bu anımı kendisine şu didaktiklerimle anlatmak istedim;
ey...
amudu fukarasına çentikler atılmış,
hint fakiri murdar lobların sahibi
dejenere ütopyasını umumi bir kenefte istifra eden,
ve yalnızlığın havrasında mukavva duvarlara istiğfar eden
sen!
büyük çarklarda öğütülmüş gettoların yarı şehirli posası
isyanını çokca yutkunmuş, müzmin yalnızlıkların erbabı
ve tüm korkak maskelerin karanlık arkası,
küllerini nafile yere üfleten modern mitlerin ankası
sen!
kırık dökük putlardan ateş çalan yalancı prometheus
doğmak istiyorsan, eğer kusursuzca ve bambaşka
o zaman pembe iblis, dön yalnızlığına
gömül kendine;
hızlandır tükenişini!
sonra insan unutmak istiyor bazen
tozlu rafların arasında hatıralara sıçrıyor hüznü pembe hülyaların cesim gölgesinde
cenabet bir uykusuzluk hasıl oluyor nedense...
bir bir gidenlerin yasını düzüyor sonraları,
halvetine saatler kala, çeyizine çemkiren gelinlik bir kız gibi üstelik...
ve babasının ölümüne 26 gün kala,
terk olunan üsküdar kızları ağlıyor ardımızdan
nasılda körelmiş bir vicdana haiz bu insanlar
çekip gitmeyi yudumluyoruz suhuletle şarabı hiç etmek gibi
ne kadar çabalasamda olmuyor bir türlü
kızıyorum kendime;
sadece dudakların geçiyor akıl yollarımdan...
yazdığı hikayeler eğer gerçekten kendine aitse dili çok kuvvetli bir yazar.
ama ayrı bir yerden bir insandan sırf kadın olduğu için nefret etmek kadına
şiddetin önünü açar ve bu eninde sonunda döner kendisini vurur.
ayrıca homoseksüellik te tıpkı milliyetler, dinler, ırklar vb. gibi
gurur duyulması gereken yada duyulabilecek bir durum değil sadece bir varoluş biçimidir.
huzura hasret ahsas bile ağlıyor bugün.
yüreğinizde ufak bir Ca-yi penah ayırın bana dostlarım. bırakın göz yaşlarım aksın şehadeti ertelenmiş sonbaharlarıma.
bırakın bu pembe adamı yalnızlığın göz yaşlarında. bir de siz ağlatmayın ne olursunuz, bir de siz ağlatmayın...
söylediği karakterle gözümde zayıf, dil saçlı, esmer, üstünde parlak pembe gömlek, altında beyaz pantalon, kocaman dijital kol saati, converse ayakkabılar giyen birini canlandıran yazar.
özel mesajlarıma cevap vermeyen hayallerimin pembesi. uğruna pipi taktırıp sevişeceğim kendisiyile. aksini söyleyen iddaaya girsin benimle. sevişmezsem bana da nükleer demesinler.
mr.pink: neden ben pembeyim?
joe: çünkü sen bir ibnesin!
mr.pink: neden herkes kendi rengini seçmiyor?
joe: asla. bunu bir kez denedik, yürümedi. sonuçta mr.black kim olacak diye kavga eden dört adamdan başka birşey olmadı. bu yüzden ben seçiyorum. bay pembe sensin.
mr.brown: iyi de bay kahverengi de bay boka çok yakın. rezervoir dogs filminin, bu repliklerini akla getiren yazardır.
yazdıklarını komik bulduğum yazar. ayrıca iyi de yazıyor. * kendisine buralardan uzaklaşıp bir kitap yazmasını öneriyorum. bıraksın pembeyi, moru gitsin buralardan.
değer görmüyorsun, harcanıyorsun buralarda gülüm.
liriklerini hayret ve merakla okuduğum yazardır o ne hayal gücüdür o . bazen kendi kendime kalinca pembe tolga gibi bir insan olabilir mi hayatta acaba diye düşünürken buluyorum . ama liriklerinide takip etmekten kendimi alamıyorum .biri beni durdursun.