dış olaylar bir kimsenin etki alanının ne kadar dışındaysa yani bir kimsenin zihnine ne kadar sığ bir şekilde nüfus ediyorsa,
bu doğrultuda mutludur o kimse. çünkü ancak kendi iç dünyasını o denli sağlam kuran yapabilir bunu.
insanların hep aradığı şey,duygu. oysaki dünyada mutluluğu ararken ömür tüketen ve mutsuz olan çok kişi vardır. tek problem mutlulugu aramak. aramayacaksın. herşeyle iyi hissetmeye çalışacaksın.
Hayatını peygamber yoluna girme düşüncesinde olanların uzun zaman tadamayacağı gerçektir. Allah belli imtihanlarla, o insanı sınar durur. Peygamberlerin hayatına bakarsanız, mutluluk denen kavram nerdeyse yok gibidir. Hayatları çile üzüntü ve ızdırab doludur. insan dünyada da ahirette de afiyet istemeli hatta bunu peygamber (sas) söylüyor. Fakat, ahirette yüksek derecelere gitmek istiyorsa eğer insan, kısacık dünya dediğimiz bu acımasız yerde musibet ve sert imtihanlarla test edilmek zorunda olduğunu bilmesi lazımdır. Cennet bedel istiyor. incinsende incitmeyecek, zarar veriyorsa mesafeyi minimuma düşürüp hayatı devam ettirmesini bilmeli insan.
mutluluk kişiden kişiye değişebilecek, küçük durumlardan bile anlamlar çıkararak hayatı keyifli kılabilecek güzel bir duygudur. bazen öyle zamanlar gelir ki bir kar damlası, veya soğuk bir kış günü yorgan altında kurulan hayaller, ertesi gün arkadaşlarla yapacağınız bir halı saha maçı, veya akşama sevdiğiniz bir dizinin olması sizi mutlu etmeye yeter.
kimimiz bir avuç diye nitelendirir, kimimiz iki gram, kimimiz iki kuruş.
ölçütlendirmemiz gerekir mutluluğu çünkü ne zaman biteceğini bilmeliyizdir.
yitiririz veya geri kazanırız. bazen sıkça çalar kapılarımızı, bazen unutur bizi hayırsız.
tarif edilir mi? herkes ayrı tarif eder.
duygusal adam sevgiliyle battaniye altında kımıl kımıllık halidir der.
taraftar adam takımının şampiyon oluşunu öne sürer.
anneler çocuğunu ilk kucağına aldığı anı hatırlar mutluluk deyince.
esnaf için tüm gün iş yapmadığında akşam gelip eli boş çıkmayan müşteridir mutluluk.
her çocuk için bir kar tanesi olsa mutluluk, gökten düşse okullar tatil olsa mesela, serilir sofralara şölen diye.
huzur evinde mutluluk bayram sabahıdır.
ıslah evinde aileye verilen haftadaki o bir günlük izindir .
memur için akşam evine giderken fırından aldığı ekmektir.
tarif edemeyiz tabi.
en öznel duygulardan biridir o. kimi zaman balık gibi kayar gider elimizden, kimi zaman kelebek gibi uçar midemizin içinde, bazen talih kuşu gibi gelir konar omuzumuza, tilki gibi dolanır kafamızda lan nasıl yapsam da girsem şunun hayatına diye.
hayvanlar,nesneler, diğer duygularla desteklemek mümkün tabi onu.
ben bu aralar kaybettim onu, geçen bi 15-20 dk geldi, çayı demlememe rağmen içmeden gitti. yerine hüzün yerine sinir bıraktı hatta kerata. halbuki sevdiği portakallı kurabiyelerden almıştım köşe başındaki fırından.
yaz vakti gece 3'e kadar kısık sesle radyo dinleyip sonra birden radyoda radyonun facebook duvarına attığınız yazının okunmasını ve istek parçanızın çalınmasını duymaktır bazen.
Orhan pamuk'un masumiyet müzesi adlı eserin de belirttiği gibidir..
"Hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum ... Derin bir huzurla her yerimi saran o harika altın an belki bir kaç saniye sürmüştü, ama mutluluk bana saatlerce, yıllarca gibi gelmişti."
Asla olamazsınız. Ölürken mutlu yasayamadim diyeceksiniz. Insan psikolojisi fitrati bi.önce kabullenin bunu. Sonra daha yasanilabilir olacak. Ama yine de mutlu olamayacaksiniz