Nasreddin Hoca'nın o sempatikliğini benden almış yerine bambaşka bir fikir koymuştur. belgelerle kanıtlamıştır ki aslında Nasreddin Hoca ağzı bozuk hatta ağzı önünde bir adamdır. iyidir kötüdür demiyorum ama yazıları şiirleri fıkraları içinde böyle olanları da baya fazlaymış meğer ...
Cumartesi günü "tarihin arka odası" adlı programda kendisini dinlemediği ve sürekli sözünü kestiği için az kalsın Ayşe'yi sikecekti olan kişinin ta kendisidir.
bu adamı vakti zamanında televizyona çıkarmak meseleydi. ortadoğu konusunda uzun dönem bölgede mısır iran vs. muhabirlik yaptığı için uzmandır. lakin onu konuşturmak daha doğrusu televizyona çıkarmak meseleydi. sonra programa başladılar. erhan afyoncu'yu öne çıkardı. çünkü aralarında bir usta çırak ilişkisi de vardı. ilk yayına başladığı günden itibaren murat bardakçı'nın tavır değişikliğini görün. izlenirlilik yükseldikçe kibri de arttı. ben bilgisinden dolayı değil geç yakaladığı ekran şöhretinden dolayı bu hale geldiğini düşünüyorum. konuklarını konuşturmayan, söz kesen bu adam, ürgüplü mustafa hayri efendinin günlükleri kitabının tanıtımı için gelen ali suat ürgüplü'nün "aile içinde mason olduğu söylenir" dediğinde zıpladı "mason olsa kaydı olur loca'da" dedi. yahu adamın ailesi öyle diyorsa sus geç.
maillere cevap verme meselesine gelince. adam haklı.
babası vatandaşlıktan atılmıştır. ermeni yada yahudi olması lazım babasının.
çokta ukeladır. araştırmacı yazardır tarihçi değildir dikkatinizi celbederim.
uydurma belgeler çıkarır. fatihin cesedinin kokması mevzunu izlemenizi tavsiye ederim beyaz bi kağıda yazılmış hiç bozulmamış 600 yıllık bir belge olduğunu iddaa ettiği bir belgeden okuma yaparak kendini rezil rüsva eder.
hani emre belözoğlu için saha dışında süper insan deniyor ya, bu da öyle galiba.
hürriyet gazetesine bir arkadaşımı ziyaret için gitmiştim. 15-16 yıl oluyor. ekler servisinde çalışıyordu arkadaşım, hem muhabbet ediyoruz hem de bir yandan işini yapıyordu. o, bir o tarafa bir bu tarafa koşuştururken ben de ayakta fotokopi makinasının önünde dikilmişim farkında değilim. murat bardakçı da arkamda dikilmiş, benim de işim var zannıyla işimin bitmesini bekliyormuş. bütün servis mevzuunun farkında kıkır kıkır gülüyorlar, belki 3-4 dakika sonra fark ettik durumu. o da bastı sonra kahkahayı. bizim de arkadaşla muhabbetimiz mübadele ile ilgili idi. haliyle dinlemiş bizi. çağırdı beni bir çay söyledi. 45-50 dakika mübadele üzerine sohbet ettik.
belki yukarıda yazdıklarım yüzünden, belki de altı doldurulabilir ukalalık makul geldiğinden hep sempatik bulurum kendisini.
