makul bir göçmen politikası yaratmaktan ziyade, tüm etnik grupları porno stüdyolarında kalın y...raklı zencilere siktirmek için sıraya dizip pornhub ve onlyfans ta pazarlayan yahudi liberalizminin hiçbir geleceği yok. suudi arabistan dan katar a kadar tüm kapitalist ekonomiler %80 e varan ölçülerde mülteci işgali altında, ve yaşlanan nüfuslarıyla batı bloğu da, tıpkı petrodolar zengini körfez tiranlıkları gibi dağılma sürecindedir.
mülteci çöplüğü biraz hafif bir tanım olmuş. doğrusu "insan çöplüğü" olmalıydı.
avrupa'da yaşananları duyup görmektesiniz...
ülkelerin vatandaşlarına verdikleri sosyal güvenlik ve sosyal yardım paketlerini kaynaklarını bu insan çöpleri öyle bir tüketmekte ki; üstelik devlet tarafından uygulanan uyum ve çalışma-istihdam projelerini ret ederek sorumlu ve saygılı her yurttaş-vatandaşın haklarını da kullanarak devlet-sosyal yapı yaşam içinde kendi gettolarını yaratacak adeta sistem içinde bir ur bir virüs gibi yaşam alanlarını her türlü yasa hukuk kültürü yok ederek yaşamaya çalışmaktalar.
üstelik kendilerine yapılan toplum ve devlet yapısında yer etmişl olan her türlü uyum ve bir arada yaşama kültürüne karşı haklar ve özgürlüklere sığınarak karşı da çıkıyorlar.
bakınız avrupa'da "şeriat istiyoruz" miting eylemlere...
bize komik gelen güldüğümüz ama devlet toplum yapısı için aptallığı da aşan bu durum çok büyük tehlikedir.
şöyle örnekleyelim, ülkemize gelen engizisyon mahkemelerinden kaçmış hristiyan mülteci-sığınmacı-kaçaklar adı her ne ise çıkıp istanbul'da kalkıp hristiyan idare-din kanunları olsun diye miting yapsa, faaliyetlerde bulunsa ne dersiniz?
aynı şekilde protestanlık, ortodoksluk, katoliklik vb inancın temellendiği geliştiği ülkelerde-kentlerde o ülkenin yasalarını kanunlarını kültürünü yok sayarak şeriat istiyorum demek aptallık ötesi bir durum.
üstelik seni çağıran gel diyen de o devletler değil.
hatırlayın...
daha yeni oldu, fransa cumhurbaşkanı macron notre-damme kilisesi açılış töreninde kilise içinde fransa cumhurbaşkanı olarak konuşamadı.
macron Yahudilerin 7 Aralık-15 Aralık arasında kutladığı Hanuka Bayramı dolayısıyla, Elysee Sarayı’nda, Fransa Hahambaşı Haim Korsia ile birlikte ilk mumu yakma törenine katılması, laiklik tartışmalarına neden oldu.
bu gibi davranışların devletin laiklik prensibine aykırı olduğu, din ve devletin ayrılmasıyla dini bir propaganda oy çıkar aracı olmasından çıkarılmasına darbe olarak gören çok sert eleştiriler yapıldı.
hatta Fransa Yahudi Konseyi (CRIF) Başkanı Yonathan Arfi de bayramın başkanlık sarayında kutlanmasının “hata” olduğunu ifade etti.
hükümet sözcüleri çıkıp özür dilemek ve yapılan davranışın artan antisemitist harekete karşı yapıldığını belirtmek zorunda kaldı.
böyle bir sistemde kalkıp tamamen toplum devlet kültür dinden ayrı bir inanç kültürü savunup şeriat istiyorum demek aptallık değil mi? adamlar hristiyanlığa karşı böyle tutumdayken senin gibi cahil ve akılsızın müslümanım diye ortaya çıkman ama dinin islamla uzaktan yakından alakası olmayan inancına mı "he ya al şu bölge senin orada şeriat yasalarını uygula, bizim yasalarımızdan bağımsız ol" mu diyecek?
en acı olan da mülteci sığınmacı göçmen vs adına ne derseniz deyin bu cahil insan çöplerinin avrupa'da kalkıp şeriat istiyoruz açıklamalarına eylem ve tutumlarına gizli destek verenlerde kilise ve aşırı sağ kesimler. bazen de haklar özgürlükler diye açık destek veriyorlar.
bu sayede kilise ve aşırı sağ toplumda kendine yer ve kazanımlar elde ediyor, çatışma kültüründen besleniyor.
tüm bu kaos içinde hristiyan müslüman yahudi vb hangi inanç ve inançsızlık içinde olursa olsun samimi dürüst ve yasalara hukuka uyan vatandaşlara olan oluyor.