khonak an dam ke neshinim dar eyvan, man o to
be do naghsho be do soorat, be yeki jan, man o to
khosh o faregh ze khorafat-e-parishan, man o to
man o to, bi man o to, jam' shavim az sar-e-zogh
(saadet zamanı: avluya doğru oturmuşuz, sen ve ben
endamımız çift, sûretimiz çift, rûhumuz tek, sen ve ben
bulandıran palavralardan âzâde, gamsız bir keyif, sen ve ben
sen ve ben, ne sen varsın ne de ben, bir olmuşuz aşk elinden)
ibadette. Tecrübeyle sabittir. Allah bu yoldan beni ve ona kul olma konusunda gayret gösterenleri ayırmasın. Nefsi hayvandan da aşağıda olanlara hidayet versin. Vermiyorsa da onların zararlarından oyunlarından bizi korusun.
ancak mutlak bir mutluluk huzur vereceğinden, mutlak mutluluk amaç olmalıdır. mutlak mutluluk amacı içerisinde insan anı yaşayabileceği çerçeveler üretmeli. bu çerçevelerin maddesi ise mutlak doğrulardan oluşmalıdır.
mutluluk ancak bireyin kendi iç dünyasına yolculuklar yapıp; kendisini nefret, kin, rekabetçilik, kıskançlık, kibir gibi duygulardan arındırabilen insanların ulaşabileceği duygudur.
içinde bu gibi insanı yoran duyguları barındıran bir bireyin tattığı mutluluklar birer ilizyondur ve geçicidir.
ingiliz ve türk kültürü arasındaki ciddi farkı ortaya koyan kavram.
türk kültüründe evlenmek, kelimenin kökeninden de anlaşılabileceği üzere çok somut bir kavramı ifade etmek için kullanılmaktadır. sözlük tanımı; 'Erkekle kadının, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmesi' (TDK) şeklinde olan kelime, temelinde de 'ev' sözcüğünden türetilmiştir. pek amiyane kaçacak fakat salt kelime yorumundan evlenme kavramında öne çıkan hususun 'ev' unsuru olduğu bile söylenebilir.
ingilizlerde ise durum biraz değişiktir. kelimenin ingiliz dilindeki karşılığı; 'marriage' ya da fiil hali şeklinde 'to marry' veya 'get married' kavramlarıdır. ingilizce'de yer alan evlilik kelimesinin kökü ise, türkçe'dekinin aksine 'ev' değil, 'mutluluk'tan gelmektedir. yani çok basit bir yorumla aslında ingiliz kültüründe 'evlenmenin' bir mutluluk aracı olduğu, halihazırda kavramın duruşundan da açıkça belli olmaktadır.
bu değerlendirmeyi yapmaktaki amacım; kültürümü yermek veya yabancılara hayranlık göstermek değil. fakat bireysel olarak rahatsızlık duyduğum bir konudan bahsediyorum.. bir anlayıştan. toplumumuzun kanayan yarası olarak her fırsatta dile getirdiğimiz 'kadın-erkek eşitliği' veya 'kadın hakları' konuları maalesef kanunlarla, sloganlarla çözülebilecek kadar hafif sorunlar barındırmamaktadır.
sadece mutluluk kelimesi üzerinden yaptığımız bu değerlendirme bile içinde bulunduğumuz toplumun konuya bakış açısının nasıl olduğunu anlamamıza yardım eden türden..
Yağmurun kokusunu aldığınız bir havada sevdiğiniz kişiyle yürümek..
Onun Gözlerinize bakıp Gülümsediğini görmeniz..
Ardından yağmurun Hafiften sizi ıslatması..
Uzunca bi aradan sonra damarlarimda dolastigina inandigim iksir ^^ en son ne zaman bu kadar mukemmel bi haber alip mutluluktan aglamistim? Ya da olmus muydu? Bilmem ama suan olan tam olarak bu durumdayim. Darisi basiniza ya da bnane hep ben mi uzulcem be of neyse ben biraz daha sevineyim bay.
çok da uzak değilmiş aslında...sabretmek, şer gördüklerimizde ya da bizi ilk başlarda üzen olaylarda bir hayır olduğunu bilmek gerekirmiş. şükrettiğin an mutlu olabiliyorsun ancak...