bugün

yıllardır süregelen anlamsız kıyaslama zira 100 metre engelli koşan atlet değil ki bunlar, edebiyatçı.
her ikisininde tamamen zıt görüşleri olduğundan kişiler görüşlerine göre birini kötüleyip diğerini yüceltmeye çalışmakta.
edebi yönden ise bu iki edebiyatçının şiirlerini kıyaslamak gülünçtür, nazım hikmet hiçbir şiirinde necip fazıl gibi bir kelime sihirbazı olamamıştır, bu aşikardır.
anlamsız bir kıyaslama. edebiyattaki başarı siyasal görüşler olarak ele alınamaz . kifayetsiz bir kıyaslamadır bu. ki necip fazıl hiçbir zaman vatan sevgisini, halk sevgisini nazım hikmet kadar iyi anlatamamıştır.
nazım hikmet kalemi çok güçlü, duygularını ve vatan sevgisini çok güzel ifade eden ama düşündügü gibi yaşamadıgını yada yaşadıgı gibi düşünmedigini düşünmekteyim.

milliyet'e önemli degil diyen biri nasıl olurda rusya'ya kaçınca "versanski" soyadını alır? nazım hikmet'in karısını dünyada herşeyden çok sevdigini söyleyip, sürekli aldattıgını yazacak kadar çelişkili bir yapısı vardır.

necip fazıl ise düşünceleri daha çok islami rüzgarlarla yönlendirir. nazım hikmet kadar dili iyi kullanamaz ama hazır cevaplılıkta ve şiirin hakkını vermede nazım hikmet'ten daha üstündür.vatan'ı da nazım hikmet'ten daha çok sevdigini düşünmekteyim..
şairlikleri kıyaslanamaz zira herkes kendi anladığı necip fazıl ı ve nazım hikmet i bilir. aslında kıyasladığı kendi kapasitesiyle algıladığıdır.

bazen durduk yere bir necip fazıl mısrası geliyor aklıma. daha önce defalarca okuduğum mısradaki bir kelimenin kullanılış nedeni aniden zihnimde beliriyor. aynı şiir yazmak gibi. kanımca işin aslı bir şiiri gerçekten anlayabilmekle o şiiri yazabilmek arasında fark yoktur. necip fazıl ve nazım hikmet i kıyaslayanlar da necip fazıl veya nazım hikmet olmalıdırlar ki yaptıkları iş anlamlı olsun.
yazarlarımızın kıyaslamak kesinlikle çok saçmadır diyip ardından kıyaslama yaptıkları kıyaslamadır. *
ikisinin de arasında geçen ilginç bir olay olan edebiyat adamlarıdır. Necip fazıl hapishaneden çıktıktan sonra Nazım Hikmet ile olan görüşmesinde Nazım Hikmet(Necip Fazıl'a bakıp) espri yaparak ''Ayıya dönmüşsün'' der ve güler, Necip Fazıl ise arkasını Nazım'a döner * Umarım bu edebiyat adamları edebiyat işini sırf siyasetten ibaret sanan insanlara yaşadıkları bu olayla doğru bir ders vermiştir.
(bkz: nazim hikmet e ilk ve son hitap)*
(#1423797)
(bkz: he he öle)
bir kaç şiiri hariç nazım hikmet okumadım, bu sebeple hakkında yorum yapabilecek bir durumda değilim.

yalnızca şunu söyleyebilirim. aynı duyguları, umutları, beklentileri anlatan iki şiir var ki, benim açımdan son noktayı koyar.
bu tamamen senin dünya görüşün ile alakalıdır derseniz, doğrudur olabilir. yalnız umudu bile makinelere, motor peşlerine bağlamak yerine, güzel günler görmek gibi bir dert peşinde olmadan çileye talip, gündelik telaşenin sıkıntının ötesine bakabilen, bakıp da sonsuzluktaki ebedi felahı gören, gösteren mısralar edebi açıdan çok daha önemli şeyler ifade etmektedir diye düşünüyorum.

'güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler...'

'yarın elbet bizim, elbet bizimdir. gün doğmuş gün batmış, 'ebet' bizimdir...'
nazım hikmet yaşarken necip fazıl'ın ayarlarıyla harap ve bitap düşmüş, normal insanlar ömürlerinde bir kere ölürken, nazım hikmet her gün defalarca ölümü tatmıştır. yazınsal olarak nazım hikmet, necip fazıl'a yaklaşmak bir yere dursun, samanyolu'nun andromeda galaksisine uzaklığı kadar(2 ışık yılı) dahi yanından geçemez. nazım hikmet ömrünü saçma bir sevda uğruna harcayıp bunu vatan sevdası kisvesi altında yaparken, necip fazıl hidayet ilacını tatmış aynı zamanda vatan ve millet aşkıyla püryan olan kalbinden dökülen eşsiz satırlarla biz takipçilerini diyardan diyara iltica ettirmiştir. nazım için ne devlettir ki, necip fazıl gibi bir üstadla aynı kefeye konulmuş, abes bir kıyasa tabi tutulmuştur. necip fazıl'ı ağır siklet addedecek olursak, nazım himet'i tüy siklet olarak dahi tasavvur edemeyiz. mahallede komşu çocuğundan dayak yiyip evde babasına; ''15 kişilerdi baba, 8'ini indirdim, elimden başka birşey gelmedi'' diyen kandırıkçı, bol keseden sallayıcı, meydanı boş buldumu ahkam kesici sümüklü çocuklardan birisi olarak düşünebiliriz. ''görüp göreceği rahmet en fazla budur!''
her ikisinin de rehberlik ettigi,fikri altyapilarini olusturdugu genclerin su anki durumlarini ayri ayri ele aldigimizda,cok saglikli bir sonuca varabilecegimiz kanisindayim.

(bkz: gun dogmus gun batmis ebed bizimdir)
siyasi fikirlerini baz alirsak al birini vur otekinedir. sadece edebi yonlerini ele alarak ve objektif olarak yaklasirsak, hakkini vermeliyim ki nazim hikmetof yoldas bir adim ondedir. ama sadece 1 adim.
yön ve renkler ile bağdaşmışlar tarafından hep kıyaslanmıştır ;
ikiside türkçeyi kaynatıp yutup içmişlerdir , gel gelelim vatan sevgisine kimse nazımın vatancılıgından sevındırık olma payesınde olmasın ; turk - rus milli takımları oynadığında rusları tutacak kadar ıdeolojısı olan bir insandır. *
birde nfk nın aynasından bakalım ;

`Ne ağır imtihandır başındaki Sakarya
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya.`
rabb im isterse sular büklüm büklüm burulur.
siyaseti entry dışında bırakmak gerekirse necip fazıl'ın edebiyattaki ustalığı değil nazım hikmet ile hiç bir şair ile kıyaslanamaz. eğer bir kişiye şairlerin sultanı deniliyorsa bunun tartışmasının yapılmaması gerekir. ama şu da bir gerçektir ki her ikiside ülkede yaşadıkları sürece belirli kesimlerin siyasi simgeleri olmuşturlar. ama nazım hikmet son yıllarda özellikle meydanı boş bulan ve seksen öncesi solcuları diye hitap ettiğim kesimler tarafından çok fazla abartılmaktadır. doğrudur, gereksiz bir şekilde vatandaşlıktan çıkarılmıştır. ama anlatıldığı gibi gurbet de o kadar da acı çekmemiştir nazım. zira kendisi istemişti gitmeyi rusya'ya. ama can dündar'ın dediği gibi rusya da hiç bir şey nazım'ın düşündüğü gibi değildi. yıllar geçti efendim üzerinden. o dönemin hırçın, devrimci, asi şairi nazım hikmet artık o kimliklerden sıyrılmış vatan aşkıyla yanıp tutuşan, hasret çeken biri olarak gösterilmeye çalışılmıştı bize. efendiler doğrudur vatan sevgisi mutlaka vardır içinde ve bu sevgi ister istemez şiirlerine de yansımıştır. fakat şunu da unutmamak gerekir biz ne vatan sevgisini, ne de milliyetçiliği nazım hikmet'den öğrenecek değiliz. biz ondan şiirler okumak, isterdik hep. eğer nazım siyasetin bu kadar içinde olmasaydı şimdi ki kadar populer olur muydu sizce? ama konu edebiyat ise eğer her ikisi de boş değildir. ama necip fazıl nazım'ın çok adım önündedir.
farklı şekillerde şiir yazan iki usta şairin edebi olarak karşlaştırılması abestir. şiirlerindeki ölçü, kafiye, değindikleri duygular tamamen farklıdır. ikisi de oldukça iyi şairdir okumak lâzım.
ikisi de modern türk şiirinin usta şairleri olarak tarihe geçmişlerdir. Birbirleriyle karşılaştırıldıklarında karşılaştırmayı yapanlar genellikle yanlış referans noktaları seçmişlerdir kendilerine. Karşılaştırmanın merkezinde hep ideolojik yaklaşımlar vardır. Bir gerçek var ki muhafazakar bir yaşam ve düşünce tarzına yönelen Necip Fazıl'ın şiiri, Nazım Hikmet'inkine göre Batı şiirine daha yakındır. Şiir geleneğinden ustaca ve çokça yararlanan Nazım hikmet olmuştur. Bir yanıyla Halk şiiri diğer yanıyla divan şiiri. Bu biçimsel bir yöneliş değildir elbette. Ancak söyleyişteki tarz gelenekten gelir. Yaşamın ve edebiyata yansıma şeklinin çelişkisi gibi bir şey bu.
Bunlardan birini diğerine üstün tutmak edebi değil siyasi bir değerlendirmenin sonucu olacaktır kısaca. Hele hele Nazım Hikmet'i Necip fazıl'ın yanından geçemeyecek kadar yetersiz görmek edebi bir cehalete denk düşer. Tanpınar onun için: "dil makinesini kuran adamdır." demişti. Hatırlayalım.
ikiside kelimelerin yetersiz kaldığı $airlerdir.
Aşk'ı en güzel anlatan şairlerdendir ikiside
tek fark;
birisi ilahi aşkı
birisi beşeri aşkı
anlatmıştır.**
ikisi de , kimilerinin çok mortal kombat oynamasından mıdır nedir "vs" türkçede sidik yarışı olmazsa olmaz sendromundan muzdariptir..
kıyaslanmalarını hala daha anlayamadım ve abes bulduğum karşılaştırma. bu iki kimse ideolojilerinden ayrı bir şkeilde düşünüldüğünde ikisi de pek güzel aşk şiirleri yazmıştır, en büyük ortak noktaları budur. fakat illa bir karşılaştırma isteniyorsa, necip fazıl asla nazım hikmet kadar halk sevgisini yalın anlatamamıştır şiirlerinde ve bu bence bir kayıp. diğer bir yandan nazım hikmet'te "Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan
beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan..." gibi içi anlamlarla dolu olmasına rağmen insanın kafasına dank ettiren dizeler yazamamıştır. birbirlerinden tamamen farklı olarak düşündüğüm bu iki şairi kıyaslamak işte ancak bu kadar olabiliyor. sığ, yüzeysel ve düz.

her ikisi de düşüncelerinde saklılar ve şiir anlayışları buna göre düzenlenmiş şairler. birbirlerinden bu tarz farklılık içermeleri elbette bir takım öne çıkan özellikler ortaya koyacaktır; fakat böyle bir şeyin olması dahi ikisinin saygınlıklarını yitireceği anlamına gelmez, gelemez.
#1370031 nolu entry yi yazan arkadaş.. bu entryi yazdığı ana kadar sakarya türküsünü okumamışsa eğer -bilgi sahibi olmadan yargı sahibi olmakla- okuduğu halde yazmışsa delilikle suçlanabilir.

(bkz: necip fazılın vatan sevgisini nazım kadar yansıtamadığını düşünmek)

(bkz: densizlik)
(bkz: ekşi sözlük vs uludağ sözlük)
başlıktaki "vs" kelimesiyle anlamsızlığını yeterince ortaya koyan karşılaştırma.*
yarıştırılan iki şair. oof of!
(bkz: ask/#62647)
bunu yazabilen kişi tabiki aşmıştır , kimi kimle kıyaslıyoruz hanımlar beyler!