bire bir anlamına bakılacak olunca sığınmacı, sığınan birey manasına gelen mülteci, günümüzde pasaport, vize, ayak bastı harcı gibi işlemlere parası yetmeyerek, ya da kendisini kabul etmeyen bir ülkeye gizlice girme çabasıdır, başka yolu yoktur girmek zorundadır, çünkü kendi yaşadığı yerde sosyo-ekonomik koşullar yüzünden barınamaz olmuştur, kaçıp gitmeyi kurtulmak sanmıştır, ancak kaçtığı savaştan daha büyük olan, kişisel savaşının içine düşebilecek olan insandır.
bir şubat erken sabahında, soğukta hani, kalktığı yatakta bıraktığı sıcaklığına sığındım genç bir kadının, o görmeden.. yüzyıl uyumayı istedim.. dönmese dedim.. hani..
Irkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasal düşüncesi nedeniyle zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkeye dönemeyen veya dönmek istemeyen kişilere denir. Sığınmacı, göçmen gibi kavramlarla karıştırılmamalıdır.
Hukuken Ülkesinde öldürülme, işkence görme, soykırım, hapis vs. Tehdidi altında olduğu için başka bir ülkeye sığınmak zorunda kalan kimse demektir. Türkiyede yaşayan yabancılar hukuken mülteci değil, sığınmacıdır. Avrupanın yaşlı nüfusu ve iş gücü ihtiyacı nedeniyle Ataları zamanında avrupaya işçi olarak yerleşmiş türklerin ise mültecilik kavramının m'siyle ilgisi yoktur.
aidiyet duygusundan mahrum olma halidir bir nevi... daha iç mevzulara girilirse şayet kendinden uzaklaşamama durumudur... ''mülteci kederim moduna kadar içselleşebilecek kaçış...