Canım çok sıkkın. Bugün güzel birsey oldu ama ben gidemedim. Sadece çiçek yolladım. Kimse de geri aramadi. Umarım çiçekleri ve notu çöpe atmamislardir.
Toplu taşımadayım. Canım yanıyor, çok belli olmasın diye gözlüğümü taktım, arada gözlüğümün altına peçete ucu sokup gözyaşlarımı siliyorum, arkadaki benden peçete istiyor. Valla ünlü cenazesine gitmiyorum, yazarken farkettim dışardan bakınca gerçekten de trajikomik durumlar içerisindeyim.
Kötü hissediyorum aslında ama kimseye bunu belli etmiyorum. Bugün aslında o kalabalıklar içindeki yalnızlık sendromunu anladım, çok hissettim. Kimseye ne ilişkimdeki problemleri ne ailemdeki ne içsel sıkıntılarımı anlatıyorum ben. Her şeyim ortada herkes biliyor gibi olsa da aslında kimse ölmeyi ne kadar istediğimi bilmiyor mesela. Nervionun gerçekten yarattığı bir persona var ve gün içinde onu oynuyor ya. Neyse işte yine düşünmemek için bu saate kadar o yatağa yatmadım. Şimdi geldim yine maske çıktı yüzleştim kendimle.
iyi ki sözlük var. Benim için maskesiz olduğum tek yer. Yazmak zaten benim için en iyi terapi. Emeği geçen herkese tşk…
Son derste apar topar kaçarken bir anda Instagram hesabımı istedi.
Hassiktir dedim içimden.
Demin de yarın ders var mı bahanesiyle yazdı.
Biliyor olmadığını oysa.
Eyvah dedim olum ya.
Şimdi de bir şeyler içelim eğer senin için mahsuru yoksa dedi.
işlerim şu sıra çok yoğun.
Müsait zamanımda sana yazsam olur mu diye yanıtladım.
Umarım unutur.
Kısacası neyi istemiyorsam peşimden geliyor, istediğim şeyler de benden uzaklaşıyor.
ve ben bu histen çok yoruldum.