mhp'nin değil türk-islamı terketmesi, 1950'li yılların atsızcı tipi milliyetçiliğine dönmesi halinde bile yüzde 5 garanti oyu vardır. buradaki bir kaç nur topunun demesi ile olmaz o işler yüzde 8'ler.
2002 iki seçimlerinde mhp, dsp'ye kuyruk olmayı bırakın bağımsız hareket etmiştir. DSP'deki siyasi çalkantıya görerek erken seçim istemiştir ve Devlet bahçeli'nin öngörmediği biçimde siyasal islam'a yenilmiş ve barajın altında kalmıştır.
bu ülke ülkü ocakları sendromu da yaşamıştır bir zamanlar. türkiye de milliyetçiyim diye gezinenler, ya faşist yada nasyonel sosyalisttir. bana göre salt milliyetçilik: halkın refahını ve güvenliğini sağlamaktır. kompleksleri yüzünden insanları ayırmak, kendinden olmayanı düşman görmek günümüz tarihinde statikoculuğun ötesine gidemez.
sorunun yanlış eksende tartışıldığını düşünüyorum. Sorun mhp'nin barajın altına inip inmemesi değil. %9.99 oy alabilecek bir partinin mecliste temsil edilmemesidir. Yani demokrasiyi sekteye uğratan, Tayyip gibileri başbakan yapan barajdır sorun.