namaza başlamak...birine "namaza başla" demek... namaz ömrümüzün herhangi bir döneminde başlanılacak bir şey değildir. namaz bizatihi ömrümüzün her gününde 5 vakit bizimledir. namaza başlamak dediğimizde onu her an erteleyebiliriz, nasılsa memleketimizde ortalama yaş 70 i buluyor. 60 da falan başlarız. namaz bir müslümanın ömrünün bir dönemini ayırarak, diğer bir yönünde onu ihmal ederek yapması gereken bir ibadet değildir.
birine de tavsiye verirken "namaza başla" değil, "namazını kıl" denmelidir. çünkü muhakkak ki mükellef olduğumuz bir namaz vakti içindeyizdir ve o namazı kaçırırsak farzı ayn ı yerine getirmemiş oluruz. "namazını kıl" sözü muhattaba daha bir çarpıcı gelmektedir. "ömür geçiyor, zaman geçiyor, namaz vakti geçiyor, kalk ve namazını kıl. pişmanlık yaşama" demek "namaza başla" demekten bin kat daha uyarıcıdır.
unutmayalım ki başlanan şey bir gün biter, namazı bir bütün olarak değil vakit vakit ele alır. tüm vakit namazlarının münferit bir kişiliğinin olduğunu aklımıza getirirsek yani tekleştirirsek şuurumuz kapanmayacaktır.
hayata tutunma sebebidir. rabbinizin davetine icabet etmektir. üzerinden o yükün kalktığını hissetmektir. hayatta ilk defa boş olmayan bir şey için ağladığını hissetmektir. kendini değerli bulmaktır. çünkü gerçekten değerli bir iş yapmaktır. zoru başarmaktır namaza başlamak. fakat daha zoru onu devam ettrebilmektir. ahirete inanmaktır. ve fakat şeytan akıllara getirse de ya yoksa ya boşsa tüm bunlar diye. ya varsa sorusunu hiç aklından çıkarmamaktır. inanmaktır, teslim olmaktır. ve akabinde bu huzuru tattığı için hep şükretmektir. ihlaslı namazlar dilemektir rabbinden.
başlayınca devamı geldiği gibi bırakınca da devamı gelir. Bırakılmaması gerekir. Günde 5kez alnı yere değen,hesap veren adam haliyle doğru icraatlerde bulunacaktır bi zahmet. Zaten de namaz dinin direğidir.
- hacı naber ya? (söyleyen 50 yaşında adam)
- iyi senden?
- iyiyim bende.
- nereye böyle?
- camiye.
- doğru ya sen hidayete ermiştin (sonra gülerek ayrılırlar)
sigarayı bırakmak gibi zor gelmişti namaza başlamak benim için, hayatımda büyük değişiklik olacaktı zira, ama başlamadan olmayacaktı, yani namazsız cennet çok mümkün görünmüyordu, ve ertele ertele nereye kadar, ne zamana kadar?
sonra bediüzzamanın "farzları yapan, kebairi* terk eden bu devirde kurtulmuştur, inşallah" dediğini okudum, bir gayret geldi, o gündür firesiz devam, verdiği huzuru tarif edemem elbette, benim için budur namaza başlamak.
namaz sadece kılınıp savılmak için ifa edilmez. "namazımı kılar cukkama bakarım." diyemezsin. içinizde hissetmeniz içselleştirmeniz gerekir ki günümüz yobaz poserlarının başaramadıkları bir şeydir bu.
din kurallarını ramazan aylarında hatırlayanların, ramazan ayı başında büyük bir huşu ile başlayıp, ortasına doğru biraz sersemledikleri, ramazanın sonuna gelince de derin bir oh çekip, gelecek yıla havale ettikleri eylemdir.
kim ne derse desin. kim ne düşünürse düşünsün. * bu dünyada yapılabilecek en gerçek şeydir. şu anlamsız hayata en fazla anlam katan ölümden sonra, en fazla anlam katan 2. ameldir.
kimileri şöyle der, "ya abi benim ortamım var, içkim var filan, karı kız var.. bunlarla olmaz.. biraz daha büyüyünce.."
1- biraz daha büyümenin garantisi var mı?
2- bu dediklerinle evet namaz yürümez.. ama namaz burada kenara atılması gereken değildir. burada kenara atılması gereken şey seni namazdan alıkoyduğunu düşündüğün şeyler.. her ne ise artık..
ama insan bu alıkoyan şeyleri bırakamasa da başlamalı. çünkü bir şart yok.
(bkz: hiç yoktan iyidir)
insan bir gecede, iman sahibi olmaz.Kişi kendini inançlı zanneder, ama sonra beklenmedik bir iş gelir başına, tereddüde düşer, yalpalar. Tekrar toparlanır, imanı kuvvetlenir, ardından yine yuvarlanır şüphe çukuruna...Bu böyle devam eder. Belli bir safhaya ulaşıncaya dek bir o yana bir bu yana sallanırız.Kah mümin, kah münkir, kah mütereddir.Kah cennetlik, kah cehennemlik.Ancak böyle ilerleyebiliriz.Her adımla Hakk'a biraz daha yaklaşırız. Şüphe duymadan iman olmaz...