sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
başlangıçta doğruydu belki.
sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren,
büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
ve hala bilmiyordun sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
bütün kazananlar gibi
terk ettin.
--spoiler--
bazen böyle güzel yazan adamımsı insan.
Her aşık olduğum kadına '' Ben seni çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim. '' dememe sebep olan şairimiz. Her şiirinde kendi derinliğimi ve iç dünyamı yeniden keşfettiğim ulvi ermiş kişilik. '' Er yüzlerde tavaf ettim bunca yıl kalb evini, kırk yemin kuruttu sanırken içimin pınarlarını, inanmadığım Allah'a senin yüzünde inandım, adı dua olan sevgilim yandım yandım yandım '' diyerek kalbimin en derinlerindeki yürek sızısını dinmek bilmeyen aci elem ve kedere dönüştüren üstad.
anlatsam inanmazlar oğul, masal derler,
masala inanmazlar, masalı yalnızca dinlerler
sanki hakikati bilirmiş gibi...
sanki hakikatin sırrına ermiş gibi...
masala inanmayan gercege inanır mı?
Bu adamın adını ne zaman duysam mina urgan gelirdi aklıma.sanki onun kocasıymış sanardım bu adamı. Meğer alakası yokmuş. Bayağı yaşlı sanardım hatta ölmüştür şimdiye kadar derdim o da doğru değilmiş. işin kötüsü erkek sanardım erkek de değilmiş.
evim, memleketim... önüne seccade atıp, huzurunda namaz kılmak istediğim adam. öyle bir paragraf yazmıştır ki, benim gibi hayali melodram kahramanlarına anlamlanma rehberi olmuş ve bana yalnız olmadığım duygusunu aşılamıştır.
"yağmurlu bir havada, arabanın cam silecekleri çalışırken, sevgilisinden ayrılan mutsuz ve entelektüel fransız kadınlarına benzetiyordum kendimi o pardösüyle. Kuşağıyla belini sıktırıp, yakalarını kaldırdın mı, başedemeyeceğin hiçbir hüzün yoktu sanki".*
"KADINLAR ağlamak için bir erkeğin omzuna ihtiyaç duyarlar. Ama başı dolu kadınlar, erkeğin omzuna ağır gelir... Erkekler kadında kontrol edilebilir zekâ, kontrol edilebilir başarı, kontrol edilebilir yetenek ister.
Yani kadının sahip oldukları, erkeğin kontrolünü aşmaya başladığında ilişki biter.
15 yılda tamamladığı şairin romanı adlı eserine başyapıtım diyen varlığıyla mutluluk veren yazar.
582 sayfadır, zaman ayrılmayı/ okunmayı hak etmektedir.
Nilüfer
Zamanın eli değdi bize
Çoktan değişti her şey
Aynı değiliz ikimiz de
Zaaflarına bir gece
Hatalarına bir nilüfer
...Sevgisizliğine bir kalp verdim
Artık geri ver
Geri veremezsin aldıklarını
Artık geri ver
Geri verilmez hiçbir yanılgı
Yokluğuma emanet et
Sende benden kalanları
Her şeyi al
Bana beni geri ver
Bir şansım olsun
Başka yer, başka zaman
Sensiz ömrüm olsun
hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların,eskitmeden yıprattığımız dostlukların,savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla
yapayalnız kalırız bir gün.bir akşam üstü yanımızda kimsecikler olmaz;
ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir...murathan mungan
yalnızca aşk değil bu,
yalnızca ayrılık değil, salgın
bize geçmişten geçen
kandan, tarihten, doğamızın bize kurduğu tuzktan
kaderimizden ve yıldızlardan geçen salgın
yalnızca bir humma değill bu,
ellerindeyiz bilmediğimiz bir tutsaklığın
damarlarımdaki kana hükmediyor
şefkat, şehvet, şiddetle
kendini bende sınayan salgın
ölümün kenarına düşen satırlarla
batan ayın kenarına düşen satırlarla
bu sayrıl hüküm, bu kara humma, bu kanama
kendini sürdürüyor bende
sormayın bana ben bilmiyorum
ben hiçbir şey bilmiyorum,
içindeyim salgın gibi
derin sayrılığı başka çağlara ait bu aşkın
kilitlendiğim var oluşundan çıkamıyorum
ben de isterdim serin, uzak, kuzeyli bir
olmayı, hesaplarını tutmayı
sözlerin, duyguların, davranışların
gelecek sağlamak için yapılan ince ayarların
ama ben saf korkudan yapılmış tehlikeli mısraları,
hikayesi uzun olan kılıçları,
çölde geçen şarkıları ve onu seviyorum
onu seviyorum onu seviyorum onu seviyorum
Karşımıza erken çıkmış insanları, yolun dışına sürerken; bir gün geri dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün... Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz: Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir...