farklı şeyler yaşayıp aynı duyguyu hissedebilmektir, bazen gezip tozarken, bazen yalnızken hisseder insan mutlu olabildiğini. bazen ne yapılacağı belli olmayan bir pazar gününün sevilen birkaç arkadaşla geçirilmesi, bazen sevilen eski bir oyunu arkadaşlarla oynamak, keyif almaktır mutluluk. bir olaya, bir kişiye, bir duruma indirgememeli, keyfini çıkarmalı fazla düşünmeden.
bir insanın yaşam biçimi ve çevresine göre belli bir mutluluk ortalaması vardır: bu ortalamanın bir çizgi oldunu düşünelim. çizginin üst kısmı kişinin şimdiye kadar ve gelecekte olabileceği tüm mutlulukları içersin. çizginin alt kısmı da üzüntüleri içersin. günlük yaşamımızda, başımıza gelen olaylar bu çizginin ancak üst ya da alt aralığından gelebilir. bizi çok mutlu edecek bir olay, çizginin alt kısmındaki bir olaydan hemen sonra başımıza gelebilir. ya da bizi çok üzebilecek bir olay, çok mutlu olduğumuz bir olaydan sonra başımıza gelebilir.
bu yüzden, çok gülüp, eğlendikten sonra, çok mutlu anlarımızdan sonra, bugün çok güldüm, başıma eminim kötü bir olay gelecek, demek bir mantık hatasıdır. sizin çok gülmenizle, kötü bir olayın başınıza gelme olasılığı arasında bir sebep sonuç ilişkisinden daha çok bir istatistiki ilişki vardır: sizin en sık yaşadığınız olaylar çizgiye yakın olan olaylardır. çizgiden uzaklaştıkça, yaşadığımız en mutlu ya da en mutsuz olaylar sıklığı azalır. bu yüzden, çok mutlu bir anınızı yaşıyorsanız, ya da çok gülüyorsanız, anın tadını çıkarın, mutlu olun. bu tür mutlu anların sıklığını mümkün olduğu kadar da artırın ki mutluluk ortalamanız yükselsin.
Bazıları için mutluluğun tanımını şöyle söyleyebiliriz;
1 hafta mutlu olmak istiyorsanız tatile gidin,
2-3 ay mutlu olmak istiyorsanız evlenin,
ömür boyu mutlu olmak istiyorsanız işinizi sevin.
mutluluk yürüdüğün yoldur kimi zaman. Bazen hayran olduğun kelebektir,çoğu kez sevdiğindir.Mutluluk hissetmektir yaşamı; üzüntüleri ve sevinçleri bir arada kabul etmektir. Yeri gelince ağlamaktir.Bazen yerli yersiz de ağlamaktir.Mutlu olmaktir herşeye rağmen.Mutluluk sensindir aslında kendin olmaktir:huysuzluğunla ve tüm güzel huylarınla.
dibine kadar yaşamak varken yazmanın ya da tarif etmenin gereksiz olduğu duygu... zira acılar bütünü yazılabilirken kişinin kendi kelime dağarcığındaki kelimelerle basit ya da süslenerek, mutluluk ve huzur yazılamayacak kadar zor bir duygu oluyor... tarifi mümkün olmayan bir his... hiçbir kelime bütününün anlatamadığıdır...
ya da benzetme yapmak gerekirse eğer; hiçbir şeye benzemeyendir...
bir insanın üzerine en çok yakışan giysidir mutluluk. türlü türlü renkleri ve tonlarıyla insanı açan, herkesin sahip olmak istediği, uğruna çok şeylerin feda edildiği, çok yol kat edilen...
şüphe ve önyargı kanına işlemiş olanların asla elde edemeyecekleri hissiyattır. her zaman bu düşünceler içerisinde mutsuz olarak hayatlarını devam ettirirler. birisiyle aşk adı altında cinselliği de kendilerine kar sayarlar ki, sadece kısa bir süre kendilerini tatmin ederler, asla ve asla mutlu bir insan olamazlar.
arabayla eve dönülmektedir. öndeki arabanın durduğu görülür. nedenini görmek için bakıldığında 2 tane köpeğe yol verdiği görülür. işte bunu gören ve insani bir düşünce yapısına sahip her kişinin yaşayacağı duygudur.