türk sinemasının kilometre taşı büyük usta. birkaç yıldır hastalığıyla savaşıyor. bırakın oyunculuğunu, bu direnişiyle bile kalplere taht kurdu. evinin önünde kendisine moral vermek amacıyla bekleyen sevenlerine selam verebilmek için ayağa kalktığında ancak 3 saniye dayanabilmiş. hababam sınıfı'nda da rol gereği yataklara düşmüştü. şu kaderin cilvesine bak, aynı durum gerçek yaşamda da tekerrür etti. 2003 yılından bu yana dört duvar arasına mahkum. asparagas yapmakta bir beis görmeyen taraflarca yaşamını kaybettiğine dair asılsız lakırdılar dolaşıyor şu sıralarda. ''şili'de kurtularılan madenciler, aslında dublörleri'' deseler şaşırmayacağım.
adını hatırlamadığım ünlü bir filmi vardı. filmde zeynep değirmencioğlu torunuydu. o, öz annesini bulmak uğruna, rol gereği rahmetli olan usta aktörün servetini anne ve babasına bağışlamıştı. bir yavşaklık olduğu için öldü numarasına yattığı ve filmin sonunda sendeleye sendeleye ''ölmedim daha'' diyerek bir gelişi vardı ki türk sinema tarhinin en baba ters köşelerinden birine sahne olmuştu.
twitter ana haber bülteninde (!) öldüğü duyurulmuş dev oyuncu. elaleme eğlence lazım. bok gibi sitelerde, başkalarının üzerinden prim yapılmasın artık. haber şu an sadece rivayettir.
evet... şimdi son gelişmeleri almak için twitter'a bağlanıyoruz.
eğer ölüm haberi yalan ise ki inşaallah öyledir, bunu uyduran orospu evladının yedi sülalesini eşşekler siksin. yeter ulan artık! bırakın şu adamın yakasını...
allah rahmet eylesin, herhalde çok az kişi 7den 70e herkes tarafından bu kadar çok sevilmiş,benimsenmiştir. münir özkul bunların başında geliyor. oynadığı her rolle hafızalara kazınmıştır zaten ama ben kendisini hep şu meşhur tiradıyla hatırlayacağım.