aslinda degisken olmamaliydi ama olmus.
icinde olmaliydi, gozunde olmaliydi, elin de bile olmaliydi...
ama sanki yanlis anlamisiz, sanki cok kaybetmisiz.
hep birine baglamisiz, hep bi seye ilistirmisiz
varsa mutlusun,
yoksa- yok.
gereksiz yere birakmisiz mutlulugu sanirim,
birinin sag omzunda birakmisiz,
birinin tek bir kelimesinde,
birinin kirpigine...
azaltmisiz, kaybetmisiz.
bana kalsa bir an bile birakmam,
sacimin her bir teli mutluluk sebebimdir.
bir kesimin 15 dakikada harcadığı miktarı bir kesimin 1 ayda kazanamadığı dünyada olmayandır. mutluluk eşitliktir. mutluluk proletarya kesimle diğer kesimlerin kardeşlik içerisinde yaşamasıdır. mutluluk insanların sömürülmesi değildir.
bazen en sevdiğin yemeği yemek kadar kolay, bazen toprağa düşen yağmur damlaların verdiği o koku kadar kısadır bazense her yağmurdan sonra gökkuşağının çıkmayacağını bile bile gökkuşağını beklemek gibidir mutlu olmayı beklemek.
''bir istek başka bir isteği doğuracaksa ve biz sonunda hep mutsuz olacaksak neden istemeye devam ediyoruz. bilinmiyor. geçen gece sokakta bekledim. kar altında, kapalı kapılar önünde, saatlerce. köpekler geldi beni ısırdı. neden? bilinmiyor. koltés bir oyununda, hayır diyen insan hâlâ biraz mutludur, diyordu. ne demek istediğini yeni anlıyorum.
mutluluk bir vazgeçiştir ve çok ender rastlanan bir ruh dinginliğidir.'' *
içinde bencillik olmayan hiçbir mutluluk da yok. kimse kimseyi mutlu edemez. mutluluk sadece gasp edilebilir bir şey. hayatın boyunca mutlu olduğun anları toplasan, on beş yirmi dakikadan sonrası haksız kazanç gibi gelir.*