türkçe de güzel bir söz vardır , 'doğduğun degil doyduğun yerdir vatanın' diye.
adam almanya da doğmuş , orada doymuş.
bu zihniyetle gidilirse fransa milli takımında kaç oyuncu kalır geriye ?
en son dünya kupası sırasında baabsı ile yapılan röportajda türk olmadıklarını söylemesine rağmen hala birilerinin ille de "türk" olarak görmekte ısrar ettiği futbolcu. adama sonunda ismini soyismini de değiştirtecekelr o olacak. buradan türk medyasına sesleniyorum rahat bırakın elalemin futbolcusunun milliyetini ırkını da bizim milli takımın başında neden yabancı bir hoca var ona kafa yorun biraz.
tartışmaların dışında yazıyorum, bence futbolcu olarak gittikçe mükemmele doğru adım atıyor.
son dönemde messi'yi izlerken ne keyif alıyorsam mesut'u izlerken de aynı keyfi alıyorum.
real madrid bence bugünün değil yarının transferini yaptı.
zamanında tr ye gelip türk takımları tarafından tipsiz diye beğenilmeyerek geri gönderilen ve bu gazla ''gün gelir devarn döner'' diiyerek ülkesine geri dönen ve ilk türkiye-almanya maçında bize golü döşeyen alman milli takımı futbolcusudur.
alman milli takımında oynama kararına saygı gösterdiğim ama o milli takımı seçme sebebini onaylamadığım futbolcu.
kendisi alman milli takımını seçme nedenini kendisini bir alman olarak hissetmesi olarak göstermiştir. bu sözleride biz duygusal ve milliyetçi türk insanın gönlünde tamir edilemeyecek bir hasara yol açmıştır.
oysa almanyayı seçme nedenini türkiye federasyonunun üstüne yeterince düşmemesi yada almanya milli takımında oynarsa daha iyi bir kariyer elde edebilecek olması olarak gösterseydi hem kendini hem de bizi daha az üzerdi.
ben gerçekten bazen nasıl bir ülkede yaşadığımızı anlamıyorum.
adam almanyada doğmuş orda büyümüş. eğitimini disiplinini orda almış. hayatı orda tanımış. ilk defa bir kızı orda öpmüş. ilk defa orda düşüp bir tarafını kanatmış.
adam kısaca alman olarak büyümüş. şimdi nesi garip geliyor ki.
tarih bilgisi lise seviyesinde kalanlar bile bilir ki devşirme diye bir sistem vardır osmanlıda. mimar sinan'ından tut, sokollu mehmet paşa'sına niceleri bu devlere devşirme hukuku ile hizmet etmiştir.
şimdi bir başkası aynı şeyi yapınca niye olay oluyor. mesut'un sonuna kadar destekçisiyim. helal olsun oğlum. kim lan bu federasyon, fatih terim kim ki gelip götünü öpeceksin de seni oynatacak. yıldıray, fatih tekke ve daha niceleri bu hiyerarşiye başkaldırdığı için milli takıma alınmadı. ne oldu. kim kaybetti? fatih tekke uefa kupası kaldırdı.
insanın memleketi doyduğu yerdir demiş atalarımız. Türk olarak alman milli takımını tercih etti diye kimsenin kızmaya hakkı olmadığı genç futbolcu. Ne yıldırayları, ne nuri şahinleri, ne mevlütleri heba ettik biz bu milli takımda. adını unuttuğum bir kaleci var. Adam milli takımı seçti 4. sırada şu an.
bizim her şeyimiz doğru, başkalarını düzeltelim hadi gari.
gezegen üzerinde türk kanı taşıyan en yetenekli futbolcudur. son dönemde de gereksiz yere yerden yere vurulan bir futbolcudur ayrıca.
efendim, adam almanya'da doğmuş. almanya'da büyümüş. futbolu orda öğrenmiş, futbolunu orada geliştirmiş. alman elemanlar bunu keşfetsin, u-17,u-19 falan filan kademe kademe yükseltip yeni bir jenerasyonun en önemli yapıtaşı olarak bellesin ki khedira, müller, kroos gibi gencolar aynı dönemin oyuncularıdır. neyse, sonra sen gel bu adama "neden bizi seçmedin lan?" de. kardeşim gerizekalı mısın? olayın nedir? hayır bir de herifi yuhalıyorsun top her ayağına geldiğinde.
murat yakın'ı, hakan yakın'ı, eren derdiyok'u, gökhan inler'i neden ıslıklamıyorsun? onlar çünkü real madrid gibi her futbolcunun hayalini kurduğu bir takımda oynamıyor. ve sen de götüm götüm uyuzlukla bakıyorsun mesut'a. gerçekten anlaşılmazsın.
ben mesut'la gurur falan da duymuyorum. ispanya'da kimsenin "aaa türk mesut" dediğini düşünmüyorum. herif gayet alman olarak tanınıyor ediniyor. neden zorlama bir şekilde gurur oluşturmaya çalışayım bu durumdan. futbolu seven bir insan olarak mesut özil'i 2 yıldır falan gayet özenle izliyorum ve futbol tarzına resmen hayranlık duyuyorum. ben belki de son zamanlarda ilk kez bir futbolcu için bir takımın maçını beklemeye başladım. real madrid'den hazetmememe rağmen elemanların maçlarını bekler hale geldim.
ne derseniz diyin, nasıl tepki gösterirseniz gösterin herifin skinde değilsiniz. adam 2 haftada bir bernabeu'da maça çıkıyor, mourinho ile çalışıyor, ronaldo ile aynı takımda oynuyor. bu genç yaşta bir futbolcunun ulaşabileceği zirveye çıkmış ve seni sklemesini bekliyorsun. ulan o golü attığında tribünlere sus falan yapsaydı harbiden formasını alır odama asardım.
real madrid futbolcusunun sakatlığının kötü olmaması adına mesutun kazakistan maçında oynayıp riske atılmasındansa ispanyaya yollanması adına alman milli takımına haber salmıştır.
üzerinden yürütülen polemiklerle; şu iki düşünceyi aklıma getiren futbolcu:
şöyleki:
1) biz değil miydik, almanya'da yaşayan türk'lerin yıllar geçmesine rağmen bu ülkeye entegre olamamasından, hala almanca'yı öğrenememesinden, topluma ve sosyal hayata karışamamayıp kendi gettolarında isole yaşamalarından, sokağa çişlerini yapmalarından, bizi iyi temsil edemememelerinden yakınan yıllarca?
almanya'daki ilk kuşak; almanya'daki anadolulu idi, kendi köyünü, kendi kültürünü oraya taşıdı...bozulmamak için direndi...
ikinci kuşak arada kaldı, belki çocukken geldikleri almanya'da kimlik bunalımı ile yaşadı, entegre olamadı, rap şarkılarda bunu irdeledi, anne babaları tutucu , çocukları moderndi, arada kaldı, türkiyede alamancı, almanya'da yabancıydı, hiçkimseye yaranamadı...
işte şimdi üçüncü kuşak, almanya'da doğmuş, eğitim almış, yetişmiş üçüncü kuşak bu tabuları yıkıyor, babalarından gördüğü üzere bu hayatın kimlik bunalımı ile geçmeyeceğini anlıyor, belki de ruh sağlıkları için en iyisini yaparak kendilerini yetiştiren, büyüten ülkeye saygı duyuyorlar, toplumla kaynaşıyorlar, politikada ve sporda iyi yerlere geliyorlar, kendilerini yabancı veya zenci olarak değil, o toplumun bireyi ve vatandaşı olarak görüyorlar, bu yüzden de toplumda söz sahibi oluyorlar, kendilerini oraya ait görüyorlar ve hatta bir alman vatandaşı olarak haklarını sonuna kadar arıyorlar. ama atalarının ülkesine ve köklerine saygıyı unutmadan.
biz değil miydik, 1nci maddenin ilk cümlesinde söylediğim gibi, ordaki vatandaşların böyle olmamasından yakınan yıllarca? o zaman neden onları rahat bırakmıyoruz, hala onları kimlik bunalımına itmeye çalışıyoruz, sen türksün alman olamazsın, o ülkeye kendini ait hissedemezsin diyoruz? oturduğumuz yerden ahkam kesmek kolay, ama bir ülkeye kendini ait hissetmemenin ne demek olduğunu biliyor muyuz? o gençler orda yetişmiş, bir kayserili'den çok bir berlin'li ile ortak muhabbeti olabilir, çok doğaldır. bu onu ne hain, ne salak yapar. bırakın, artık bu kuşak bari kendini "ne arada, ne derede" hissetsin.
2) biz değil miydik; bazı kürtleri, bu ülkenin ekmeğini yemelerine, suyunu içmelerine, eğitimini almalarına, yaşama şansı bulmalarına rağmen, kendilerini türk vatandaşı olarak görmedikleri için, bu ülkeye entegre olmayıp, kendilerini buraya ait görmedikleri, hizmet etmeyip ırkçılık yaptıkları için hain olarak niteleyen?
o zaman o ülkenin, almanya'nın ekmeğini yemiş olan 3. nesil türklerin o ülkeye kendilerini ait hissetmelerini, oraya hizmet etmelerini, milli takımında oynamalarını, vefalarını neden yadırgıyoruz?
o zaman ne farkımız kalıyor "bizim lafımızla" hainlik yapan bazı kürtlerden?
tabii çocuk katili pkk ile ordaki türkleri aynı kefeye koymuyorum, yapmam da, ama demek istediğim şey pkk değil, o şerefsizleri zaten geçtim; fiilen pkk'lı olmayan diğer tüm kürtlerden isteklerimiz ile, almanların almanya'daki türklerden istediklerinin, mantalitenin aynı olması... tüm kürtlerin de ekmeğini yediği bu ülkeye sahip çıkması, bu ülkeyi sevmeleri, hizmet etmeleri gerekir, ayrımcılık yapmadan; orada, almanya'da yetişmiş türkler'in de almanya'yı sevmeleri, hizmet etmeleri gerekir aynı paralelde... ki oradaki türkler bunu başarmaya başladılar... zira almanların da kuşkuları, beklentileri bizle aynı; kendi ülkelerinde yetişen, ekmek yiyen insanların, artık o ülkeye kendilerini ait hissetmelerini, ayrımcılık yapmamalarını, hizmet etmelerini istemekteler, ve bence de haklılar. aynı bizim gibi. bu köklerini unutturmak değil, asimile etmek değil, karıştırmayalım. sadece biraz empati yapabilelim. oradaki türk'lerin ekmeğini yedikleri ülkeye vefalarına saygı duyalım, burda bunun tam aksinden yakınırken, yeri geldiğinde.
kimseyi yattığımız yerden hain ilan etmeyelim. içinde bulundukları konjonktürü anlamaya çalışalım.
pek sanmıyorum ama; umarım anlatmak istediğim anlaşılmıştır.
tamm 22 yıl önce bugün hayata gözlerini açmış olan ve bize bir türk futbolcunun gerekli eğitimleri, disiplini, donanımı ve terbiyeyi aldığı vakit nerelere gelebiliceğini gösteren yegane genç.
iyi ki doğdun iyi ki varsın. dünyada en iyi si olman dileğiyle.
bir avuç leblebiyi çiğneyip çiğneyip suratına karşı yussuf diye bağırmak istediğim adam.
hiç sevmiyorum bu adamı, gıcık oluyorum hatta. gördüğüm yerde pataklayasım var.
(bkz: kötülenmesinden gurur duyulan entryler)