kendimi bir şekilde dahil etmeye çalıştığım ve ne olursa olsun içinden asla çıkmayacağım hayaller alemi.mutluysam daha çoşkulu, üzgünsem daha karamsar yapan ama her şekilde beni besleyen, olgunlaştıran tınılar bütünü.
'Müzik' sözcüğü Yunan mitolojisindeki esin perileri Mousa'lardan gelir. Mousa'ya ait, Mousa'ya yakışır bir sanat anlamındadır. Eski Yunanlılar, müziği her türlü erdemin kökeni sayarlardı. Onlara göre müzik, ruhun eğitimi ve arınması yönünde büyük bir etkendi. Yunan düşünürleri, müziğin ahlak üzerindeki etkilerini açıklamışlar, kişiyi olumlu yönde etkileyen müzikle olumsuz yönde etkileyen müziklerden söz etmişlerdir. Müziğin kullanımı devletin görevleri arasındaydı. Bu dönemde müziğin dinsel ve askeri törenlerle ölüm, hastalık, düğün, hasat, bağ bozumu gibi sosyal ve özel yaşamı tamamen içine alan özel bir yeri vardı. Hatta, "Paignon" adı verilen müzik parçaları dertlere karşı bir avunma, bir ilaç, hastalıklardan kurtulma şarkıları olarak kabul edilirdi.
Roma müziğine ilişkin en eski belge, Romulus'un Cecina'lıları yenmesini kutlayan törenlerde ilahiler okunduğunu anlatan bir yazıttır.
Araştırmalar, Mısır müziğinin ise, M.Ö. 4000 yılına dayanan bir geçmişi olduğunu, M.Ö. 1600'lerde Çin etkilerinin Mısır'a gelerek çalgılarda değişiklik yarattığını ortaya koyuyor.
Eski Türklerde ruh hastalıklarının müzikle tedavi edilebileceğine inanılır ve bu tedavi yöntemlerine çok önem verilirdi. *http://www.webnaturel.com...t_id=4&ayrintiid=1397
ilgi görmesi, kişinin kültür düzeyine bağlı olan sonuç ürün.kişi duyduğu bir melodiden ya da bir söz öbeğinden * haz alır ya da almaz.bunu ben, kişinin sahip olduğu kültür düzeyine bağlamaktayım.kişi, duyduğu şarkıyı, farkında olmadan kendi içinde analiz eder.bu analizi yapan mercii ise kişinin sahip olduğu kültürdür.bu analiz sonucunda, kişi şarkıyı beğenir ya da beğenmez.eğer ki kişi şarkıyı analiz edememiş ise yani buna ehil değil ise şarkıyı beğenmeyecektir.kanımca bu ilişki, kişilerin sahip olduğu tüm zevkler için kullanılabilir.
tuhaf bir şeydir. insandan insana ülkeden ülkeye yaştan yaşa bakıştan bakışa değişir. ama çok güzeldir. herkes farklı tanımlamaya çalışır müziği çünkü herkesin farklı bir müzik anlayışı vardır ki bu da müziği tanımlamayı zorlaştırır. insanı öfkeli, duyarlı, karamsar, iyimser, alçakgönüllü, küstah yapabilir ki yapmalıdır insanı kendinden alıp başka yerlere götürmelidir ki gidersiniz de. bazen gökyüzüne çıkarsınız bazen evin kömürlüğünde saklanırsınız bazen kollarınızı açarsınız bazense kıvrılırsınız.
insanlar farklı amaçlar için dinler müziği ama müzik kendi bildiğini yapar ve hep bi yerlere götürür insanı.
seslerin duygularla dansı... hayatın vazgeçilmezlerinden biri... tüm duyguları bir anda yaşatabilen nadide şey... güldürür, ağlatır, rahatlatır, zıplatır... birine, bir şeye çok kızıldığında müzik dinlemek çok iyi gelir. özellikle de en sevdiğiniz şarkıyı dinleyince sinir minir kalmaz, güneş görmüş kar gibi erirsiniz. yaşasın müzik!