sebebi, bu sayfalarda iki noktanın yazar tarafından ve henüz basılmadan yakılmış ve de tahrip olmuş olmasıdır.
14 yaşında ölü canlar eseri ile bunalıma zerk olduğum yazardır. 14 yaşında okuyacak başka birinimi bulamadın demeyin dünya klasiklerini almıştı ablam ve ondan önce bitirmeliydim. *
Düz yazı türünde eserler vererek Rus edebiyatında yeni bir başlangıcın öncüsü olmuştur. Hiciv sanatını ustalıkla kullanmıştır. Kendisinden sonra gelen yazarlar Gogol'dan etkilenerek hiciv sanatını kullanmış olsa da Gogol kadar başarılı olamamıştır. Öykü ve romanlarında belirli konular üzerinde yoğunlaşır. Makam tutkusu olan, giyim ve şık olmayı saygınlığın ölçütü olarak kabul eden, boğazına düşkün sürekli yemek yiyen, kendi dünyasında hapsolmuş sınırlarını aşamayan, tekdüze yaşam süren bayağı tipleri alaycı bir şekilde okuyucuya aktarır. Ölü canlar başyapıtıdır. Öykülerinde sergilediği sanatını romanda bir bütün olarak okuyucuya aktarmıştır. Kahramanları tasvir ederken karakterlerinden ziyade nasıl yemek yer, nasıl giyinir, makamı nedir, bu konuları detaylı olarak alaycı bir şekilde okuyucuya aktarmıştır. En sevdiğim yazarlardandır kendileri.
31 Mart 1809 - 4 Mart 1852 tarihleri arasında yaşamış olan Ukrayna doğumlu yazar. Gerçekçi akıma bağlı ünlü roman ve öykü yazarı Gogol, Ukrayna'da doğdu. Çocukluğu köyde geçti ve bu yüzden kazak kültürünün etkisinde kaldı. Bu etki ileride yazacağı eserlerinde oldukça hissedildi. Gençlik yıllarından edebiyata ilgi duymaya başladı ve önce şiirle ilgilendi. 1828 yılında memur olmak için Petersburg'a gitti ve orada bir yıl memurluk yaptı.
Gogol'un ünlenmesine sebep olan ilk eseri "Dilinka Yakınlarındaki Çiftlikte Akşam Toplantıları" isimli öykü kitabıdır. 1831-1832 yılları arasında kitabını tamamladı. Öykülerinde Ukrayna'da halkın yaşantısını halk deyişleriyle iledi. 1835 yılında "Mirgorod" ve "Arabeski" isimli öykü kitaplarını yayımladı. Bu öykülerde halka özellikle de Kazaklara yer verdi. Öykülerde dikkat çeken unsur yergidir. 1836 yılında Puşkin'in çıkardığı Sovremennik adlı dergide en meşhur öykülerinden "Burun"u yayımladı. Öykü yine yergi içermekte ve gerçeküstüydü. Eserlerinde Puşkin'in etkisi büyüktür. Puşkin'in eleştirileri ve desteği olmadan yazamayacağına inanıyordu. Puşkin ile arkadaşlığı edebiyat çevrelerinden aldığı acımasız eleştirilerden de korunmasını sağlıyordu.
"Arabeski" adlı kitabında yer alan öykülerden "Bir Delinin Hatura Defteri" de oldukça ünlü bir eseridir. Öykü, bir memurun rutin hayatından bıkkınlığını, iş sebebiyle yaşadığı sıkıntıları ve sonunda delirmesini anlatır. Önemli komedilerinden "Müfettiş" ise bürokrasi ile alay eder ve eserin yayımlanmasıyla yine edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırmıştır. Tepkiler nedeniyle Rusya'dan ayrılmak ve Roma'ya yerleşmek zorunda kalır. Puşkin'in tavsiyesiyle "Ölü Canlar" romanına başlar. 1842 yılında romanın ilk cildini ve "Palto" isimli öyküsünü yayımlar. "Ölü Canlar" da Rusya'da sistemin çürümüşlüğünü ele alırken "Palto" da halkın yaşadığı fakirliği, haksızlıkları irdeler.
Gogol, düzen savunucuları tarafından Rus halkını aşağılamakla suçlanır. Ancak Gogol halkı aşağılamamış, aksine yozlaşmış kurumları halka göstermeye çalışmıştır. Yaşadığı haksızlıklar da ruh sağlığına ciddi olarak etki etmeye başlamıştır.
Puşkin'in ölümü Gogol'un ününü daha da arttırır. Ancak bu dönemde eski yaratıcılığını kısmen yitirmiştir ve dine ilgisi artmıştır. Eskiden yerdiği kiliseyi övmeye başlar. Bu sebeple okurlarının tepkisini çeker, ancak Gogol dine daha da sarılır. Tanıştığı bir rahibin etkisiyle "Ölü Canlar"ın ikinci cildinin el yazmalarını yakar ve hepsi yok olur. Bu olaydan 10 gün sonra ise hayatını kaybeder. (Aydınlık Kitap, 1 Mart 2013)