bugün
- erkeklerin sözlükte durma nedeni8
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması8
- icardi190534
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı26
- fenerbahçe9
- ismail kartal15
- unutulan ünlüler11
- işid'in bütün yaptıkları meşrudur10
- karınızla gratise gider misiniz12
- sokak köpeklerini isteyen evinde baksın9
- fazla bilinmeyen harika şeyler8
- ankarayı öven tip18
- mert hakan yandaş20
- rusların en iyi olduğu şeyler25
- anın görüntüsü11
- manyak olmaya karar verdim10
- galatasaray15
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması14
- sokak hayvanları uyutulacak29
- age of empires'in üstüne oyun var mı8
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- bugün üike olarak resmi yastayız13
- şeriat ülkesinde bir kadın nasıl öldürülür8
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl20
- türk kızları neden gülümsemiyor9
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- fenerbahçe büyüklüğü11
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı14
- bir şarkı sözü der ki11
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi14
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz16
- icardi1905'i silip atmak20
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı15
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi8
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- karınız olsa döver misiniz9
- yeşil gözlü erkek olmak10
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
(bkz: monna rosa)
güzel nicktir kanımca yazarın kendi kişiliği ayrı bir güzel.
sezai karakoç'un muazzez akkaya için yazmış olduğu şiirden esinlenerek almış olduğum nickimdir kendileri. şiir şu şekilde cereyan etmektedir;
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden suya batacak
Mona Rozâ siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza bu gün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni, perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir ''Nişan yüzüğü'' bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyâna
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak; kiminin sarı
Âh, beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza, bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O mâsum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden suya batacak
Mona Rozâ siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza bu gün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni, perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir ''Nişan yüzüğü'' bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyâna
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak; kiminin sarı
Âh, beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza, bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O mâsum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
15-20 yıl kadar önce, basılı hiç bir yayında olmayan ama ilginçtir; bir daktiloda dikte edilmiş ve fotokopisi elden ele dolaşan efsane şiirdir. şiire meraklı her gencin mutlaka bir kaç mısrasını bildiği, fenomen bir şiirdir.
akrostiş yazarak beni çok mutlu eden hoş yazardır .
varolması sözlük için cok şey ifade eden aşmış entryleriyle üzerimize kış güneşi gibi doğan mükemmel yazar.
sevimli tatlı kişilik.
tek satırlık yorumlarıyla sözlüğe renk katmakta.
sen hiç aramızdan ayrılma mona roza.
saygılarımla;
tek satırlık yorumlarıyla sözlüğe renk katmakta.
sen hiç aramızdan ayrılma mona roza.
saygılarımla;
tsm'nin son neferlerinden.
ekşisözlük yazarı, oradan kısa süreli ayrı kalmış, muhtemelen çaylak olmuş, soluğu burda almış.
şimdi anneannesinin sözlüğüne geri gidiyormuş..
selamlar ve yine bekleriz..
şimdi anneannesinin sözlüğüne geri gidiyormuş..
selamlar ve yine bekleriz..
kemalist yazar, atatürk bugün görseydi şamarlardı kesin.
üstad sezai karakoç'un muhteşem yapıtıdır. Üstadın şiirlerinin lezzetine varılması için tavsiye edilir.
sezai karakoç un mono roza sı sonunda şiirin yazılmasına sebep olan olayla ilgili olarak konuşmuş...
http://www.haber7.com/hab...akocu-anlatti.php?sayfa=4
bana göre yıllar sonra bile bu hanım tam doğruyu söylemiyor.
bu kadar zaman sonra bu alaycı ve umursamaz tavırlar bence fazla...
http://www.haber7.com/hab...akocu-anlatti.php?sayfa=4
bana göre yıllar sonra bile bu hanım tam doğruyu söylemiyor.
bu kadar zaman sonra bu alaycı ve umursamaz tavırlar bence fazla...
(bkz: gerçek mona roza)
şiirin kendisi üzerine yazıldığını bildiğimiz muazzez akkaya isimli ninecik ile bir röportaj yapılmış. nineceğiz güya aile yapısına halel getirmemek adına öyle yanıtlar vermiş ki, aklınız durur. sen o yaşa gelmişsin; ahın gitmiş, vahın da ardından yol almış; sana birşey kalmamış, ne bu havalar...
ben ona yakınlık duymadım, diyor bir yerinde röportajın. karakoç da zaten sana değil kafasında yarattığı mona roza'ya yazmıştı onu, derdim ben olsam. g.t gibi bırakırdım ortada onu öyle.
çok sinirlendim ama.
neyse.
ben ona yakınlık duymadım, diyor bir yerinde röportajın. karakoç da zaten sana değil kafasında yarattığı mona roza'ya yazmıştı onu, derdim ben olsam. g.t gibi bırakırdım ortada onu öyle.
çok sinirlendim ama.
neyse.
yazık.
http://ulu.so/ugm2t9
http://ulu.so/ugm2t9
bi bok bilmeyen yazardır, hoşgelmemiş boş gelmiş, eminim ki hayatında bildiği tek şiir mona roza'dır.
hayat sahnesinde monna roza değil hep sezai karakoç vardır!
sonuçta hepimiz bu sırrın yarısını bilirdik ve o sırrın diğer yarısını aklımızda, kalbimizde tamamlardık. monna rozayı gördük, duyduk ve sırrın tamamına vakıf olduk. aklımızda ve kalbimizde tamamladığımız o büyülü gizi yok oldu!
http://www.on5yirmi5.com/...-karakocundur.i76078.html
sonuçta hepimiz bu sırrın yarısını bilirdik ve o sırrın diğer yarısını aklımızda, kalbimizde tamamlardık. monna rozayı gördük, duyduk ve sırrın tamamına vakıf olduk. aklımızda ve kalbimizde tamamladığımız o büyülü gizi yok oldu!
http://www.on5yirmi5.com/...-karakocundur.i76078.html
ne zaman ak gül,siyah gül dense akla gelen sezai karakoç şiiridir. şair, büyük aşkına bir ömür boyu sadık kalmış ve bu sebepten ömrü boyunca kimseyle evlenmemiştir.
dünya'nın en büyük, en güzel akrostiş şiiridir şüphesiz.
(#14500379) yarmıştır.
her kıtasının ilk harfi sırayla okunduğunda kime yazıldığını gösteren şiirdir. (bkz: muazzez akkaya)
monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!
ulur aya karşı kirli çakallar,
bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
monna rosa, bugün bende bir hal var,
yağmur iğri iğri düşer toprağa,
ulur aya karşı kirli çakallar.
açma pencereni, perdeleri çek:
monna rosa, seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek;
anla monna rosa, ben oteliyim...
açma pencereni, perdeleri çek.
zeytin ağacının karanlığıdır
elindeki elma ile başlayan...
bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
zeytin ağacının karanlığıdır.
zambaklar en ıssız yerlerde açar,
ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
işıksız ruhumu sallar da durur,
zambaklar en ıssız yerlerde açar.
ellerin, ellerin ve parmakların
bir nar çiçeğini eziyor gibi...
ellerinden belli olur bir kadın.
denizin dibinde geziyor gibi
ellerin, ellerin ve parmakların.
zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
saat on ikidir, söndü lambalar.
uyu da turnalar gelsin rüyana,
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
zaman çabuk çabuk geçiyor monna.
akşamları gelir incir kuşları,
konarlar bahçemin incirlerine;
kiminin rengi ak, kiminin sarı.
ah, beni vursalar bir kuş yerine!
akşamları gelir incir kuşları...
ki ben, monna rosa, bulurum seni
incir kuşlannın bakışlarında.
hayatla doldurur bu boş yelkeni
o masum bakışlar... su kenarında
ki ben, monna rosa, bulurum seni.
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
henüz dinlemedin benden türküler.
benim aşkım uymaz öyle her saza,
en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.
artık inan bana muhacir kızı,
dinle ve kabul et itirafımı.
bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
alev alev sardı her tarafımı,
artık inan bana muhacir kızı.
yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
bir gün gözlerimin ta içine bak:
anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
altın bilezikler, o korkulu ten,
cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
altın bilezikler, o korkulu ten!
monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!
ulur aya karşı kirli çakallar,
bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
monna rosa, bugün bende bir hal var,
yağmur iğri iğri düşer toprağa,
ulur aya karşı kirli çakallar.
açma pencereni, perdeleri çek:
monna rosa, seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek;
anla monna rosa, ben oteliyim...
açma pencereni, perdeleri çek.
zeytin ağacının karanlığıdır
elindeki elma ile başlayan...
bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
zeytin ağacının karanlığıdır.
zambaklar en ıssız yerlerde açar,
ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
işıksız ruhumu sallar da durur,
zambaklar en ıssız yerlerde açar.
ellerin, ellerin ve parmakların
bir nar çiçeğini eziyor gibi...
ellerinden belli olur bir kadın.
denizin dibinde geziyor gibi
ellerin, ellerin ve parmakların.
zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
saat on ikidir, söndü lambalar.
uyu da turnalar gelsin rüyana,
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
zaman çabuk çabuk geçiyor monna.
akşamları gelir incir kuşları,
konarlar bahçemin incirlerine;
kiminin rengi ak, kiminin sarı.
ah, beni vursalar bir kuş yerine!
akşamları gelir incir kuşları...
ki ben, monna rosa, bulurum seni
incir kuşlannın bakışlarında.
hayatla doldurur bu boş yelkeni
o masum bakışlar... su kenarında
ki ben, monna rosa, bulurum seni.
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
henüz dinlemedin benden türküler.
benim aşkım uymaz öyle her saza,
en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.
artık inan bana muhacir kızı,
dinle ve kabul et itirafımı.
bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
alev alev sardı her tarafımı,
artık inan bana muhacir kızı.
yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
bir gün gözlerimin ta içine bak:
anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
altın bilezikler, o korkulu ten,
cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
altın bilezikler, o korkulu ten!
Monna Rosa, Sezai Karakoç'un yazmış olduğu ve hikayesiyle dikkati çeken bir şiirdir. Şiire isim olmuş Monna Rosa ise "siyah gül" manasına gelmekte olup, ümitsiz aşkı ve imkansızlığı çağrıştıyor. Bu şiiri Sacit Onan'ın yorumuyla dinlemenizi tavsiye ederim.
güncel Önemli Başlıklar