sevdiceğinizin size bakarken suratında ve gözlerinde gördüğünüz gülümsemedir mutluluk. siz de ona gülümsersiniz. kalabalık bir ortamda paylaştığınızdır. **
otobüs durağında otururken siz, önünüzden geçen, bir eliyle anneannesinin elinden tutup diğeriyle de kırakerini yiyen küçük kız çocuğuna sevgi dolu gözlerle baktığınızda onun da size bakıp o güzel yüzündeki gülleri açtırmasıyla içinize yerleşen duygudur.
çok etkileyici olan filmdir... talat bulut'un oyunculuğunu yargılayacak düzeyde değiliz ancak, çok yapmacık oynamış, çok kültürlü biri gibi gösterilmesi amacıyla yapmacıklaştırıldıysa da bu abdullah oğuz'un bana göre hatasıdır... cemal'in birayı twist off kapağı çevirip açmayıp, açacak istemesi ve irfan karakterinin şişenin açılışını göstermesi daha etkili olurdu... günümüzde şehirde yaşayan insanların bile pekçoğunun bilmediği bir kapağın açılma tarzını, doğunun ücra yerlerinden birinde yaşayan birinin bilmesi tuhaf görünmekte -bu arada kimeyi aşağılamıyorum, sadece daha etkili olabilecek bir sahneden bahsediyorum- türk filmi olarak çok iyi... özellikle özgü namal her şeyiyle mükemmel oynamış...
-baştan sona özgü namaldikkatle izlenip az mimikle çok şey ifade edilebildiği her sahnede tekrar anlaşılabilir.
-film çok doğa görüntüsüyle süslenmiş. bir ara belgesel mi izliyorum dedim kendi kendime ama gördüğüm her karede kendimi hayal ettim. huzurlu görüntülerdi.
-filmin asıl takdir edilmesi gereken oyuncusu murat han dır. yıllarca amerikada yaşayıp oyunculuk eğitimi almasına rağmen yüzlerce meridyen doğuya gidip oraların konuşmasına adapte olması takdire şayan. oray eğin bence biraz bakıp örnek almalı. demek ki amerikada yaşamak hamburgerle birlikte r yutmayı gerektirmiyormuş.
uzun süredir ortalarda görünmeyen duygu.
sebep yok mutsuzluk için ama bir türlü elde edilemiyor mutluluk. öğrendiklerimiz farklı, yaşadıklarımız farklı. ya doğrular değişti ya da bize yanlışları öğrettiler. çapkınlık, marka giyinmek, saatlerce müzikte dans etmek, düşünmekten kaçınmak, kısacası sığ yaşamak ve tüketmek. piyasa olmakla özdeş populariten, kaypak biriysen değerlisin ve altında a3'ün varsa daha çekicisin. bu koca şehirdeyken sen de, ben de kaptırıyoruz kendimizi ama böyle değil ya.. böyle değil demi gerçekten? bu yüzden mi sebepsiz mutsuzluklarımız? kronik depresif halimiz, yersiz yere attığımız kahkahalar ve ilgisiz bir anda gözlerimizden akan yaşlar bundan mi?
sinemadayken sanki bir ömür geçirmişsiniz gibi hissetmenize yol açan, "işte budur" dedirten film. zira birebir yaşıyorsunuz acıyı, kızgınlıgı, sevgiyi, eglenceyi.
--spoiler--
teknede cemal'in (bkz: murat han) sarhoş olup yere düştügü sahne ve yüzündeki gülümseme pek bir akıllarda kalıcıdır.
--spoiler-- ya da akılda kalan yeni keşif aktörün hepten kendisidir.
filmde işlenilen konular ise çok gerçekçidir. güneydoğu anadolu bölgesi'ndeki o yok oluş süreci, cinsel istismar, ensest, terör sorunu, kimlik çatışmaları, insanların arayışı olan huzur ve kişinin içsel yolculuğu... taş gibi bir film.
insanlık namına g.tünü yırtan amerikan sinemasına mastürbasyon çektirecek bir çalışma. amerikalılara, bir kaç gün önce izlediğimiz başka bir film olan 300'ünüzü alın da g.tünüze sokun" dedirtecek cinsten bir abdullah oğuz ağıtı.
bu arada unutmadan, çok özlemişim talat bulut gibi güzel bir oyuncuyu beyaz perdede görmeyi. kendilerini tekrar gördüğümüze sevindik. cemal rolündeki murat han isimli genç adam ise gayet başarılı.
kısa keseceğim; son olarakta o ne muhteşem görüntülerdir öyle. ve, ne muhteşem bir müzik.
ılk fırsatta ızledıgım, anlatımı bıraz eksık kalmıs, benı yarı yolda kalmısım gıbı hıssettıren fılmdır. tasları tam oturtamamıs, akılda bır dolu soru bırakmıstır. sankı devam fılmı gelecek gıbı bıtmıstır.
bir türk yapımının bu kadar başarılı görüntülere sahip olmasını hayretle karşılamamıza sebebiyet vermiş,aynı zamanda abdullah oğuza "nihayet..." dememize de neden olmuş film.öncelikle görüntülerden bahsetmek yanlış olmaz tahminimce.doğayı yaşamayı hakeden insanların sınıfsallaştırılmış olmaları göze çarpan ilk şey olmalı.hayatlarını sürdürebilecek kadar maddi yeterliliklere sahip olan köylülerle,görkemli ve başarılılarla dolu yaşam süren yeterliden çok imkan sahibi olan şehirli insanların;herkese sunulmuş eşsizliği* birbirlerinden farklı tadmalarının pencerelere ayrıldığı bu güzel görüntüler takdir kazandıracak kadar başarılıdır.izleyenlerin damaklarında bıraktıkları tad,bu görüntülerden ne kadar uzak bir yaşam sürdürdüklerini farkettircek kadar aç olduklarını anlamalarını sağlamıştır. filmin ardından büyük çoğunluğun,en azından birkaç günlük doğayla başbaşa kaçamak planları yaptıklarına emin olacak kadarda iddialı konuşmamı sağlayacak bir film aynı zamanda.* oyuncuların performanslarındaki başarılarıda yine bahsedilmesi gerekenlerden biridir.özgü namal filmdeki meryem'in sadeliği,saflığını oyunculuğuyla başka nasıl anlatabilirdi bilmiyorum.cemal karakterini canlandıran murat hanında başarısı şapka çıkartan cinstendir. karakterin gel-gitlerini hayli başarılı sunmuştur izleyiciye.talat bulut zaten kimliğiyle ayrı durmaktadır filmde,söylenecek söz yoktur.kısacası yapımcıların bu kadar emekle uğraş verdikleri türk sinemasına izleyici olarak destek vermenin gerekliliğini bu filmdeki başarıyla bir kez daha idrak etmiş olmanın bilinciyle herkese tavsiye ederim.kendi kültürümüzden birşeyler izlemenin keyfini hiçbir batılı yapımda bulamayacağımızıda ekleyerek..
kocaman bir yalan... ya da sabun köpüğü gibi bir şey... sadece gözlerinin önünden geçerken izliyorsun ve o anı dibine kadar yaşayamadığın için pişman oluyorsun...
beynin içinde ama çok uzakta, güzel duygulardan kurulu ülke.
keyifli bir gülümseme, sarı kırmızı bir gol, walkmanda bon jovi' nin bed of roses' i söyleyip kulakları şenlendirdiği anlar, sevimli bir köpekle sabahın ilk ışıklarında rüzgar yemek, hafiften.
nerededir ve kaynağı nedir?
belki de gizemidir insanları kendine çeken, en kalıplaşmış rutinde bile döne döne aranan.
babanızın, belediyesinin internet sitesinde "Biz de Mut'lu olduk artık. Mut'a yolunuz düşende, siz de Mut'lu olursunuz.." şeklinde beni tam ortadan yaran bi ibare bulunan ilçeli olması durumunda, sizin de oralı olduğunuzu ifade eden terim.
16 mart'ta vizyona girecek olan zülfü livaneli kitabından uyarlanmış film. özgü namal'ın da rol aldığı bu filmde töre ve aynı ülkedeki kültür farklılıkları anlatılıyor.