masumiyet müzesi kitabında, orhan pamuk şöyle izah etmiştir mutluluğu: "['mutluluk']zamanın durduğu, her şeyin sonsuza kadar aynı kalacağı duygusuydu bu. bu duygunun hemen yanında korunma, süreklilik ve evde olma hazzı vardı. bir başka yanında,dünyanın ve âlemin basit ve iyi olduğuna dair yüreğimi hafifleten bir inanç, daha süslü kelimelerle söylersem, bir dünya görüşü vardı."
farklı durumların, ayri olayların ortak paydasi olan duygu. nefret ettiğiniz birini öldürmek de mutluluk verebilirken, bir dilenciye para vermek de mutlu edebilir. mutlu birini görünce mutlu olabilirken, mutsuz birini gorunce de mutlu oluruz. hakli mutluluklar, haksiz mutluluklar vardır. mutlu olmak istersen mutlu olursun, istediğin an mutlu olmaya baslarsin, nefes aldigini fark edersin. mutlu olabilmek için bahaneler ararsan, "ondan, bundan, şundan, çok mutlu olurum" diyorsan emin ol, o, bu, su daima uzaktadır ve asla yakalayamazsın, ulasamazsin. mutlu olabilmeyi isteyecek kadar düşündüysen mutlu olmaya baslamissindir. mutlu olamiyorsan, nefes aldiginin farkinda bile değilsen, kaç km yurudugunun farkinda değilsen zaten asla mutlu olamazsin. mutluluk senin kalbine yerleştirilip gonderildin sen. asla kaybettigin birşey değil.
Vücudun ürettiği dopamin, serotonin, noradrenalin endorphin, oxytocin ve phenylethylamine gibi mutluluk hormonlarının en üst düzeyde olduğunda oluşan bi duygudur. Bu hormonların insana uyuşturucunun verdiği duyguyu bire bir yaşattığı için, 'endojen uyuşturucuları' diye de adlandırılıyorlar.