benim için çok ayrı bir yeri vardı. rahmetli olduğunu öğrendiğimde çok üzüldüm. o benim sadece hemşerim değildi, dedemi hiç göremedim ben, dedem diye onu bilirdim. öz dedem gibi de severdim. babam sürekli hayat hikayesini anlatırdı. her ne kadar küçüklüğümde gitsem de iyi hatırlarım; onu da ailesini de kilis de çok severler. akrabalarıyla birlikte yaşardı. her zaman herkesin bir arada olmasını isterdi. bir insan ona verilen süre içinde, dünyaya neler katmışsa o kadar insandır. o, bir insanın yaşadığı süresince, yaşadığı dünyaya neler katabileceğinin bir kanıtı. nur içinde yat büyük usta. hayatıma kattığın o kadar çok şey var ki... allah senden razı olsun. ben hakkımı helal ettim sende et...
sen severdin bu türküyü...
tiyatronun duayenlerinden biridir. sevilesi bir adamındır. sanat adına bir çok başarılı iş yapmıştır ancak kişiliği ile de unutulmayacak insanlardandır.
ilk olarak 25 yıl önce çevre tiyatrosunda karşıma palyaço kılığında, sonraları cibali karakolu'nda polis rolünde, numune hastanesinde basurlu hasta olarak çıkmıştı. çok küfür ederdi rahmetli, "elektrik bizim köye girmeden önce benim götüme girdi" cümlesi üstadın en güldüğüm sahnesiydi. sayesinde göz yaşıyla gülmeyi gördük. inşallah allah ta onu güldürsün, mekanı cennet olsun.
bir tiyatro oyununu canlı izlemiş biri olarak kendimi şanslı sayıyorum. hiç izleyemecek olanlar çok şey kaçıracak. sözlüğe baktım da pek entry girilmemiş daha ölmeden unutulmuş gibi.
allah rahmet eylesin beni güldürmeyi başarmış değerli insan.
kendi dönemim için konuşayım biz 90 kuşağına gülmeyi öğretentv den izleyerek de olsa tiyatroyu sevdiren iki adamdan biriydin(diğerinde elbette Kemal Sunal).Soff senin bir dakikanı bile kaçırmamak için tüm muzipligimi gösterip yemeğimi ayağıma getirttiğimi bilirim.Her ne kadar bu işten fazla anlamasam da tiyatro adına senden öğrenilmesi gereken birçok şey olduğunu düşünüyorum.Seni lanet medyada defalarca öldüren ahmaklarında gözü aydın.2013 zehrini kusmaya devam ediyor.Ne diyeyim Allah rahmet eylesin.Mekanın cennet olsun büyük usta.
canlı canlı izlediğim ilk tiyatro oyununun yıldızıydı. bundan neredeyse 20 yıl önce, konya'ya gelmişti. sağ olsun, ana babam götürmüştü. o gün hayran kalmıştım. ufacık adam sahnede devleşiyordu. sonrasında hakkında çok şey okudum, izledim. o gün gördüğüm şeyin aslında buzdağının tepesi olduğunu anladım.
en azından türkiye'nin bölündüğünü, başbakanın teröristlerin ayağına gittiği görmeden gittiler; bu bedenlerine sığmayacak kadar büyük, yüce, güzel adamlar. onlarsız türk tiyatrosu ne yapacak?