kişiden kişiye değişen his,duygu. kimi var bir gülüşe mutlu olur, kimisine milyonları** verirsin yine de mutlu olmaz. kendini iyi hissetmek dönemine de denk gelen hadisedir.
sadece bir duygu olduğunu kabul edemeyen bünyeleri aslında mutsuz bir yaşam sürdürdükleri inancına sürükler. Duygu olduğuna ve en nihayetinde gelip geçeceği inancını benimsedikten sonra ya duygusuz eder insanı ya da her bireyin manik-depresif olduğuna. mutluluk istediğinizi yapıyor olmanızdır; yarın sabah uyanmamayı seçerek işe-okula gitmemekte, üzüleceğini bile bile lades demekte odur ancak sadece maskesine rağmen onu tanıyana gülümseyecektir.
işden eve gelmektesinizdir, otobüsde birden sıkıştığınızı* farkedersiniz. trafik vardır ve 1 saatlik yolunuz vardır daha eve varmanıza. 20 dkka boyunca dayanmaya çalışırsınız amadurum dayanılmaz hale gelmeye başlamış
saniyelerin geçmek, yolunda bitmek bilmediği bir keşmekeşin içine düşmüşsünüzdür. ne yapacanızı bilemez haldesinizidir. otobüsden inmeyi düşünürsünüz ama evinize az kalmıştır ve indiğiniz yerde wc bulamama ihtimali de yüksektir. eve kadar sabretmek zorundasınızdır. kalabalık otobüs şartlarında şekilden şek,ile girersiniz, ezilir, büzülür, çaktırmadan sıkıştırmaya çalışıp dayanma gücünüzü arttırıcı eylemler denersiniz. ve sonunda ineceğiniz yere gelmişsinizdir büyük bir sıkıntı içinde ve koşar adımlarla evinizin kapısına gelirsiniz. hedefiniz bellidir... artık son haddededir metabolik durumunuz... bir yumak anahtardan oluşan anahtarlıkda aceleyle kapının anahtarlarını bulmaya çalışırsınız ama bu çok zor bi r seçim haline gelmiştir artık anahtarı bulsanız bile kapı deliğini tutturmakda zorlanır durumdasınızdır aceleden. paçadan akması an meselesidir vücut artıklarının. zor bela kapıyı açar, malum hedefe ulaşır ve kendinizi bırakırsınız yaa;
işte, o andaki hissettiğiniz şey MUTLULUKTUR...
zülfü livaneli'nin bu sıralar çekimleri gerçekleşen film versiyonunu marta ayı gibi vizyonda göreceğimiz eseri. özgü namal ve haluk bilginer oynuyor. marmaris'te çekiliyor.
--spoiler--
toplumun kendilerine yukledigi butun onyargıları ahmakca tasıdıkları bir deve donemleri vardır, sonra aslan donemi gelir; onyargılara karsı aslan gibi savasırlar ama birde bazılarının gecebildigi cocukluk asaması vardır. en ust asamadır bu. hayata bir cocuk safiyetiyle bakmak ve oyun oynamak; her turlu etkiye acık hale gelmek. yitirilen safiyeti tekrar bulmak.
--spoiler--
zulfu livanelinin sinemaya uyarlanan romanının adı. kitapta uc ana karakter bulunmakta. rastlantılar, hayat felsefesi ve tore cinayetleri ile ilintili konusu var. ozellikle meryem karakteri okuyanı dusunmeye sevk ediyor. salt caresizlik oldukca etkin anlatılmıs. anlatım dili basit ve akıcı. kurgu surkleyici. *
hormonal bir olaydır, kana karışan mutluluk hormonu vücuda bi gevşeme ve beyne hafif sarhoşumsu bir hissiyat verir. mutlu olmak çok kolaydır aslında ama kişilerin ruhuna karışan mazoşizm onları kendi içsellikleriyle çatıştırarak mutlu olmaktan alıkoyar. bunun mantıklı bi açıklaması olamaz tabi ama buradan mutluluk dışındaki hissiyatların da (mesela üzüntü gibi) insan ruhunun ihtiyaç duyduğu şeyler olduğu sonucu çıkarılabilir. zaten mutsuzluğu tatmadan mutluluğun kıymeti çok bariz bi şekilde anlaşılamaz.