bugün

aşk

np:tony martin - why love;

herkese kendi "film noir" ini yapma imkanı veren dolayısıyla dünya'nın en yaratıcı, herkesin kendine göre tanımlayabileceği, dolayısıyla sonsuza kadar zentrilyonlarca anlamı olacak bir başyapıt. zaman zaman, taşları yerine koyma oyunu. kusursuz sevgi, 100% gaz etkili bir fabrika, "örnekler ile çoğaltılabilir" bir yaşam döngüsü, kafa yapıcı, dağınık, vesaire.

"back where i belong in your arms again
wishing i was back where i belong
in your arms again"

np:guns'n roses - november rain ;

ilk tanışma anı. anlam verememe, idrak kapasitesinin bad sector vermesi. akabinde; cümle kuramama, soğukluk. şaşkınlığa mütakip farkına varma durumu. ilginç, enteresan, yersiz bir kargaşanın nedeni olan aptal nöronların yer değiştirmesi gelir ardından. zoraki durgunluk. salaklık.

"if we could take the time to lay it on the line
i could rest my head just knowin' that you were mine
all mine
so if you want to love me then darlin' don't refrain
or i'll just end up walkin' in the cold november rain"

np:scorpions - fly to the rainbow;

hoşlanma. çarpılma. hala gerçek, inanması zor. eşine az rastlanır bir sıcaklık. gülümsediğinde, için cız etmesi çok güzel. uçuş, analog sentezleyici eşliğinde, gök kuşaklarının üzerindeyim. yağmur yeni yağmış.

"rain in the sky , make the world fly,
into time, beg me your time."

np:queen - rain must fall;

söyleyemiyorum ağzımı açıp iki cümle. "tanıştığıma memnun oldum" un çok ötelerindeyim. otobüsün puslu camına yaslıyorum kafamı. nedeni bilinmez birden gözlerim yaşarıyor. burnum akmış, zerre sikimde değil. yağmur yağsın istiyorum. bir yerlerde yağıyorsa eğer, o insanlar dünyanın en şanslı insanları oluveriyor birden. burada da yağacak, biliyorum.

"life is so exciting
acting so bizzare
your world is so inviting
playing really cool
and looking so mysterious honey
your every day is full of sunshine
but into every life a little rain must fall"

eve gelince de ağzımdan direk şunlar çıkıyor: "kötü oldum ben ya"

moriybund sez.
moriybund diez..