Necip fazıl'a sağcı demek Mozart'a taverna sanatçısı demek kadar saçmadır.
Aynı şekilde islamcı da değildir.
Necip Fazıl ideologdur. Sağla solla, şunla bunla bir nisbet ilişkisi yoktur.
Bu kaypak türk solunun onu ademe mahkum edemediği zamanlarda sığ ve zavallı sağa mahkum etme çabasıdır.
Pek tabii ki siyasi hamlelerini sağ kitle üzerine; en azından mukaddesatçı gençlikte şekillendirmiştir.
Bugün Erdoğan'dan Öcalan'a, aşağı yukarı Türkiye siyasetinin bütün isimleri mutlaka necip Fazıl'la irtibat kurmuşlardır.
Ha nisbet meselesi başka şeydir. Anlayış meselesi ayrı şeydir.
Sokrat'ın yanında başka adam mı yoktu da işler eflatun'a kaldı? Neyse...
Bohemliğine gelince, bu devre gençlik yıllarında başlar ve 28-29 yıllarında zirveye ulaşır ve sona erer. Bohem dönemi müthiş bir gençlik romanı tadında geçiyor.
Fakat üretken değil... o dönem elinde Neredeyse kaldırımlar ve Eşref şefik'in hakkında söylediği "bir piç kadar zeki!" imajından başka bir şey yok.
Bunlar devre devre kendisinin bahsettiği şeyler.
Umarım bir gün bu içi bomboş, okumamış, okuduğunu anlamayan, anladığını da şeytanlığından anlamazdan gelen, cahil, nalet, çirkef, şirret ve uyuzhane kaçkını muhaliflerdense haysiyetli, birikimli ve komplekssiz insanlarla karşı karşıya geliriz de seviye belli bir yere yükselir, insan olabilmenin kıvancını yaşarız.
Bu arada bu yağmur şiirini, o dönem içinde olduğu buhranla insanların ona verdiği ezadan kaçtığı Trabzon'da sürekli yağan yağmurlardan esinlenip yazmıştır.
Efendim birisi buna hayran kalmış ve demiş ki "siz Fransa'da olmalıydınız".
iyi de bu tip zaten Fransa'daydı. Okusun diye burs verilerek gönderilmişti. Maarif müfettişleri bunun okumadığını, bursunu batakhanelerde yediğini tespit edince, bursunu kesmişlerdi.
Yani sadece örtülü ödenek değil, burs faresidir de aynı zamanda...
Okuduğunu da anlamayacak kadar beyin yoksunu olursa insan böyle olur. Ya bir insan okuduğu şeyi nasıl anlamaz?
Nasıl? Nasıl olur aq?
Ha bak şöyle de olmuş olabilir, yazının başında kendisine doğru kaydığımı gören masum köylü, yazıyı bitiremeden saç baş yolmaya başlayıp gazabımdan Google'a sığınmış.
siz gerçek gerçek misiniz? Yoksa bot musunuz anlamdım gitti...
Gerçekseniz köyünüze dönün, lütfen...
Neyse, kendisi şu muhteşem dizelerin de sahibidir:
Ne azap ne sitem bu yalnızlıktan,
Kime ne, aşılmaz duvar bendedir.
Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
Sanırım gittiği yer bendedir.
yazısında okuduğunuz üzere iktidar neyse onu destekleyen bir karakteri olduğunu anlamışsınızdır.
Öncesinde CHP' den de ödenek alması onun durumunun en net örneği olabilir. Ödeneklerinin amacının kumar olduğu iddiası ise hala yalanlanamamıştır.
Evet yazar arkadaşım ben belgeler sundum, Ancak ne sana ne savunduğun şeye cahilce gibi bir yakıştırma yapmadım.
şu kadar zaman geçti halen kahve muhabbetinden başka hiçbir şey yok kimsenin elinde.
magazin forever!
Adam Necip Fazıl hakkında hiçbir şey bilmiyor ve "kim güçlüyse ona şiirler yazıyordu"!
Bari cahilsin, sus da rezil etme kendini.
Sen yetenek avcısı mısın? Otorite misin?
Sen kimsin!
Yeteneğine yazık etmişmişmiş... Kendisinin en ayar olduğu muhabbet budur.
Evet "bir adam yaratmak" oyunundan sonra bir batılı ona şöyle der:
Dostum senin şu anda Fransa'da olman lazımdı!
Muhsin Ertuğrul oyununu hasta olmamasına rağmen 38.5 derece ateşle oynar, millet hastanelik olur. Ayılanlar bayılanlar...
Bu minicik bir anektod.
sizin bu abarta abarta bitiremediğiniz meseleleri kendisi zaten sıfır kompleks haliyle olduğu gibi, kimse sormadan kimseye de hesap vermek zorunda olmadan zaten anlatıyor.
Karakteri ile yeteneğine yazık eden şair. Dönemin başkanı kim ise bu şair ona yaranmaya çalışıyor. Ama şiirlerini karakterinden bağımsız olarak incelersek gerçekten güzel olduğunu görürüz. Okumaktan zevk aldığım bir şairdir. Ancak birçok kişi * karakteri onunla uyuşmadığı için şiirlerini objektiflikten uzak değerlendirir.
not: Ben AKP' li veya ümmetçi değilim, sadece nesnel yaklaşmaya çalışıyorum.