bugün

rivayete göre hz. muhammed, hz. ali ye bir sırrını söyler ve ondan bu sırrı kimseye anlatmamasını ister. hz. ali bu sırrı içinde tutamaz, en sonunda gider, eğilip bir kuyuya söyler. bu kuyudan çekilen suyla yetişen kamışlar her rüzgar esişinde hz. muhammed 'in hz. ali 'ye söylediği sırrı fısıldarlar.bunun içindir ki, ney kutsal sayılan bir müzik aletidir. tasavvufa göre de neyin sesi allah 'ı terennüm eder. ney ise, 'insan-ı kâmil'dir; kızgın demirle içi boşaltılmış, bağrı delik deşik edilmiştir. bir nevi ilahî aşkla yanmış, dağlanmıştır. her üflenişinde de işte bu yüzden feryad eder.
dünyada ruhi hisler yaşatabilen tek müzik aleti
dücane cündioğlu'nun cenab ı aşk adlı kitabında ;

'ney ne lenmektir ne de hislenmektir ney hiçlenmektir ' dediği çalgı..

bu nazariyeyi destekler mahiyetteki neyzen tevfik dizeleri ise ** * zihmindeki soru işaretlerini tamamen çözüp yerini mutmain bir hayranlığa bıraktırdı..

şimdiye kadar bir çalgıya dair duyduğum en özel ve en tasavvufi tespit olması hasebiyle bir dahaki cengelköy çınaraltı çay bahcesi karşılaşmamızda ellerini öpeceğim..

bundan evvel duyduğum en sıradışı çalgı yorumu ise rocker bi arkadaşın ;

'elektronik gitaradamın anasını siker' sözüydü..
ilk ders almaya gittiğiniz zaman içinizde bir korku olur acaba üfleyebilir miyim diye. neredeyse %99 unun yaptığı gibi ilk elinize aldığınızda o hafifiliğe hayranlık duyar, gözünüze o anda sadece kamış parçası görünen o şeyden ses çıkaramazsınız. çalışır çabalarsınız. dudak yapınızı ne zaman neyinizin başparesi kabul ederse* o zaman ses çıkarmada sorunsuz bir yolda gidiyorsunuz demektir. bir anda olmasını beklemeyin. neyde herşey sabırdır.

şöyle demişti celaleddin biçer; neyin %40 ı ses çıkarma, %40 nota, %20 de nüans tır. evet doğru söylemiştir kendisi, ama bence %20 lik nüans ın zorluk derecesi kat ve kat daha fazladır diğerlerinden. işte bu aşamada ruhunuzu neyin içine üflemeye başlarsınız.

ses çıkarmakta zorlanan arkadaşlarımız içinse;
neye affedersiniz ama hayvanlar gibi üflemeyin. alimallah çatlatırsınız. ney siz hızlı veya güçlü üflediğiniz zaman ok ses vermez. doğru killerde üflediğiniz zaman farklı tonları verir. dem sesler zordur. onları sonra halledersiniz.

ilk önce neyi alıp da rast tan ses çıkarmaya çalışın. * en kolay ses budur çünkü. eğer zorlanıyorsanız bir yatağa sırtüstü uzanıp da neyi yukarı tutarak üfleyin bu nefesinizi kontrol etmenize yardımcı olur.

duruş içinse mümkünse bir aynanın karşısında çalmaya çalışın. neyin dizinizle temas ettiği bölümüne dikkat edin. bu sırada hep dik durmaya çalışın. bu pozisyonda dik durmak zordur ama nefes kontrolünüzü kolaylaştırır.

bakım: neyinizi ilk alınca haftada bir kere yağlayın. 1 ay sonra 2 haftada bir kere olsun. 2 ay daha öyle geçince artık neyinizi ayda bir kere yağlayın. 6 boyunca buna devam ettikten sonra eğer hala ney üflüyorsanız neyinizi 3 ayda bir yağlamanız kafidir. yağlarken en güzel yağ fındık yağı olsa da badem yağı hem fiyatı hem de çok bulunurluğu ile tecih sebebi olur.

son kısım. neyzen leri dinleyin. neyzen aka gündüz kutbay çok iyi bir seçimdir. kulak dolgunluğu olsun ama benim kişisel görüşüm birinden şaşmayın; neyzen tevfik. dinlerken salın ruhunuzu. içinizi dinginleştirir.

bi de neyde artık tamamen ustalaşmış bir neyzen e gidip de mercan dede yi sevdiğiniz için ney e başladığınızı söylemeyin. inanın bana hoşlanmıyorlar.**
sırrını sadece sabretmeyi öğrenmiş kimselere veren o sebepten ses bile çıkarmak için kimilerinin aylarca uğraştığı müzik aletidir. ilginçtir içine sigara dumanı üflenildiğinde veya alkolle yıkandığında sesinin buğusunu kaybeder. ayrıca tamamen organik yapıda olmasına rağmen bu kadar oktav genişliğine sahip tek alettir. üfleme kısmında ki plastik başpare aslında fildişinden imal edilmektedir ancak fildişi başpareye üflemek herkese nasip olmamaktadır. bunlarla birlikte dudak şekli ve nefes sıcaklığı çıkan notaları belirlediğinden çalınması en zor enstrümanlardan biridir.
boy ve kamışlarının cinsine göre ney çeşitleri;

Bolâhenk Nısfiye (Ana âhenk) 505-525 mm.

Bolâhenk-Sipürde Mâbeyni (Ara âhenk) 545-565 mm.

Sipürde (Ana âhenk) 580-600 mm.

Müstahsen (Ara âhenk) 615-635 mm.

Yıldız (Ana âhenk) 645-665 mm.

Kız (Ana âhenk) 685-715 mm.

Kız-Mansur Mâbeyni (Ara âhenk) 730-760 mm.

Mansur (Ana âhenk) 770-810 mm.

Mansur-Şah Mâbeyni (Ara âhenk) 820-860 mm.

Şah (Ana âhenk) 865-895 mm.

Dâvud (Ana âhenk) 900-940 mm.

Dâvud-Bolâhenk Mâbeyni (Ara âhenk) 960-1000 mm.

Bolâhenk (Ana âhenk) 1010-1050 mm
hayatın sesidir.tüm beLLeğinizi siLer.tek bir şey sokar akLınıza : aşk
çalan kişiye neyzen dedirten ensturman.

edit: ney çalınmaz üflenir(miş).
bir gün allah(c.c) hz.muhammed mustafa`yi (s.a.v) huzuruna çagirir ve der ki
sana bazi seyler
anlaticam,göstericem ancak seninde fikrini almam lazim..göstereceklerimde
sir perdesi
ortadan kalkacak dünyevi ve uhrevi hayatla ilgili herseyi görecek bileceksin
ancak bunu kaldirabilirmisin?..
oda kaldirabilecegini söyler ve allah ona herseyi tüm gizemleriyle
aktarir.. peygamberimiz
artik herseyi bilmektedir ancak içi daralir.. birinle paylasma ihtiyaci
duyar ve düsünür
bana en yakin kim diye..hz.ali gelir aklina..en yakini odur..gider ona ve
sorar anlatacaklarimi
kaldirabilirmisin ve anlatmami istermisin diye..hz.ali`de tabi ki ister ve
merakla bekler anlatacaklarini.
ancak peygamberimiz hz.ali`den söz ister,kimseye anlatmamasi için..hz.ali
bildiklerini
kimseye aktarmayacagina dair söz verir ve bunun üzerine peygamberimiz ona
gördüklerini,bildiklerini,
herseyi tüm herseyi anlatir..hz.ali çildiracak gibi olur ögrendiklerinin
üzerine..kimseye anlatmamak için
söz vermistir ve elbet bu sözü tutacaktir ancak içindeki bu sir la yasamak
daha agir gelir o`na..
kimseyle de paylasamayacagi için kendini çöllere vurur! gezer mecnun gibi ve
aklindan bir an olsun
çikaramaz bildiklerini..sonra çölde gezerken bir kuyu görür içi su
dolu..egilir bakar ve su da
kendini görür..baslar suya anlatmaya tüm bildiklerini bagira
bagira..haykirircasina anlatir herseyi..
ve artik rahatlamistir hz.ali.. bildiklerini anlattigi suyla kamislar
sulanir gel zaman git zaman..
ve o kamislardan neyler yapilir..ve ney de uhrevi ve dünyevi hayatin tüm
gizemlerinin sesi olmustur..
kimin ney dinlerken içi burkulmaz ki? o gizemli ses de bir agit bir yakaris
vardir..
ney sesini dinlerken kutsanir belki ruhlarimiz..belki hiçbir sey için geç de
degildir..

neyin gizemli sesi ile igili bir hikayede benden..
http://www.neyzen.com adresinden başlangıç yapabilirsiniz. ney çalınmaz. ney üflenir. ney ile oda arkadaşınıza vurmak hayra alamet değildir. çok iyi kafa yapar. * üfleme hızına göre değişen oktavları vardır. ses sanıldığı gibi en alt delikten çıkmaz, dudağın hemen yanından gelir. falan..
içli sesinin kesildiği kamışlığa olan özleminden geldiği rivayet edilir.
rivayet odur ki; peygamber efendimiz bir gün hz.ali'ye bir sır verir. hz.ali tabii ki bu sırrı haliyle kimseye anlatamaz. ama içi o kadar bulanır, o kadar sıkılır ki bir gün gidip kör bir kuyuya bu sırrı haykırır. kuyudan bir kamış, sazlık çıkar, bu ney enstrümanının ham maddesi olan bitkidir. ney'de kuşkusuz ki çok şey gizlidir. mevlana zaten "ney'den dinle" diye de buyurmuştur. onu gerçek anlamda işitebilen çok azdır. belki de peygamber efendimizin verdiği sırrı, işitebilene fısıldıyordur kim bilir.. iç sıkıntısı bırakmayan ilâhî bir enstrümandır.
derler ki ney, ilkin dâvud peygamberin mezâmir'inden ilham alarak fısıldamaya başlamıştır ilâhî hakîkati.
derler ki efendiler efendisi, aşk-ı hakîkînin sırrını hz. ali'ye emânet ettiği vakit, o, bu sırrın yükü altında ezilmiş ve gidip medîne dışında bir kör kuyuya söylemiş içindeki mânevî emâneti. allâh'ın arslanı ali'nin dayanamadığına bir kör kuyu nasıl dayansın; coşup köpürmüş çok geçmeden ve taşıp akmış, aşk sırrını söyleye söyleye kuyucuk. coşkun bir nehir, taşkın bir çağlayan olduğu vakit, kıyılarında sazlıklar oluşmuş, ve bir gün, bir çoban kamışlardan birini kesip muhtelif yerlerinden delerek üflemeye başlamış. bu ses, özge bir ses imiş meğer, daha önce kimsenin duymadığı bir ses, daha önce kimsenin söylemediği sırları söylemekteymiş yana yakıla; kavura kuruta. sesi duyan gönüllere geçmiş coşup taşma sırası, ve bu defa da islam coğrafyasında yankılanmış ebedî aşkın ilâhî sırrı.
şarkın ulvî heyecanlarının ve ölümsüz aşk mâcerâlarının ifâdesinde ney en lirik, en hazin ses kabul edilir bu yüzden ve ney ile üstün insan arasında bir benzerlik kurulur dâimâ.
derler ki neyin bağrı delik deşik ve iç yanıktır; aşk ateşiyle içi yanan, dışı pâre pâre olan insan da öyle..
derler ki ney aşk için toprağı ve suyu bırakmıştır; tıpkı ilâhî aşk yolunda mâsivâyı (dünyaya ait her şeyi) terkeden insan gibi..
derler ki ney hasret ve derin ayrılık nağmelerini söyler dâimâ; neyistandan ayrıldığı için ... insan da can bezminden kopuşunun yanık hüzünlerini yaşaya yaşaya yükselir yüce mertebelere.
kâlû-belâ'dan bu yana uzayan bir derin hikâyedir bu... bir vuslat özleminin naz haline getirilmiş şikâyeti...
ney ki, mevlânâ celâleddin çağında, daha evvel hiç olmadığı ölçüde ulvîleşmiş ve aşk sırrını alevden sesler haline getirip sihirli bir nağmeye dönüştürmüştür.nitekim mesnevî'ye onun açtığı kapıdan girilmesi delildir buna.

(bkz: iskender pala)
hayatta maddi ve manevi olarak sahip olduğum tek şey. benim olan her şeyden önce benden olan.. benim nefesimin can verdiği .. onun için sabırsızlanırken sabrı öğrendiğim..
mümkünse uzaktan gelmeli sesi.. aynı odada olmamalı insan müzik kaynağı ile. bi de ortam çok da aydınlık olmamalı dinlerken, kısmi bi aydınlatıcı tavsiye ediyoruz. evet, bu şartlarda etkileyicili artıyor diye düşünüyoruz. hepimiz. miz..

not: ışık sarı olacak ama illâ. evet illâ, şapkalı olanından.