ne kadar pisse o kadar güzel olan, asıl tadını içindeki pilavın üzerinde bulunan karabiberden alan ( yedikten sonra ağızda kalan tat) alkolle birlikte süper giden (özellikle bira) yiyecektir.
söğütlüçeşme metrobüs istasyonunun oradaki abide iyi yapıyor tavsiye ederim.
deniz mahsüllerini çok seven bir arkadaşımın yanı başımda yediği ve adeta nefret ettiği deniz ürünüdür. satıldığı tezgahların çok pis olduğu ve satanlarında çoğunun kürt olduğu aşikardır.
edit:o kürtler eksiliyor ahahahah eksileyin ben gerçekleri yazıyorum burda.
sorgulatan yiyecek. anlamıyorum arkadaş, hakikaten anlamıyorum bu insanoğlunu. lan orda gariban gariban kendi halinde duran bi canlı bu, sen dibe dalıyosun, onu olduğu yerden söküp alıyosun, taşını temizliyosun.
bu yetmiyor, açıyosun, pirinç haşlıyosun, içine doldurup kapatıyosun, tekrar haşlıyosun, haşladıktan sonra tekrar açıp üstüne limon sıkıp yiyosun. ne tip bir hayal gücü bunu düşünebilir lan? denizin dibinde orda duruyor, nerden aklına geliyor pirinç limon ve bira. oha hakikaten.
daha enteresan tarafı, yeme içmesi tamamen denize dayalı iskandinavlar, hadi onları da geçtim yeme içmesi tamamen denize ve pirince dayanan japonlar dururken bizim mardinliler keşfediyor bu olayı. nerden baksan elinde kalıyor.
el insaf be kardeşim, 120 tane diyorum sana, hastaneye kaldırdılar, öyle gidiyor meret.
En alasını, ayvalık yat limanı yanındaki dondurmacının önünde, seyyar tezgahta yediğim, orgazmik** deniz mahsulu yiyeceği. Ankara profesör de idare eder tabi.
sen kimsin de fetva veriyorsun midye hakkında dedirten yiyecek. kalamar da haram değil mi sana göre? ama mekke'nin ortasında yedim ben. tavaftan önce..