nil karaibrahimgil'in talihsiz açıklaması. Açıkcası böyle bir denyoluğun nil fm'den gelmesi beni, tıpkı bu kadının ülkemizde yazdığı birbirinden muhteşem(!) şarkılarla yakaladığı başarının şaşırtmaması gibi, hiç şaşırtmadı. sıçıyorsa sebebi çoktur:
30yaşına gelip hala çocuk taklidi yapan bi kadının hangi nesilden bahsettiğini tam olarak anlayamadım ben zaten. çırptın çırptın karıştırdın kendini onla yarıştırdın sen en iyisi kendini kekle yatıştır nil.
hoşt küpek. yok kek yaptım, tek taş aldım, y.r.k yedim aklım gitti gibi saçmalıklarla (bkz: sanatçı)olunursa (bkz: bozkırın tezenesi)köpeklerin (afedersiniz) maskarası olur. suç o kadında değil bizde.
dipnot: bak şimdi gerçekten sinirlendim. boğaziçi ni bitirmiş hay seni okutan hocanın... yahu ben sana boğaziçi ni kazanamazsın, bitiremezsin demedimki sana sanatçı diyenin a.ına koyayım dedim.
şimdi bu yalan bi haberin başlığıysa diyecek bişey yok. yani yalansa hakkında tüm söyledilklerim götüme kaçabilir. ama doğruysa haberi yapan gazeteyle alakası yok. ne demeç ne röportaj. bir tv kanalında ali atıf bir'in programında yapılan açıklamaymış.
açıklamanın detayına bakıyoruz. "ama olay nedeniyle sayemde neşet ertaş tanındı. genç nesilden onu tanımayanlar vardı..." bir kere sözlerime başlamadan önce şunu belirtmek isterim neşet ertaş'ı senle tanıyan neslin ben ta amına koyyim. akabinde cümleyi grafik üzerinde incelersek "sayemde" kısmıyla görüyoruz ki malum kişinin malum organının tavan yaptığı yerdir tam da burası. aynı zamanda biz ziyaretçiler için asıl rahatsız olunması gereken yeri işaret eder. sayemde ne lan. yok bu sefer kesin dövücem. valla dövücem.
okuduktan sonra inşallah nil dememiştir diye temennide bulunulan sonrasında sahibinin nil olduğunu öğrenildiğinde yapma bunu yapma bunu diye düşündüren boş söz.
sayesinde tanınmamış ama sayesinde gündeme gelmiştir.
bu olay olmasaydı neşet ertaş sol frame'e kim bilir ne zaman gelirdi.
bu hep var. bir olay olur. dominant taraf belirlenir. sen de daha önce yazılanları okuyup nabza göre şerbet verirsin.
afedersiniz ama ben bu sözlükteki "mal nil salak nil biz neşet ertaş'ı biliyoduk zaten sen önce git düzgün şarkı sözü yaz böööeeeğeğeğeğ" ana fikirli entry girenlerin hepsinin, neşet ertaş'ı tanıdıgını (adını bilmeyi kastetmiyoruz burada) düşünmüyorum. büyük kısmının bilgisayarında ya da mp3 çalarında adamın şarkısının bile oldugunu zannetmiyorum
hatta nil'e salak diyenlerin önce diğer pop şarkıcılarına bakıp kendilerini bir daha sorgulamalarını isterim. bu ülkede (bu ülkede de nası bi klişedir lan) çocuk ruhlu ya da farklı olmak salaklık olarak kabul ediliyorsa, ve nil'e salak diyenlerin bir kısmı üniversiteyi bile kazanamayan güruhtansa - ve ve ve bunu boğaziçi mezunu birine söylüyorlarsa susup otursunlar. 370 puan kolaysa sen de yapsaydın hocu, biz mi tuttuk..
ha, magazinimizin ne bok oldugunu bilmeyenler takılsın aynen; ama bire bin kattıklarını 10 yaş üstü herkesin bildiğini düşünüyorum. zeka yaşına hiç girmiyorum, öptüm kib bye.
nil fanı değilim.
neşet ertaş fanı da değilim.
ikisine karşı nötrüm, nötr olmadıgım tek şey, sözlükteki çoğunlukla gazı alıp bilip bilmeden onu bunu eleştirenler. arkadaşım nil onu söylerken sen orda mıydın ? duydun mu "höh höh höh ben süperim neşet kimmiş" dediğini falan ? dediyse o onun ayıbı, ama bırakın kolektif artistik ahkamlar kesmeyi.
işte anadolu bilgesinin (düşünün aptalı bu, kendi deyimi ile) cevabı, en ufak kibir barındırmıyor, "tanımak zorunda degil, gözlerinden öperim".
not: neşet usta "aptal" sözünü toplumdaki manası ile kullanıyor, bir nevi kendisini övülmesinden rahatsızlığını bildiriyor, ben diyor toplumun en küçümsenen insanıyım tevazuu gösteriyor, bazı yazar kardeşlerim "abdal" kelimesi ile karıştırıyorlar, abdal, kendisini allah a teslim eden anlamındadır.
neşet ertaşın babası koca ozan muharrem usta bile sanmam böyle bir şey desin. oğluna verdiği en büyük şey genetik yetenek ve çocukken eline tutuşturduğu cura da olsa bunu diyemezdi eminim.
nil'in de tam olarak böyle söylediğini düşünmüyorum. ama cımbızsız kadın olmadığı gibi söyleşiden kelimeyi cımbızla çekivermeyen magazin de olamaz. bi şekilde o cümleyi başını ve sonunu atarak öne çıkarmışlardır.
neşet ertaş, barış olmasını dilediği bir dünyaya söylüyor hep türkülerini. "silahlar patlamasın, atomlar atılmasın" diyor türküsünün birinde. e öyleyse böyle şimdi nile, başka bir gün başkasına bu denli yüklenmek ne derece doğru?
belki sadece şunu demeli yine neşetten, "yolcu"yu hatırlamalı:
"garip bülbül gibi feryad ederiz
cehalet elinde küsmü kederiz
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
dünya senin vataninmi yurdun mu"
kendiside ünlü reklamcı (bkz: serdar erener) sayesinde tanındı demek bu işler böyle yürüyor mantığı ile şaçmalamış şarkıcı kişi. sen daha agu derken neşet ertaş türküşerini söylüyordu bu memlekette haberin var mı?.
nil kara... isimli varlığın popüler esra-ceyda kardeşlerin yerini doldurma çabasıdır.
be yavrum seni kim tanıyorki iki aklı havada gençten başka yazık çook yazık...
önce ki söyleminde hatunu sevdiğimden ve seksi bulduğumdan ve dahası ileride birgün belki bir ihtimal birlikte olabilme olasılığını düşündüğümden savunmuştum ve, "ne var bunda?" demiş idim lakin bu defa cidden sıçmış vaziyette bu gafından dolayı ''verse'' bile yinede savunacak adam bulabilmesi gayet zordur... nil'e acıyan insanın çoğalması an meselesidir bu açıklamasından sonra... en özet şekilde açıklamak gerekirse;
orjinali budur lakin burada ki gafıyla nil ablamız cafer'in o müthiş hızını an itibariyle geçmiş olup gunnies rekorlar kitabına girmeye hak kazanmıştır... yeri uyarlama şu şekilde olur;